1. Bölüm / Kanla İlk Adım.

1.8K 937 201
                                    

☾

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.



1. BÖLÜM /
Kanla İlk Adım

☾...
Karanlığın sokaklara hükmettiği vakitlerdi...
Yağmur, sanki kana buladığım her yeri temizlemek için, hızla yağıyordu. Ceketimin cebinden küçük kağıdı çıkartıp o lanetin, paramparça olmuş cesedinin üzerine attım.
Artık gitmem gerekti.
Bir kere daha dönüp baktım.
Ona Nefes alırken tiksinerek bakıyordum, şimdi ise, birkaç yere dağılmış olan parçalarına bakarken yuzümde bir gülümse oluştu. Ona yaşarken baktığımda içimdeki nefret artıyordu.
Şimdi ise geçmişmiydi? Başımı salladım. Ona söylercesine "Hayır! Bu daha ilki, hepiniz yok olana kadar" elimi sertçe göğüsüme vurarak "buramdaki nefretim geçmeyecek! Sadece benim için değil! Bunu benim gibiler için yapacağım"

Yere düşen telefonunu aldım. Son görevimi yapmalıydım telefonu açıp polisin numarasını tuşladım.

"İmdaat Polis!" Dedim ve ardından bir kahkaha patlattım.

Ne dediklerini dinlemeden, telefonu yere bıraktığımda, çekmiş oluğum videoyu başlattım. Sesini
Yavaş yavaş açarken attığım kahkahaları yükselttim.

Elimdeki eldivenleri çıkartıp poşetin içine koydum.
Kapşonumu kafama geçirip ordan uzaklaşmaya başladım.
Başlattığım videonun sesi, bütün şehrin sokaklarında inliyordu. Artık gerçeği tek ben değil, bu gece bütün izmir öğrenecekti, belkide tüm ülke.
Cümleleri şehirde tekrar tekrar yankılanıyordu.

"Ben kemal akkoyun suçluyum. Karaoğlu yangını dikkatsizlik değil, cinayetti! Hepsi plandı. Yapanlardan biri bendim, yapanları tanıyorum. Onlara ortaklık ettim.
Hiçbirine acımadım, yalvarışlarını duymazdan geldim. Çığlıklarını, kahkalarımla bastırdım. Üstelik hiç birisini o geceye kadar görmemiştim, tanımıyordum. İsimlerini dahi sonradan öğrendim. Para karşılığında ordaki üç kişinin canına kast ettim. Giderkenki amacımız sadece öldürmek değildi. Ama sadece öldürmek için tutulmuştum. ama birtek öldürmekle yetinemedik. Onlara başta zorla dok_.-._.-._.-._.-._-"

Dişlerimi sertce bibirine bastırdığımda, o pisliğin sözleri sanki kulağımı delip, bütun bedenimi yakıp yıktığını hissettim.
Sanki kırk beş dakika önce ona hakkettiğini vermemiş, o videoyu ben çekmemiş gibiyim. Öfkemde zerre azalma yok!
Daha önümde çok kişi var. Onlarada bizden çaldıkları hayatı alacağım....

Daha fazla dinleyemeden, Kulaklığımı takıp müziğin sesini fulledim. Ellerimi cebime yerleştirip Adımlarımı hızlandırdım.

Beni ölüme terk ettikleri o karanlık denizin önüne geldiğimde, durdum.
Hiç bir zaman cesaret edemesemde mecbur olduğum denizin ucuna kadar ilerledim.

Kulaklıklarımı çıkartıp cebime koyduğumda, gözlerimi kapatıp dikkatlice etrafı dinledim.

Başımı salladım değildi, hiçbir zaman, o gece olduğu gibi gürültülü değildi! Öfkeli bir şekilde, deniz dalgalarını vurmuyordu karaya, ama okadarda sakin değildi.
Deniz sanki benim zaferimi kutluyordu. Derin bir nefes alıp her zamanki gibi, o gün kaybettiklerimle konuştum. Ama bu sefer intikam cümleleri kurmayacktım.

"Başardım" dedim. Duyacaklarmıydı? Bilmiyorum ama deniyorum.

"Önce kendime, sonra size verdiğim ilk sözü tuttum. Ama durmayacağım, hepsi bedelini ödeyecek!"

Dudaklarımdan çıkan kahkahaları engelliyemiyordum, ama göz yaşlarım onların zıttı gibi, yanaklarımdan akıp gidiyordu.

"Başardın" arkamdan tanıdık bir ses
Gerçekmiydi? Elbette gece! Elbette gerçek değil! Kendini kaybetmeden, kendine gelmen gerek.
"Anne!" Ona doğu gittiğimde, tam boynuna sarıldığımda, kendimi boşlukta hissedip dizlerimin üzerine düştüm.
Ne sanıyordun? Bir umut mu bekledin?

Annemin yüzüne baktığımda Kafasını iki yana salladı.

Evet, yine aynı şey oluyor. Hayır! Kendini topla gece! Topla!
Yine bütün şehri kaplayan çığlık seslerini duyuyorum. Denizin acımasız dalgaları, benimde boşa attığım yardım çığlıkları, yine yaşıyorum o geceyi, yeniden ölmek için.

"Bidaha olamaz istemiyorum!"
Dedim feryâd edercesine ellerimle yüzümü sertçe kapattım. Tırnaklarımı tenimde hissediyordum. Sen aybüke değilsin! Olamazsın istesende. Güçsüz değilsin!
"Hayır! Hayır! Hayır! Hayır!"
Bütün her yerimin kasıldığını hissettim. Yine aynı çaresizlik kapladı bedenimi. Gece yakışmıyor sana! Böyle hissetmek bile yakışmıyor.

"Senin yüzünden oldu!"
O pisliğin sesiydi.
"Kes! Yeter! Ben bişey yapmadım
Yapmadım yapmadım yapmadım"
Bedenimin konuturolu bende değildi. Ellerimi yumruk yapmış sert bir şekilden kafama vuruyordum .

Sussun istiyorum! Bitsin istiyorum! Olmuyor siktiğim beynim her şeyi unutmuş olsada, o günü tekrar tekrar yaşatarak, o gün yaşamanın bedelini ödetiyor.

Sanki bedenim yeniden, 15 yaşındaki aybükeye aitti. Hayır olamazdı, o öldü o gün.
Ben Geceydim, Gece pusat. Alışmıştım ben geceye, onun güçlü duruşuna, bu ona göre bir hareket değildi!

Ayağa kaltığında, duyuyorum. O gece evimden yankılanan şarkıyı. Uzaktan kısık bir şekilde çalıyordu.
Kim şeçmişti? Hatırlamıyorum. Hiçbir şey hatırlamıyorum. Sadece bedeli ödemem için yaşıyorum yeniden o günü. Güzel olan hiçbir anım yok aklımda. Arkadaşlarım, hayatıma daha önce giren insanlar, yaşadıklarım, aklımda, benliğimde, yok! Hiçbiri yok.

İlerledim, artık bir bacağım boşlukta sallanıyor.
Yeniden, devam etmemek için bir neden arıyorum.
O gürültünün içinden bir ses duydum. Gerçekmi? Yoksa o gece yaşamamın bedelimi? Emin değilim...

"Gece!!"
...

GECE'NİN ÖFKESİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin