Üçüncü bölüm | 503 🖤

26 3 0
                                    

🖤
Benim hayatım babam ve oğuzdan sonra çok değişmişti.
İki dünyanın arasına sıkışmış gibiyim . Fakat ben bu iki dünyaya ait değildim.
Ne yaşıyordum nede ölüydüm.

Babamın izinden gidecektim.
Onun gibi güçlü ,suçlarla mücadele eden biri olacaktım.
Eski ben olsaydım polis olamazdım fakat artık ben eski ben değilim soğuk ,buz gibi birine dönüştüm.
Ne kendimi düşünüyorum nede kendimden başka birini.
İkincisi için yalan söylemiş olabilirim.
Kendim hariç annemi ve arkadaşlarımı düşünüyorum.
Benim için hayatlarını değiştiren , beni mutlu etmeye çalışan ailem ve arkadaşlarım.

Anneme polis olacağımı söylediğimde çok fazla tepki vermişti. Tehlikeli olmayan başka bir meslek seçmemimistiyor.
Defalarca bunun içinde evde kavgalar ettik.
En son başa çıkamadığımı anladığımda
Geçiştirerek artık polis olmak istemediği olmak istemediğimi bana uyan başka bir meslek seçeceğimi söylemiştim.
Pek inanmasada inanmak istemişti.

Tek bir hedefim vardı oda polis olmak.
Elbet bir gün... Elbet
Oğuza hakettiği cezayı vereceğim.
Suçlular cezasını çekmeli katiller idam edilmeli.

********

Balodan sonra beni evime bırakmışlardı.
Üniformamı giyindikten sonra saçımı yapmak için aynanın karşısına geçtim.

Baloda rezilliğimi gören sadece emre ve gizemdi.
Eve gidene kadar beni sıkıştırmışlardı.
Bense tabi geçiştirdim. Kendimce sebeplerim olduğunu söyledim.
Okulda beni gördüklerinde kesin yine olayın üzerine düşecekler. Kaçacak bir delik bulmam gerekiyor. Aksi halde onlardan sürekli kaçamam belkide doğruyu söylemem en iyisiydi.
Gerçi gizemli kişiyle ilgili pek bir olay olmamıştı.
Belkide pes etmiştir. Belkide onun için ufak bir eğlenceydim. Bekleyip neler olduğunu görecektim.

Saçımı dağınık bir topuz yapıp siyah sade tokamla bağladım.
Aynaya kendime derinden baktığımda dünkü yabancı gözümün önüne geldi .
Sanki hafızam olanları yeniden yaşıyor gibiydi.
Bakışları , tenime dokunuşu hepsini hissedtordum.
İçimde tarif edemediğim bir ürperti belirirken
Maskeli yabancının son notunu fısıldadım.

"BİRAZ ÖNCE ÇOK MERAK ETTİĞİN KİŞİYLE DANS EDİYORDUN.ŞUNU SÖYLEMELİYİM Kİ YAKINDAN ÇOK DAHA GÜZELSİN .
ARYA BEN SENİ AKİF'İN ZEYNEBİ SEVDİĞİ GİBİ SEVİYORUM."

Kimsin sen kim. Benimle oyun mu oynuyordun yoksa ....
Cümlenin devamını getirmeye korkuyordum.
İkincisi olacağına ilkinin olmasını tercih ederim.
Çantamı alıp montumu giyindim.
Kahvaltı masasına ilerlediğimde annem çaylarımızı dolduruyordu.
" günaydın kızım " sesi mutlu geliyordu.
Annem benden daha güçlü daha dayanıklıydı.
O yalanda olsa gülebiliyordu ben ise onu bile yapamıyordum. Gülmeyi unutmuştum.
Nasıl hissettirdiğini unutmuştum.
" günaydın anne " diyerek hızlıca masanın baş köşesine oturup kahvaltımı yapmaya başladım.
Annem ise sağıma oturup bana eşlik etti.

"Kızım müdür yine aradı . Öğretmenlerin artık senden umudu kesmiş dersi dinlemeyip uyumana alışmışlar seni artık ikaz etmeyeceklerini dile getirmişler. Sınavlarında yaklaşıyor ne yapmayı planlıyorsun bu şekilde devam ederek " sakindi ama gözlerindeki tedirgin bakışlarını görebiliyordum.

"Peki anne öylesi daha iyi benim için " diyerek çayımdan bir kaç yudum aldım.

"Nasıl bu kadar rahat olabiliyorsun . Babann..."

MEYUS Where stories live. Discover now