1.0

1.2K 205 143
                                    

Yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın lütfen 🤍

"İyi değilsin."

"Fark ettiğine sevindim."

Hava iyice kararmıştı. Odanın içinde sadece ikimiz vardık ve bu gericiydi. Hele ki en yakın arkadaşım bana anlam veremediğim gözlerle bakarken..

"Az önce ne dedin Hyunjin? Tekrar eder misin?"

"Fark et-"

"Bir öncekini."

Yutkundum. Bir önce ki derken neyi kastediyordu ki? Ona Jeongin ile ilgili açıklama yapıyordum yoksa devamını mı duymak istiyordu?

"Hatırlamıyorsun değil mi? O adamı nasıl dövdüğünü de hatırlamıyorsun muhtemelen. Aynı öyle bakıyordun çünkü. O adamı döverken de o cümleyi söylerken de aynı yüz ifaden vardı." Tekerlekli sandalyeyi ittirerek yanıma yaklaştı bense ayaklarımı yatağın üstünde toplayıp ondan biraz daha kaçtım. Korkuyordum ama neyden korktuğumu anlayamamıştım.

"O koridorda ağlama krizine girdiğinden beri farkındayım çünkü o zaman da sadece ağlamadın Hyunjin. 'Öldürmek istiyorum' cümlesini duramdan tekrar ettin ve sana yemin olsun ki ne o cümleyi söylerken ki halin ne de şu an ki durumun benim tanıdığım Hyunjin'e ait değil. "

Gözümden yaşlar düşüyordu ama ağlayan kişi ben değildim. O adamı öldürmek istiyordum ama istemeyen kişide bendim.

"Hyunjin... Yaşadığın hayatlardaki durumlara göre kişiliğin değişti ve muhtemelen şu anda hangisi olduğunu ayırt edemiyorsun. Bu da seni içgüdülerine göre hareket etmeni sağlıyor."

Yutkundum. Doğru olabilir miydi? Kafamda yankılanan o ses aslında kendim miydim? Başka türlü düşünen ben şimdiki bene müdahale mi ediyordu yani?

"Öldürmek istiyorum."

"Hayır istemiyorsun."

"Ölmek istiyorum."

"Hayır istemiyorsun."

"Jeongin. O iyi mi?"

Olaydan bağımsız sorduğum soruyla derin bir nefes aldı ve gözlerini üzerimden çekti. Şimdiyse gülümsüyordu. Bence tek deliren ben değildim.

"Bunu öğrenmek için sakin olmayı beklemelisin. İyi geceler Hyunjin."

Geri geri gitmeye başladığında toparlanıp ayağa kalktım. Beni bu şekilde bırakamazdı hele ki onun durumunu bilmeden benim burada durmamı bekleyemezdi.

"Sakin olmadan onun yanına gitmen sadece onu daha da korkutur."

Duyduğum şeyle olduğum yerde kalakaldım. Bunun anlamı ben kontrolü kaybetmişken Jeongin'in uyandığı ve beni o halde gördüğüydü. Tepkisini kestiremiyordum. Durumu bilmediği için beni delirmiş zannedip benden kaçabilirdi. Ki umarım böyle olurdu çünkü bu gerçekleri bilmesinden daha iyiydi. En azından kötü hissetmezdi. Yutkundum ve kalktığım yere geri oturdum. Bu sırada Minho odadan çıkmış kapıyı iki kere kitleyip beni yalnız bırakmıştı.

Küfür etse daha iyiydi.

----

"Jeongin şimdi şöyle ki ben delirmedim ama yani neden o adamı dövdüğümü sorma. Gereksiz biriydi zaten hahaha.... Ayş olmuyor ne diyebilirim ki çocuğa?"

Yatakta doğruldum ve bu seferde karşımdaki duvara bakmaya başladım. Gözetim altında olduğum için tek başıma odada kelepçeli bir durumda kalıyordum. Dün akşam sadece Soobin gelip yemek bırakmıştı o kadar. Kimse gelmemişti be. Ne Felix ne de başka biri. Yazıklar olsun abi. Güya okulun popüler çocuğuydum. Nerede benim hayranlarım??

Pâro • hyunin • ⚜️Место, где живут истории. Откройте их для себя