2.8

924 179 112
                                    

Yorum+yorum= Erken bölüm yeey
•••

"Bana trip atma."

"Sana trip atmıyorum."

Kabağı soydum ve pişirmesi için Jeongin'e vermek yerine Seungmin'e uzattım.

Trip atmıyorum.

"Hah. Mm peki. Özür dilerim normalde abimden korktuğun için yanıma yaklaşmayan seni, abim odanın içindeyken banyoda reddettiğim için."

İkinci kabağı soymayı bırakıp Jeongin'e döndüm. Tencerenin içindeki kabakları o kadar hızlı karıştırıyordu ki bir an tırsmıştım. Her an yağlı sıcak kepçeyi kafama indirebilirdi.

"Onu demiyorum sadece... Ne bileyim... Şu herif..." Soyacağı uzakta arkası dönük hyunga doğrulttum. "Herşeyi berbat etti. Tek bildiğim bu."

Dudağımı büzdüğümde hızlıca bir öpücük kondurmuştu sevgilim. Kendini tutmamasına bayılıyorum.

"Sizin ilişkinizi çekmek zorunda değilim. Çabuk olun ve kabakları hazır edin."

Seungmin ölümcül bakışlarıyla beni öldürdüğünde soyma işlemine geri döndüm. Sevgilisi gibiydi o da. İkisi de cani.

"Bu arada Seung abime bahsetmediğin için teşekkürler. Uygun bir zamanda söyleyeceğim Hyunjin'le olan ilişkimi."

"Zaten işleri yüzünden yorgun. Bir de işsiz dengesiz ne yaptığı belli olmayan aptal bir insanın biricik kardeşini kaptığını bilse çok üzülürdü. Sevgilimin sağlığı çok önemli. Dul kalmak istemem."

B-bu ağırdı. Kim Seungmin yine lafı koymuştu bana. Yutkunamadım bile.

"Ayrıca yarın gidiyor. Bu yüzden sizde rahat olun ve üzmeyin onu."

"CİDDEN Mİ?"

Bütün gözler üstüme dönerken yutkundum. Ahaha sanırım heyecanımı fazla belli etmiştim.

Seungmin göz devirdi ve tencereyi karıştırmaya devam etti. Bugün sipariş etmek yerine birlikte güzel bir yemek yapalım demiştik. Herkesin görevi vardı ve benimki de sebzeleri soymaktı. Jeongin ve Seungmin pişiriyor Minsung ikilisi etleri hallederken Chan hyung ateşi ayarlıyordu. Changlix'i de markete içecekleri almaları için göndermiştik.

Güzel bir etkinlikti aslında. Böyle birlikte iş yapmayı sevmiştim. Patlıcanlara dokunmak dışında gayet eğlenceliydi.

"Abim aslında çok tatlı bir insandır. keşke iyi anlaşsanız..."

"Bebeğim benlik bir sıkıntı yok abin bana nedenini anlamadığım bir şekilde kinli. Ben de-"

"Dengesiz bir aptalın tekisin belki ondandır."

Gözümü kısırak bay mükemmele baktım. Ben sevgilimle konuşuyorum sana noluyor? Ayrıca ne dengesizliğimi gördün manyak herif?

"Etleri doğrayıp baharatladık. Burada yapılacak bir şey var mı?"

Jisung'un sesiyle bakışlarıma son verip bize bakan ikiliye baktım. Minho halinden çok memnundu zaten oldu olası yemek yapmayı seven biriydi. Jisung'sa... Onun ifadelerini çözemiyorum pas.

"Hayır gerek yok bizde hallettik zaten. Sadece pişirmesi kaldı."

Bebeğim iki tencereye kapak örtüp tamamen bana döndü. Ay çok tatlısın sen.

"Ateşi ayarladım. bahçeden Changlix ikilisini de gördüm muhtemelen kapıdadırlar."

Chan hyungun söylemesiyle kapının çalışması bir olurken hızla kapıya koştum. Dün ne Minho ne de Felix'le konuşabilmiştim acaba randevuları nasıl-

Kapıyı açtığımda birbirinin elini tutan bir ikili vardı. Ben açınca çekselerde yine de görmüştüm. Gözlerimi kocaman açtım ve çilli bebeğime baktım. Büyüdün mü sen..

"Hyunjin annem gibi bakmayı kes."

Bana çarpıp içeri girince güldüm. Utanınca hep böyle yapıyordu. Bebek seni.

"Aferin." Diyerek changbin'e baktım. anlamaz bakışlarla bana bakmış ve hareketini durdurmuştu. "Onu üzersen seni öldürürüm. Ciddili."

Yutkununca gülümsedim. Bir koysa karşı tarafa uçardım ama saygılı çocuktu. Vurmaz diye düşünüyordum. Yani umarım.

O da girince kapıyı kapattım ve içeridekilere uzaktan baktım. herkes çok mutlu ve huzurlu görünüyordu. Sanırım hep böyle bu kişilerle kalmak istiyordum.

Umarım dileğim gerçekleşir ve onlarla güzel bir hayat yaşardım.

TEKRARI OLMADAN

---

"İşte sonra changbin çok şevkle yiyince dükkan sahibi fotoğrafını çekti. Şu an o fotoğraf duvarda asılı." Felix gülünce herkes gülmüş changbin'in omzunu sıvazlamışlardı. Baya güzel bir gün geçirmişlerdi anlattıklarına göre. Gülümsedim ve elimde ki şişten biraz daha yedim. Ateşin etrafında daire olmuş yemeklerimizi yiyor bir yandan da sohbet ediyorduk. Ve bu o kadar güzel bir şeydi ki... Hatta direk bugünü hayatımın en güzel günü sayabilirdim. Arkadaşlarımla ve sevgilimle muhteşem bir gün geçirmiştim. Yeji de görüntülü aramış aile özlemimi bile gidermiştim. Chan hyung da jeongin'le olmamıza kızmıyor gibiydi. Yine de kaçıyorduk orası ayrı.

Son bir ısırık alıp şişi bitirdim. Ah.. ateşte pişirilen soslu et gibisi yoktu. Hele ki sevgilimin yaptığı sebzelere batırınca... Nefis nefis nefiss

Jeongin'e baktığımda onun da güzel yediğini görmüş iyice keyiflenmiştim. ellerimi kaldırıp seslice gerindim. Gerinmem gülmeyle bitince diğerlerinde gülmüştü.

"Cidden muhteşem bir gündü."

"Hayatımda bu kadar güzel bir gün yaşamadım ben."

Herkesin aynı fikirde olduğunu görünce elimi uzattım çakmaları için. Chan hyung dahil herkes yaparken cidden aile gibiydik. Sanırım ikinci bir ailem olmuştu.

"Dışarıda uyuyalım mı? Yıldızlara bakarak."

"Woaa çok güzel fikir!"

Ayağa kalktım. "O zaman uyku tulumlarını getiriyorum!"

Herkes onayladığında yardım tekliflerini reddedip eve doğru ilerledim. Çok yemiştim eritmem gerekiyordu.

Üst kata çıkıp dolabı açtım. İşte buradaydılar. Hepsini üst üste koyup hazırladım ve kucağıma aldım. Önümü tam göremesem de sorun olacağını zannetmiyor-

Yanından geçtiğim kişiyle durdum.

Yanlış...

Yanlış görmüş olmam lazımdı ben ben...

Hayır hayır...

Yutkundum ve titreyerek yavaşça soluma döndüm.

-kişilerin en fazla altı parallelik kadar akıl sağlıklarını koruyabildikleri ortaya çıkmıştır.-

•••

Çok mutlulardı bunu yapmak istemezdim ama işte...

Pâro • hyunin • ⚜️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin