6-Havaya Karışan Hisler

20.2K 2.2K 2.5K
                                    

Medya: Dinçer

Bu bölüme Ayaz'dan biri yetişmedi gelecek bölüme diyelim 💫

Sınır koymaya karar verdim 1000 yorum, 600 beğeni.


Diyarbakır-2017

Zümra'nın odasından çıktığımda omzumdaki yüklerin azaldığını hissediyordum. Susarak üzerime aldığım yükleri boşaltmıştım. Hiçbir zaman ezik bir adam olmamıştım ben, her şeye bir saygım olduğundan sesimi az önceki kadar yükseltmemiştim.

Ben onları anlamaya çalıştıkça onlar benden harcamaya devam etmişti. Hayır sabrım dolmamıştı, ya da sinirimin son raddesine gelmemiştim. Sadece artık sabretmem gerekmediğini anlamıştım.

Belçim'in sözlerinden sonra daha iyi anlamıştım susmanın bir işe yaramadığımı. Haklıydı Belçim, sözleri içimdeki hırsı daha da körüklemişti. Farkında olmasa da bana çok iyi gelmişti. Ben ona iyi ki gitmiştim.

Merkezden çıkıp yakınlardaki bir pastaneye adımladım. Tezgâhın başındaki kadına burada börek yapıp yapamayacağımı sordum.

''Televizyon programımı mı çekiyorsunuz? Hangi kanal?''

''Yok, hobi olarak börek yapmak istiyorum ben.''

''Ay zaten hiç sevmem öyle programları, şehrin yarısını yiyip geri dönüyorlar.''

''Ben kendi hâlimde bir tepsi börek yapıp gideceğim. Ücreti hiç sorun değil.''

''Orası belli oluyor.'' dedi beni süzerek. Zengin mi duruyordum ben? Bilmem kendime hiç o gözle bakmamıştım.

Mesela Atlas çok zengin dururdu, giyimine benim paramı harcardı. Buna rağmen benden giymeye devam ederdi. Demir çok klasik ama güzel giyinirdi. Babam amcamdan kıyafet alır, Fırat amcamla beraber giyerlerdi. Ailemizdeki tek kız çocuğu olan Yaz'ınsa bizim yüzümüzden kafası karışıktı.

Ali amcam ona Beşiktaş forması giydirirken, babam tütü giydirirdi, Fırat amcamsa Ali amcamın dayağını göze alarak asker üniforması alırdı Yaz'a.

Pastanenin mutfağına geçtiğimde kadın malzemeleri çıkartmaya başladı. Hayatımda ilk defa börek açacağım için garip hissediyordum.

''Malzemeler bunlar, bak bu kağıda nasıl yapacağını da yazdım. Çok dağıtma ortalığı. Beni de çağırma.''

''Merak etmeyin çağırmam yaparım ben bu işi.''

Aradan geçen on dakikadan sonra ablayı yanıma çağırırken bulmuştum kendimi.

''Elime sardı bu hamur, yapıştı bırakmıyor.''

''Hay Allah kolunu kessek mi?''

''Abla dalga geçme, hepsi elimde kaldı ne yapacağım.''

''Un at, un.''

Hamurla cebelleşmem bir saati bulmuştu. Açması daha da zordu, börek yapmak bu kadar zorsa niye yapıyor bu insanlar?

Börek bittiğinde rahatlamıştım.

''Biraz kalın oldu ama güzel değil mi?''

''Bana bak oğlum, bu böreği yiyip beğenen bir kız olursa hiç düşünme onunla evlen.''

''Abla dur ortalığı karıştırma şimdi.''

Böreğin fotoğrafını çekip Belçim'e atmak istesem de telefonunu almadığımı fark ettim. Atlas olsa kızardı bana. Olmadı dumanla haberleş Dinç? Derdi. Onun bu konularda benden çok yetenekli olduğu açıktı.

KOFHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin