Sabahın serin havası bedenime sirayet etti. Hafif bir meltem yalayıp geçti saçlarımı. Üzerimdeki yeşil tişörtün açıkta bıraktığı kollarımda gezindi ve öylece çekip gitti. Taşıdığı kokular burnumda hesamesini bırakırken ben derin bir nefes aldım. Bir insanın üşüyebileceği havada üşümüyor olmanın avantajını kullandım ve var gücümle koştum.
Ben kurt olarak doğmuştum. Hayatımın iki senesini bir kurdun bedeninde geçirmiş, daha bir yaşımdayken evimden ayrılmıştım. Yetişkinliğe eriştiğimde iki yaşımdaydım. Ormanın ortasındaki bu eve yuvam demiştim. Yüzyıllar öncesinde yaşamış olan bir savaşçıyı bugüne getirmiş, yuvama davet ettiğim dostlarımdan kılmıştım. Şimdiyse elimde olan her şeyi korumakla yükümlüydüm.
Selim'in söz ettikleri mıh gibi kazınmıştı zihnime. Kimseye bahsetmemiştim ondan çünkü Demir'in bilmesini istemiyordum. Değer verdiği insanın böylesine kötü bir kadere mahkum olduğunu bilmek en büyük eziyet olurdu. Öte yandan kendini suçlamaya devam ederdi ve bunun sonucunda içine kapanabilirdi. Neticede Alexandra'nın ve Selim'in pervasız tutumuna bir de benimki eklenirdi ve sonucunda yara alan kişi bir kez daha Demir olurdu. Neyseki ben onlar gibi değildim. İnsanları, sevdiğim insanları düşünür, korur kollardım. Demir de kısa sürede o kişilerden birisi olmuştu ve ben onu yaralayacak bir şey yapmaktan itinayla kaçınacaktım.
Biraz daha koştuktan sonra durdum. Henüz yorulmamıştım fakat bedenimin yeterince ısındığını düşünüyordum. Haftalardır kaçındığım şeyi yapmak içinse cesaretimi toplamıştım. Bugün, tam şu an burada bir kurda dönüşecektim.
Üzerimdekileri çıkarıp bir kenara bıraktım. Derin bir nefes aldım. Kendimi daha da cesaretlendirmek adına, "Yapabilirim." dedim kararlı bir tutumla. Gözlerimi kapattım. İlk kez insana dönüştüğümde hissettiğim o duyguları anımsadım ve o duyguları tam tersi şekilde sıraladım zihnimde. Öncesinde bedenimdeki bütün gücü ellerime odakladım. Parmak uçlarım karıncalanmaya başladığında doğru yolda olduğumu anlamıştım. Çok geçmeden ince bir sızıyla tırnaklarım uzadı ve kalınlaştı. Derimin altına gizlenen kürküm özgürlüğünü ilan etti. Yüzüm garip bir biçimde eğilip büküldü ve burnum beraberinde yüzümü de çekerek uzadı. En nihayetinde belim ortadan ikiye ayrıldı, kollarım ve bacaklarım ona eşlik etti. Acı feryadım ormanda yankılanırken nefes nefese bir biçimde toprağa yığıldım. Biraz soluklandım. Öyleki hırıltılı nefes alış verişlerimin sesi kulağımı doldurduğunda başardığımı anlamıştım.
Yerden kalktım. Bacaklarımı esnettim ve uzun süre sonra yeniden kurt formunda olmanın şaşkınlığını yaşadım bir süre. Ne garipti hayat. İki sene boyunca bu bedene hapsolmuştum ve bu süre zarfında hep sorgulamıştım.
Neden ben?
Şimdiyse cevabı biliyordum ve yine soruyordum.
Neden ben?
Peki ya her şey bittiğinde yeniden aynı soruyu sormayacak mıydım? Bir kez daha neden ben diye sorup kendime acımayacak mıydım? İşte bu sorunun cevabını da biliyordum. Soracak ve makuz kaderime ağlamaya devam edecektim ama bu demek değildi ki hayattan keyif almayacaktım. Sadece biraz daha sabretmem ve tüm bu karmaşadan kurtulmam gerekiyordu. Hoş, bir yıl içinde bunu başarıp başaramayacağım tartışılırdı.
Öne doğru atıldım. Çevremdeki ağaçlara zarar vermekten kaçınarak karşımda birisi varmış gibi savurdum pençelerimi. Bir süre saldırmak üzerine çalıştım fakat karşımda birisinin olmayışı bana bu konuda pek de yardımcı olmuyordu. Sadece belli başlı hareketleri uyguluyordum ama ne denli kuvvetli olduğumu kestiremiyordum. Sırf bunu anlamak içinse ağaçlara zarar vermek gibi bir niyetim yoktu.
Bir süre daha çalıştım ve sonrasında yeniden odaklandım. Biraz önceki dönüşümün tersi biçimde insan formuna büründüğümde biraz pratikle bu konuda ustalaşabileceğimin farkına vardım. Giysilerimi bir çırpıda üzerime geçirdim. Güneşin gökyüzündeki tahtına kurulmuş olduğunu gördüğümde öğle saatleri olduğunu anlamıştım. Bugünün cumartesi olması sebebiyle diğerleri evdeydi ve muhtemelen yeni uyanıyorlardı. Evde olmadığımı gördüklerinde endişelenmelerini istemediğim için geldiğim gibi koşarak eve döndüm. Çalışmaya yarın devam edebilirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DOLUNAY ||Tamamlandı||
FantasyZengin, şımarık ve akıl almayacak derecede çılgın olan Pera verdiği büyük parti sonucu kendini dedesi ve babaannesinin yaşadığı köyde, çiftlik evinde bulur. Gündüzlerin rutininden öyle bıkıp usanmıştır ki geceleri dışarı çıkıp ormana gider ve macera...