24-Ateşe Düştüm

16.6K 1.6K 1K
                                    

selam herkese, yine bir bölümle ben geldim. Ben ve yıkık yüreğim.

not: zaman kavramı kargaşasından dolayı tarih belirtmeden kısada beş yıl önce ve beş yıl sonra diyeceğim.

mert demir, ateşe düştüm 🎶

bu bölüme dair karakter yorumlarınızı merak ediyorum. özellikle belçim'le alakalı yorumlarınızı. onu anlamaya çalışanlar ve suçlayanlar olarak ikiye ayrılacağız gibi. neyse, umarım sevgi kazanır.

bu bölümün en sevdiğim cümlesi, 'kendi arkanda dur' çünkü gün gelecek kimse arkanda olmayacak, en yakınların bile.

keyifli okumalar :)

keyifli okumalar :)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

5 yıl önce

Bir ay...

Evliliğimizin üstünden tam bir ay geçmişti. Bir aylık evliliğimizi özetlemem gerekse kül kedisi masalı gerçekmiş derdim. Eski hayatıma maddi ve manevi olarak taban tabana zıt olan bu yeni hayatıma hâlâ alışma sürecindeydim.

Sabahları yine kocamın belimi saran kolunu hissederek uyanıyordum, beni her an mutlu ediyordu. Söylediği sözler, ansızın ettiği garip iltifatlar ve yer yurt fark etmeksizin temas halinde olmak istemesi çok sevdiğim şeylerdi.

Ankara'da kış aylarının sonlarındaydık. Düğünümüzde açan güneş yerini kara bulutlara ve yer yer yağan hafif kara teslim etmişti.

Günlerden çarşambaydı, çarşamba en sevdiğim gündü.

Herkes işteydi, Atlas bile işe gitmişti. Demir ise son zamanlarda çok az uğruyordu eve. Yaz okuluna dönmüş Mavi ise yurdundaydı. Kartal ve Tibet'in okulları tıkırında gidiyordu.

Koca evde sadece Dinçer ve ben vardık. Balayından döneli üç gün olmuştu. Dinçer'le yaşadığım harika bir deneyimdi Kuzey Işıkları. İlk kez uçağa binmiştim, ilk kez yurt dışına çıkmıştım, ilk kez bir hayalimi gerçekleştirmiştim.

Büyüleyici kuzey ışıklarını kocamın kollarında seyretmiştim. Çok başka, çok özeldi. Hiç unutmamak üzere o anıları içerisi Dinçer'le dolu kalbimde sakladım.

Mutluluktan gebermek üzereydim, bir yandan da yaşadığım bu hayatla kavga halindeydim. Ben hiçbir çaba göstermediğim bu mükemmel hayatı ne kadar hak ediyordum?

Yanağıma değen sıcacık öpücükle başımı çevirdim, ''Ne yapıyor benim karım?''

Elimdeki cevizlerden bir tanesini ağzına götürdüm, ''Cevizli bir tatlı yapacağım akşam için, ayıklıyorum.''

''Ayıklanmış ceviz yok mu? Sen uğraşma Belçim.''

''Uğraşmıyorum ki seviyorum ben ceviz kırmayı.''

KOFHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin