Sabr-ı Sukut 6. Şeri ( Katre-i Aşk )

Haklısın Oğlum/ 65

🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿

Medyadaki müzikle okuyun isteseniz...

138 beğeni ve 400 yorum sınırı dolarsa yeni bölüm gelir inşallah...

Bekleyenler için hemen attım. Düzenleyemedim bile sonra düzenleyeceğim inşallah..

Gebze bölümü bir sonraki bölüm de olacak. Çünkü çok uzun olacaktı sıkılmayın istedim...

🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿

Günler geçip gitmişti. Agah bey her şeye rağmen karısını alıp ana ve babasının yanına neredeyse hergün ziyarete kendisi götürüp getiriyordu. Amine'nin hamile olduğunu öğrenince hepsi çok mutlu olmuştu. Hatta babası bile gözleriyle mutluluğunu işaret etmişti adeta... Agah bey kimselere itiraf etmese bile çok korkuyordu Tahir serserisinin karısına bir zarar vermesinden. Ama Türkan hoca da, gelinleri de, Habil'de, babası da farkındaydı ki Amine ve damatlarının arasında sert rüzgarlar esiyordu. Hiç belli etmemek için uğraşsalar bile her şekilde belli oluyordu. Amine'nin okulunu hamilelik yüzünden bıraktığını düşünüyorlardı. Türkan hoca ve ailesi bir türlü buna bir anlam veremiyorlardı. " Bizim tanıdığımız Amine kan kusardı da böyle bir şey yapıp okulundan vazgeçmezdi..." diyorlardı.

Elif hanım bir anne olarak artık dayanamıyordu. Gelinini de çok seviyordu ve şu ortam da bebeği inkar etmesini bile kendince doğru bulmuştu biraz sakin kafayla düşününce. Hakta vermişti... Çünkü  bebek haberini aldı alalı Mercan'ın yaptıklarını da görünce. Kızlarının üçü de abilerine karşı çok büyük tepkiler vermişlerdi... " Bir kadın olarak yaptıklarını doğru bulmuyoruz abi...!" Demişlerdi.

Elif hanım hergün bıkmadan usanmadan dil döküyordu oğluna karısına böyle yapmaması için ama dinlemiyordu sinir küpü oğlu...
Asaf beyde dil döküyordu oğluna ama olmuyordu. Hatem nine kendisini odasına kapatmıştı kimselerle doğru dürüst iletişimi bile yoktu. Torununun çocuğu olacağına çok mutluydu ama Mercan'ın halide korkutuyordu... Her şekilde vicdan azabı çekiyordu... Amine'ye de ayrıca üzülüyordu ve vicdan azabı çekiyordu.

İzel'de çok üzgündü Amine için... Çünkü kendisi de eski kocasından çok zulüm görüp, karanlık odalara kilitlenmiş, öldüresiye kadar dövüşmüştü yıllarca. Ama Agah beyin şu anda bir şokta olduğunun farkındaydı ve aslında karısını korumak için böyle yaptığı da çok iyi biliyordu. En sonunda Agah beyin karşısına geçip " Agah sen, benim tanıdığım en yiğit ve mert, koca yürekli bir adamsın... Benim bile bir telefonumla imdadıma koştun... Tahir'den beni korudun... Beni yavrularıma kavuşturdun... Tüm bunları yapan Agah mı karısına hemde çok sevdiği karısına, çocuğunun annesine bunları yapıp reva görüyor ? Haklısın gönül koymakta ama bu demek değil ki Amine'ne bunları hak ediyor... Kendine gel artık ve karını affedip okuluna gönder... İleride pişman olacağın şeyler yapma... Görmüyor musun Amine ruh gibi adeta..." demişti ama yine fayda etmemişti Agah beye.

Hatta Çiçek gelin bile bu süreçte, mescidde gördüğü çökmüş Amine'ye üzülerek kucağına küçük kızını alıp evinin bahçesinde olan Agah beye sormaya bile gelmişti. " Agah abi Amine'nin neyi var böyle? Hamile olduğundan desem bu kadar çökmüş olması imkansız..." demişti.
Agah bey iç çekerek " iyi Amine, Çiçek yenge merak etme sen..." demişti.

Elif hanım bu sürede gelininden oğlunun aslında İzel'le evli olmadığını ve niçin böyle yaptığını öğrenmişti ve çok mutlu olmuştu... Ama şu anda gelinin hali daha beter etmişti. Amine sıkı sıkı tembihlemişti kimselere söylememesi için...
Artık kararını vermişti. Bu işi Türkan hocayla konuşacaktı. Üç kız anası olarak dayanamıyordu. Dünürü Türkan' ın hocalık yaptığı kursa giderek her şeyi olmasa dahi bazı şeyleri anlatmıştı. Oğlunun bebeği Tahir'den öğrendiğini, Amine ve bebeği ile tehdit ettiğini... O yüzden okuluna göndermediğini ve çeviri işini de iptal ettiğini... Tek gizlediği Mercan'dı ve yalandan İzel'i kuma diye getirdiğini anlatamamıştı.
Türkan hoca çok ağlamıştı kızı için... Elif hanımın zaten iki tane evlat acısı yemiş kadına dayanamıyordu artık.