0.9

1.2K 203 101
                                    

Yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın lütfen

Minho'un bakış açısı:

"Bunu bitirmeden gitmeyeceğimi biliyorsun değil mi?"

İnatla bana bakan gözlere baktım. Bir elinde çorba kasesi bir elinde kaşık gözlerimin içine bakıyor resmen beni baskılamaya çalışıyordu. Önceki hayatımda da böyleydi. Hastalandığımda ne olursa olsun bir kase çorbayı bitirtmeden gitmezdi.

Derin bir nefes aldım. Gözlerimin önünde aşkından deli olduğum çocuk vardı. Tek fark bana aşkla bakmıyordu. Daha yaşanmamış anılarda saklıydı aşk dolu gözler. Beni ölüme sürükleyen o gözler...

"Özür dilerim. Ben olmasaydım eğer sana zarar gelmeyecekti. Bunu kendine yapmayacaktın."

Bahsettiği şeyin şu saçma boya olayı olduğunu biliyordum ama... Ama neden öyle hissediyordum? Neden sanki beni öldürdüğü için özür diliyor gibi hissediyordum?

"Sen olmasaydın..." Dedim zorlukla. "Ne yapardım bilmiyorum ki ben."

Öpmek istiyordum onu. Çekip öpmek hesap sormak ve sonra bir daha öpmek istiyordum ama yapamazdım. Bunu yapmak sadece onu kendimden uzaklaştırırdı ve bu benim için ölüm gibi bir şey olurdu.

"Bana iyi bakmalısın." Dedim kısık sesimle. "Bana iyi bak."

"Bakacağım. İşte bu yüzden bu son kaşığı da almalısın." Konuyu yine çorbaya getirdiğinde güldüm ve ağzımı açtım. Son kaşığı da ağzıma vermiş sonrada bebekmişim gibi peçeteyle ağzımı silmişti. Açıkçası bu durumu sevmiştim.

Kaseyi masaya bırakıp tekrar yanıma yatağın kenarına oturduğunda sağ elini kaldırdı ve yavaşça yanağıma koydu elini. Hafifçe okşarken kendimi kasmayı bırakmış kendimi yatağın başlığına iyice yaslamıştım.

"Elini hissedemiyorum. Elin orada ama vücudum hissetmiyor."

"N-Ne? Nasıl yani?"

"Sanırım verdikleri ilaçtan." İç çektim. Boyanın içinde kaşındırıcı birşeyler katmışlardı. Jisung bu olayı yaşadığında maalesef anksiyete ilaçlarına etki etmesi nedeniyle etkili ağrı kesici kullanamamış ve çok acı çekmişti. Mutluydum. Onu koruduğum için.

"Öpsen de haberim olmaz yani. Bu bilgi kalsın aklında."

Ağlamak üzere olan küçük sincap gülmüş bununla birlikte gözlerinden yaşlar düşmüştü çarşafa. İnsan kendine bunu yaşatan birini sevmeye devam edebilir miydi? Aptal olduğu anlamına mı gelirdi bu?

Eğer aptallıksa ben bir aptaldım. Ben çok aptalım.

"Otel doktoruyla gelmeden önce konuştum. Büyük bir hasar aldığını ancak dinlenirsen ve kendine iyi bakarsan geçeceğini söyledi. Şu anda ağrı kesicilerle dayanabiliyormuşsun. Cidden o kadar etkili mi?"

"Neyi bilmek istiyorsun sincap acı çekip çekmediğimi mi?"

"İyi olup olmadığını."

Yutkundum ve kapanmaya yüz tutan gözlerimi onun gözlerine diktim. "Bu senin elinde."

"Felix again here!"

Yüksek sesle yüzümü buruşturdum. Cidden sesinin ayarı yoktu.

"Senin için yemek aldım. Hemde en sevdiklerinden. Jisung senin içinde aldık Changbin'le gittik." Arkadan gülümseyerek arkadaşımı takip eden çocuğa baktım. Her zaman ki gibi simsiyah giyinmiş boynuna zincir kolye takmıştı. Felix'in hoşuna giderdi bu tarz şeyler. Ah sakın bana bunu araştırdığını söylemeyin.

Pâro • hyunin • ⚜️Where stories live. Discover now