-FİNAL-

348 21 53
                                    

[Bölüm şarkısı; Bored]

'Bir dakika ne!?'

Yakup... ne işi var bu adamın burada? Tutuklanmıştı en son, salmışlar mı? 

"Yardım edin!" Dedi Tuana kısık sesiyle. Yakup onu boğuyordu! Sessizce arkadan yanaştım ve kafasına tava ile vurdum. "Tuana koş!" Tuana koşarak odadan çıktı. Yakup denilen piç sendeleyerek koltuğa düştü. "Seni oruspu çocuğu! O lanet yerden nasıl çıktın bilmiyorum ama seni geri sokucam oraya!" Kapı sesi duyunca Tuana'nın evden çıktığını anladım ve kapıya doğru baktım tam bu sırada karnımda şiddetli bir sızı hissettim. "Sen beni oraya geri sokmadan ben seni mezara sokucam." Elim karnıma gitti. Elim ıslak ve yapışkan bir şeyle kaplandı. "Tuana'dan ne istiyorsun?" Dedim acı içinde. "Sevgilisi misin onun?" 

'Eğer ölmezsem... evet. Daha ona, onu sevdiğimi, ona deliler gibi aşık olduğumu bile söyleyemedim. Ölmek istemiyorum, en azından onu sevdiğimi bilmeden ölmek istemiyorum...'

"Bu seni alakadar etmez." Elimdeki tavayı daha da sıkı tuttum. Onun elinde bıçak vardı benim elimde ise tava ve ben yaralıydım yani 2-0 öndeydi ama bu beni yıldıramaz. Ona zarar gelmesine izin veremem, vermemeliyim...

Tavayı birkez daha kafasına indirdim. Bu sefer daha sert vurdum yere düştü bunu fırsat bilip elindeki bıçağı aldım ve onu kaçamasın diye defalarca bacağından bıçaklayıp evden çıktım. Tuana göz yaşları içinde yardım istiyordu. "Hürkan!" Beni görünce koşarak yanıma geldi. "İyi misin?" Başımı olumlu anlamda salladım ama siyah tişörtümün ıslak olması beni ele verdi. "Tişörtün neden ıslak?" Dedi kaşlarını çatarak. "Bir şey yo-" Tişörtümü sıyırdı. "Hürkan, yaralanmışsın!" 

"Önemli bir şey değil sen iyisin ya." Yüzünü ellerimin arasına aldım eğer ölüceksem Tuana'nın kollarında mutlu bir şekilde ölmek istiyorum. "Hürkan, çok kan kaybediyorsun..." Göz yaşları ellerimi ıslatıyordu. "Şşş." Onu kendime çektim ve son kez sarıldım, son kez saçlarını kokladım...

"Sakin ol," Geri çekildim ve boyuna gelebilmek için biraz eğildim. "Sana bir sır vereceğim."

"Ne sırrı?"

"Seni," Gözlerinin içine baktım. O güzel gözlerinden düşen her bir gözyaşı bıçak yaramdan bile daha çok acıtıyordu canımı...

"Deliler gibi seviyorum." Acı içinde gülümsedi. "Bende," gözyaşlarını sildim. "Seni deliler gibi seviyorum." Güldüm. Daha fazla ayakta kalamıyacaktım.

-TUANA'DAN-

Normal normal oyun oynuyordum ne olduğunu anlamadan biri odama daldı. Evde yalnızdım yabancı  biri olmalıydı odama dalan. Aile'den olamazdı yüzünü de tam göremiyordum anında boğazıma yapıştı. Yüzüne sert bir yumruk atıp kurtuldum. Evden çıkmak için hızla koştum ama beni salonda yakaladı ve tekrar boğmaya çalıştı bağırmaya başladım. Kafasındaki kapşonu çıkardı bu adam Yakup'tu...

Dışardaydık, hava soğuktu, o yaralıydı ve çok kan kaybetmişti, tişörtle duruyordu acaba üşüyor muydu? Ölücek miydi? Ben onsuz ne yaparım? 

Hürkan'nın elleri yüzümü, dudakları dudaklarımı sarmıştı. Sanki ilk ve son kez öpüyor gibiydi, hasretle, sevgiyle, şefkatle... Dudaklarımızı ayırdı ve gülümsedi. "Seni seviyorum Düşes..."

"Bende seni seviyorum." Gözlerinin içine baktım. "Hugola..." Sözümü bitirir bitirmez üstüme yıkıldı korku içinde yere oturdum ve başını dizlerime koydum. "Hürkan, lütfen dayan!" Telefonum yoktu bağırarak yardım istemeye başladım. "Yardım edin lütfen! Ambulansı arayın!" Gözyaşları içinde etrafa bakıyordum. "Bir insanda mı yok! Yardım edin!" Kucağımda hissettiğim hareketlilik ile Hürkan'a döndü bakışlarım. Boynundaki yüzük kolyesini çıkarıp elime tutuşturdu. "Beni asla unutma..."

/Sonsuza Kadar Hayran/Where stories live. Discover now