SEVGİLİ GÜNLÜK BÖLÜM 6: HAYATIMI BEN MAHVETMEDİM

43 5 0
                                    

Merhaba sevgili günlük;
Bugün yeğenimin bölme işlemlerine yardım ederken, aklıma gençliğim, lise dönemlerim geldi.

Ortaokul bitmişti. 4.76 gibi yüksek bir diploma notu almıştım. Bu beni çok heyecanlandırdı. İstediğim okula gidebileceğim için mutluydum. Düz lisenin süper lise bölümü bulunuyordu. Herkes giremiyordu. Oraya gitme hakkı kazanmıştım. Ancak öncesinde bir tatil yapmak için Bandırma'da amcamlara gitmiştim. Tatilinin ortasında ailemi telefonla aradım. Annemle konuşurken söylediği bir söz beni içten içe mahvetmişti:

"Oğlum baban endüstri meslek lisesi bilgisayar bölümüne ön kaydını yaptırdı. Komşu çabuk meslek sahibi olur demiş."

Şaşkın bir şekilde cevap verdim:

"Ne diyorsun anne sen? Ben oraya gitmeyecektim. Benim düşüncem farklıydı."

Annem yanıt verdi:

"Olsun oğlum. Baban da bir an önce meslek sahibi olmanı istiyor."

Telefonu bir an önce kapatmalıydım. Babam olacak adam kimdi ki? Bana ne gibi bir babalık etmişti ki? Bana, aileme yüz karalığı yapmaktan başka hiçbir işe yaramayan bu adam, benim eğitim hayatımı mı şekillendirecekti?

Derhal toparlandım ve amcamlara veda ettim. Amcam beni tren garajına kadar götürdü. Gergin bir yolculuk sonunda Balıkesir'e inmiştim. Eve nasıl vardığımı bilmiyordum. Zaten pekte faydası olmayacaktı bu ani gelişimin. O gün uzun uzadıya konuşsam da dinletemedim kendimi. Kafalarında sadece erken meslek sahibi olmak fikri vardı. Ailemin, özellikle babamın cehaletinin bedelini ödeyecek miydim?

Ertesi gün evrakları hazır edip liseye gittik. Bir boka yaramayan, sorumsuz, aile yükü almayı beceremeyen babam, okulla ilgili methiyeler düzüyordu. Sonunda liseye varmış ve müdür yardımcısının odasına çıkmıştık. Müdür yardımcısı evrakları ve diploma notumu görünce söze girmeden duramadı:

"Emre, bak oğlum. Bu okulun bilgisayar bölümüne gitmek çok zordur. Aileler buraya gelip binlerce TL sunuyor. Sırf çocuğu bu bölüme girsin diye. Sen bu puanla bölümünü rahatça kazanıyorsun. Seni tebrik ederim."

Hissiz bir şekilde cevap verdim:

"Teşekkür ederim hocam."

Okula kaydım yapıldı. Balıkesir'de bulunan en büyük okullardan biriydi. Oldukça donanımlı bir okuldu gerçekten. Bilgisayar bölümü ise o dönemde en revaçta olan bölümlerden biriydi. Bilgisayar öğretmeni olmak için insanlar gerçekten sıraya giriyordu. Biraz yatışmış, hakkımla bu bölüme girdiğim için de gururlanmıştım. Yavaş yavaş bu okula gitme fikrine ısındım. Ve eğitim yılının başladığı güne kadar kendimi iyice hazır hissettim.

Okul başlıyordu. İlk gününde çok heyecanlı bir şekilde okula gelmiştim. Annemin uğraşları ile üzerime en yeni giysiler alınmıştı. Kitaplarım için bazen kırtasiye bazen de 2. El kitap pazarını değerlendirmiştim. O yıllarda böyle imkanlar bulunuyordu.

Günler geçmeye başladı. Derslerim iyi gidiyordu. Her şey yolunda gibiydi. Derken öğrenciler de kendi aralarında gruplaşmaya başlıyordu. Zafer, Emre, Emrah denilen üçlü ve aşağılık bir grup sözlü tacizlere başlamıştı. Her an, her gün sözleri ile rahatsız ediyorlardı. Benim kibar ve naif bir yapım vardı. Bunun önüne geçemezdim. Ben bir insandım. Ben neysem oydum. Kavga bilmezdim. Kimseyi kırmadan üzmeden yaşamayı tercih ederdim. Ancak bu üçlü dur durak bilmiyordu. 'Kız gibi, top, karı' gibi aşağılayıcı kelimeleri bana karşı kullanıyor ve bundan zevk alıyorlardı. Nasıl bir anne baba böyle çocuklar yetiştirebilirdi ki? Kaç kez yapmamaları gerektiğini, hepimizin insan olduğunu hatırlattım. Ama sadece arsızca gülmekle geçiştirip tacizlerine devam ettiler.

Artık dayanacak gücüm yoktu. Bir arkadaşımın da yol göstermesi ile okulu asmaya başladım. Okula gidip o laflara maruz kalamazdım. Aileme gidip bana böyle diyorlar diyemedim. Gururum kırıldı yeterince. Bir de aileme karşı gururumu yerlere seremezdim. Devamsızlık yapmaya devam ediyor, sadece sınavlara girmek için okula gidiyordum. O günde bile bana hakaret etmeye devam edecek kadar aşağılık insanlardı bunlar. Ve sonunda olağanüstü bir devamsızlık süresi yaparak okulla ilişiğim kesildi. Bundan ailemin de haberi oldu. Büyük tepki gösterdiler. Neden diye sormak yerine biz senin için uğraşıyoruz demeyi tercih ettiler.

Eğitim hayatım bu şekilde mahvoldu işte.  Suçlu bulmak gerekirse aileme göre ben suçluydum. Ama yok... Hayatımı ben mahvetmedim sevgili günlük, hayatımı babam ve o aşağılık insanlar mahvetti...

SEVGİLİ GÜNLÜK Where stories live. Discover now