2.3

16.8K 981 208
                                    

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayınız.

Keyifli okumalar 🌾

Satır arası yorumlarınızı ihmal etmeyiniz 💕

— 2.3 —

1 Ay Sonra

"Vina! Ablacım koşmadan oyna, düşeceksin."

Uyarımı duyan Vina koşmayı bırakıp bana doğru döndü. Kafasını sallayıp arkadaşlarıyla oyununa devam ettiğinde kafenin terasından tekrar içeriye girdim.

Şanslıydım ki hayatım fazlasıyla güzel gidiyordu. Kafem tahmin ettiğimden çok ilgi görmüştü. Özellikle sabahları kahvaltı için yer bile olmuyordu. Ailemle birlikte yepyeni bir hayat kurmuştuk ve gerçekten sorunsuz gidiyordu. Hatta burada yeni arkadaşlar bile edinmiştim. Aslında tam olarak sorunsuzda diyemezdim.

"2 ay kaldı Neva, ne yapacaksın?"

Ben mutfak kısmına geçmiş hazırlanan yemekleri kontrol ederken, açık pencereden duyduğum bar kısmında oturan Nil'in sesi düşüncelerimi dağıtmıştı.

İşte tam olarak sorunsuz olamamasının nedeni de buydu! Evlenmek için 2 ayım kalmıştı ve sevgiliyi geçin benim hayatımda flört ettiğim bir kişi bile yoktu.

Gözlerimi servis tabaklarından ayırıp mutfaktan çıktım ve bar kısmına geçerek Nil'in yanına oturdum. "Bilmiyorum." Dedim içinde olduğum duruma isyan ederek.

Buraya gelirken kimseyi bulamama ihtimalimi hiç düşünmemiştim. Koloni eşimle olmasa bile birini bulacağımı emindim ve şimdi tüm düşüncelerimde yanılmıştım.

"Levent'e şans versen? Adam gözünün içine bakıyor senin Neva. Hem yaşınızda uyuyor." Diyerek mutfakta çalışan yetenekli aşçımı gösterdi gözleriyle.

Sürekli mutfakta olamayacağım için yanıma bir aşçı almıştım ve o da Levent'ti.

"Ona karşı bir şey hissedemiyorum Nil. Onun baktığı gözle ona bakamıyorum."

"Seni bunaltmak istemiyorum ama işin sonunda ya istemediğin biriyle apar topar evleneceksin, ya da ailenden ayrılarak dünyaya dönmek zorunda kalacaksın." Dediğinde kafamı salladım.

Maalesef ki farkındaydım ve düşünmemeye çalışsam dahi olası felaket sonlar kafamdan çıkmıyordu.

"Elimde değil ki. Bakamıyorum kimseye o gözle. İstesem, zorlasam dahi olmuyor." Keşke olsaydı da bende evlenip bu dertten kurtulabilseydim.

"Sen onu düşünüyorsun hala değil mi?"

Bu soruya hayır cevabını verebilmeyi o kadar isterdim ki... Ama maalesef onu düşünmeden edemiyordum.

"Çıkmıyor ki aklımdan. Durup dururken fotoğraflarına bakıyorum Nil. Konuşmalarımızı okuyorum, söylediği güzel şeyleri..." Durdum ve sinirle devam ettim. "Aptal herif, soyu kurusun inşallah. Onun o küçük bamyasından tek bir damla gelmesinde soyu devam edemesin inşallah. Benim aklımı karıştırdı, hayatımın ortasına sıçtı şimdi babasının gemisiyle hangi gezegeni geziyor acaba?"

Durmadan, arka arkaya sıraladığım nefret cümleleri Nil'i şoka uğratmış olmalıydı ki bana şaşkın şaşkın bakmakla meşguldü.

"Ne bakıyorsun yalan mı?" Dedim kendimi haklı çıkarmak istercesine.

Tek kaşı havalandı ve konuştu. "Küçük bamya?"

"Evet." Dedim omuzlarımı silkerken.

"Ben en iyisi biraz kocamın yanına gideyim. Sende müşterilerinle ilgilen."

Gezegen Yolcuları | Texting Where stories live. Discover now