2. Bölüm~|Garip Olaylar|

79 16 11
                                    

   "Olmaktan korktuğum yerdeyim

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


   "Olmaktan korktuğum yerdeyim..."

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

                     ~|2. Bölüm|~

                    'Garip Olaylar'

Beni fark ettiği gibi kapıyı o adamın üzerine örtüp hızla koşmaya başladım. Asansöre bindim, peşimden hızla geldiğini hissediyordum asansörün kapısı yavaşça kapandı ve peşimden gelemedi.

Hemen aşağıya indim ve o otelden çıktım. Otelin yanında olan kafede bir masada tedirgin ve nefes nefese oturdum. O sırada garson sessiz sedasız gelip;

- Hoşgeldiniz efendim, ne istersiniz?

Dediğinde bir anda irkildim, nefes nefese kaldığım için su istedim ve yanımdan ayrıldı. O cesetler neydi? Yerde teker teker tabuta katan adam kimdi?

Bu otel hakkında ne haberi çıkaracaktım ki? Haber demişken Buğra nerede kalmıştı? Zaten otele girmeden önce işimiz bittikten sonra buraya gitmemizi ve burada haber yapmamızı söyledim ama işi uzun sürdü sanırım.

Şu an konumuz Buğra değil, ne zaman gelirse gelsin. Konumuz o cesetler! Ne yapmalıydım? Polise haber versem? Gerçekten ne yapacağımı bilmiyordum.

Hayır polis olmaz yani olamaz. Polise haber verirsem adamlarını benim başıma salarlarsa? Bu otelde neler oluyor? Benim otele tekrar dönmem ve Buğra'ya bakmam gerekiyordu.

Hemen kafeden ayrıldım ve otele tekrar tedirgin adımlarla girdim. Fakat bu sefer personeller ve garsonlar bana tuhaf tuhaf bakmaya başladılar.

Buğra neredeydi? Bu çocukla uğraşmak istemiyordum ama bu haberi kafede bitirip hemen eve gitmek istiyordum. Hemen asansöre bindim ve son kata Buğra'nın olduğu kata çıktım.

Canıma susamış gibiydim, az önce neler yaşadım fakat hâlâ buradayım. Son kata geldi ve asansörün kapısı açıldı. Fakat Buğra yoktu! Bu çocukla uğraşıp kendimi tehlikeye atmak istemiyordum.

Fakat o anda kattaki odalardan birinde bir ses geldi. Sanki, saki su damlama sesi gibiydi. Yavaş adımlarla odanın önüne kadar geldim ve bu sefer kapı kilitli değildi.

Yavaşça açtım ve içeride akıtan musluk varmı diye baktım ama burada musluk falan yoktu. Fakat hâlâ su damlası gibi birşey akıyordu.

" Hayırrr!"

Diye bağırdım çünkü, çünkü akıtan şey musluk değil bir dolaptan gelen kan damlalarıydı!

Akmaya devam ediyordu, o dolabın içinde şu an birisi ölmüş olabilirdi! Bugünlük bu kadar yeterdi, bu kâbusa son vermek için dolabı açmadan çıktım ve asansöre binerek birinci kata indim.

Buğra ise aşağıda personellere beni soruyordu.

- Burdayım soramana gerek yok!

- Ne bileyim kızım ortadan kayboldun bir an öyle. Senin rengin mi solmuş, ağlamış gibisin sanki.

- Ya ne alaka? Yok bişey hadi şu haberi çıkartalım ve buradan gidelim.

- Tamam ya ne kızıyorsun, hadi gel şu kafede çıkaralım haberi gidelim. Sanki çok meraklıyım senle ortak iş yapmaya.

Dedi ve aldırmadam ve kafeye geçtik. Buğra haber hakkında yarıya kadar yazı yazmıştı.

- Sıra sende. Hey, heeeyy burdayızz!

- Ha!? Heee pardon bir an dalmışım.

- Bak Ezgi, otelde birşey olmuş. Anlaşamasakta bana anlatabilirsin.

- Evet, birisine anlatmazsam bu gece yatamayacağım.

- Anlat o zaman, o otelde ne gördün veya ne yaşadın?

|2. Bölüm Sonu|

~Devam Edecek~

Saklı Otel Where stories live. Discover now