Bölüm 3

365 15 33
                                    

Tam iki hafta geçti. Hürkan bizim evi tuttu, yerleşti hatta yerleşirken tüm ekip ona yardım etti bu sayede bende hepsiyle tanışmış ve numaralarını almıştım.

Hafta sonuydu annem kahvaltı hazırlarken bende pijamalarım ile oturmuş oyun oynuyordum. "Kızım, kapı çalıyor bakabilir misin?" Oflayarak yerimden kalktım ve kapıyı açtım. Gelen Hürkan'dı ben pijamalarımla ve dağınık saçlarım ile onu karşılamıştım ama bu umrumda bile değildi. "Buyur?" Dedim gülümseyerek. "Annen kahvaltıya çağırdıda." 

"Ha, ben bilmiyordum. Buyur geç içeri." Hürkan içeri geçerken bende kapıyı kapatıp derin bir nefes aldım. Bu olanlar hayal gibiydi. Mutfağa girdiğimde Hürkan ve annemin sohbet ettiğini gördüm gülümseyerek Hürkan'nın yanındaki sandalyeye oturdum. "Sizde iyi anlaşmaya başlamışsınız." Dedi annem gülümseyerek. Hürkan ile birbirimize baktık. "Evet." Dedik aynı anda. Ufak bir kahkaha attıktan sonra annem daha kahvaltı hazır olmadığı için bizi odama gönderdi. "Oyun oynamak ister misin?" 

"Olur, hangi oyun?"

"Güzel bir dövüş oyunu biliyorum." Televizyonun karşısına geçtim ve oyunu açıp kollardan birini Hürkan'a uzattım. Kendimi oyuna kaptırmıştım Hürkan'nı yenmeme çok az kalmıştı. "Ve, EVET!" Yenmiştim, ne yaptığımı bilmeden ayağa kalktım ve dans etmeye başladım. "Yendim!" Ne yaptığımı fark edince durdum ve Hürkan'na baktım. Gülümseyerek beni izliyordu. "Hadi bir el daha." Dedim. 

"Of!" Bu el yenilmiştim. "Bu sefer ben yendim!" Hürkan'da benim gibi ayağa kalktı ve dans etti ama o bilinçli olarak dans etti. "Çocuklar! Kahvaltı hazır!" Bende ayağa kalktım ve mutfağa gittik. 

                                                 ● ● ●

Kahvaltıdan sonra salonda oturmuş sohbet ediyorduk. Konu konuyu açtı ve bir anda konu müziğe geldi. "Tuana, gitarını getirip bize bir parça çalsana." Dedi annem. Hürkan'nın gözleri parlayarak bana döndü. "Sen gitar mı çalıyorsun?"

Başımı olumlu anlamda salladım. "Bende çalıyorum." Gülümseyerek; "Biliyorum." Dedim. "Ee, beraber güzel bir parça çalıp söyleseniz ya." Gitarımı getirdim.

"Hazır mısın?" Dedim.

"Sence?"

"Hazırsın." Derin bir nefes aldım. Ben gitar çalacaktım, ikimiz söyleyecektik. 

"Anlayışsız bencilim, çok fazla içerim

Beynim hep uyuşuktur, hep kendimi seçerim
Sense hep çok güzeldin, hep doğruyu seçerdin
En büyük yanlışın elbette ki bendim. 

Bakışlarımız birbirimizi buldu. Sanki yer altımızdan kaydı ve yok oldu. Boşlukta gibiydim... Çok mutluydum.

Yalanlarım affedilir değil ama planların hiç masum değil
Ben ki böyle bir adamdım, sevdim bu senin hatandı
Artık hiç uzatmadan gitmelisin sevgilim

Güzeliz çok güzeliz, birbirimizi keseriz
Balık burcu kalbinden kopan biz değil miyiz?
Bana hep anlattığın; yıldızlar, galaksiler
Tanrıyı sorgulamak bizi nasıl etkiler?

Yalanlarım affedilir değil ama planların hiç masum değil
Ben ki böyle bir adamdım, sevdim bu senin hatandı
Artık hiç uzatmadan gitmelisin sevgilim." 

Şarkı bitince annem alkışlayıp aynı zamanda konuşuyordu. "Uyumunuz çok güzel." Dedi . Kan yanaklarıma hücüm ederken ayağa kalktım ve gitarı odama bıraktım. "Akşam bizim evde toplanacağız, gelmek ister misin?" Duyduğum sesle arkamı döndüm ve Hürkan'nın kapıya yaslanıp beni izlediğini gördüm. "Şey, bilmem. Rahatsız etmeyeyim." Aslında kabul etmek için deliriyordum! "Yok canım. Ne rahatsızlığı?" Gülümseyerek başımı salladım. "Saat kaçta?" Dedim merakla. "Şimdi, istersen benim ile gel." Yüzümde meraklı bir ifadeyle ikinci soruyu sordum. "Şimdi mi? Ama sen akşam olduğunu söylemiştin." Hürkan bakışlarını kaçırarak. "Çocuklar gelmeden önce takılırız biraz diye düşünmüştüm." 

/Sonsuza Kadar Hayran/Where stories live. Discover now