11-Sensiz Olmaz

19.5K 2.3K 2.2K
                                    

Selam!

Öyle kötü bir grip oldum ki konuşmaya mecalim yok. Salgın var diyenlere ehe ehe ben olmam diyordum şimdi yatak döşeğim 🤧

Bugün yatarakken içimden fena halde bölüm yazma isteği geldi ben de bu isteğe karşı koyamadım. Bir cümle yazdım burnumu sildim, bir cümle yazdım ıhlamur içtim. Bu böyle sürdü. Nihayet ki yazdım.

Bir yanımda ıhlamur, bir yanımda kocaman bir rulo peçete yatağımdayım. Yorumlarınızı bekliyorum 💝

Geçmiş olsun dileklerinize teşekkür ederim şimdiden💕

Uzun bir bölüm oldu 2k yorumu geçer miyiz?

Neyse çok konuştum keyifli okumalar. YORUM ATMAYI UNUTMAYIN!

Diyarbakır-2017

Görevden döneli üç gün olmuştu. İkinci gün sadece uyumuştum. Üçüncü gün ise iş başı yapmıştık. Net bir görev emri olmadığından herkes elinde olan işleri hallediyordu. Bilgisayarı çok hızlı kullandığım için raporlama işlerini hızlı bitiriyordum.

''Çok sert vurma şu klavyeye.''

Kâzım'a bakmadan yazmaya devam ettim, ''Acele et biraz, şef bekliyor.''

''Bizim zamanımızda parmak basmak vardı, ne bu bilgisayar falan. Herkes Batı özentisi olmuş.''

''Parmak basmak mı? Yaşın kaç dedem?''

''Senden bayağı büyüğüm abisi. Bunu bil yeter.''

''Boşuna dede demiyorum.''

''Her şey olarak büyüğüm,'' Dedi gözlerini belimin aşağısına indirirken, ''Sen anladın onu.''

''Bel altı muhabbeti olmadan konuşamaz mısın sen?''

''Erkek arası muhabbetler bunlardır, tabii sen bilmezsin erkek dedik.''

''Bizim ailede görünce saygı duruşuna geçeceğin bir sürü erkek var, bir kere bile böyle sohbet etmedik.''

''Aileye hürmet ederim, benim sana nefretim var.''

''Hadi be, ben hiç anlamamıştım.''

''Benim dikkatimi dağıtmasana oğlum sen, dön önüne.''

Bilgisayar ekranına baktım, ''Yazım hatalarına dikkat et, ikinci satırda şey ayrı olacak.''

''Yazım hatası ne anasını satayım? Dümdüz yazı varken doğrusu yanlışı nereden çıktı.''

Çocukluk arkadaşım Pelin olsa bunu uzun uzun açıklardı. Bense Kâzım'la bugünlük iletişim kotamın dolduğunu düşünerek açıklamadım.

İşim bitince yazıcıdan raporları çıkartıp dosyaladım. Ayaklandığımda Kâzım ayağını ayağımın önüne atarak durdurdu.

''Çıktı nasıl alınıyor lan?''

Elimdeki dosyayı hafifçe omzuna vurdum, ''Delikanlı gibi.''

Arkamı dönüp gittiğimde söylenmesini pek de kafaya takmadım.

Şef'in odasına adımlarken karşıdan gelen Yusuf abileri fark ettim. Arkamdaki elimi iki yanıma alarak selam verdim. Benden rütbe ve yaş olarak büyüklerdi.

''Merhaba komiserim.''

Yusuf abi her zamanki gibi elini omzuma koydu, ''Merhaba Dinçer, nasılsın? Yoğun başlamışsınız güne.''

KOFHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin