2 - seçmen şapka

1K 89 236
                                    


1 Eylül 1971

Sonunda büyük gün gelip çatmıştı. Hogwarts'a gideceğim inanamıyorum, bugün hiç gelmeyecek gibiydi. Heyecandan içim içime sığmıyor biraz da gerginim aslında yanlışlıkla farklı bir binaya düşmekten korkuyorum -Rodolphus bunun imkansız olduğunu söyledi ama olsun- ya da 'yanlış arkadaş seçimlerinden' sonuçta kimin ne olduğu belli değil ve ilk kez arkadaş edineceğim için bu iş daha da gergin bir hal alıyor. Üstelik evdeki herkes benim gerilmem için elinden geleni yapıyormuş gibi davranıyor.

İçimde büyük bir kargaşa dönmesine rağmen ben hiçbir şey düşünmüyormuş gibi duran umursamaz yüz ifademi takınmış aynada kendimi izliyorum. Kimsenin ne kadar gergin olduğumu bilmesine gerek yok sonuçta.

Bu düşüncelerimi sadece ev cinimiz Ranby'le paylaştım o tabiki her zaman yaptığı gibi beni rahatlatmak için her yolu denedi en sonunda en sevdiğim tatlıdan yapıp Hogwarts'a götürmem için yanıma bile koydu. Ailemin bana ev cinleri hakkında öğrettiği tek şey onların köle olduğuydu. Bir defa Ranby için evimize gelen bir konuğa arkadaşım olarak bahsettiğimde bir hafta boyunca ceza bile yemiştim. Ama yediğim ceza ne kadar canımı yaksada fikrim değişmedi Ranby benim için bir köleden fazlası evdeki tek arkadaşım beni anlayıp dinleyen tek kişi denebilir hatta.

Eskiden böyle düşüncelerim olsa Rabastan'la paylaşırdım ama şimdi çok farklı, Hogwarts'a gittiğinden beri ondan koptuğumu hissediyorum. O arkadaşlarıyla mektuplaşmakla ve onlardan bahsetmekle çok meşgul benimle ilgilendiği yok üstelik bunun Bay Tüylübacak'ı ezmemle alakası bile yok. Sadece eskisinden soğuk davranıyor eskiden tüm vaktimizi beraber geçirirdik evde birbirimizden başka kimsemiz yoktu ama şu an belli ki arkadaşlarına benden çok önem veriyor. İster istemez onu arkadaşlarından kıskanıyorum her ne kadar kabul etmek istemesem de hatta kıskanmaktan fazlası kardeşimi benden çaldıkları için hepsinin gözlerini yuvalarından çıkarıp kafalarını koparmak istiyorum. Belki Hogwarts'a gidince bir çaresine bakarım.

Rodolphus'a gelirsem o zaten çoktan kopmuştu benden şimdi evleneceği düşüncesi bunu daha da belli ediyor. Yani elbet evlenecekti ne de olsa "Soyumuzun devam etmesi için safkan varisler gerek." bu annemin bana söylediği bir sözdü. Küçükken anneme Rodolphus 'Evlenmek zorunda mı evlenmese olmaz mı?' dediğimde aynen bunu demişti. Bu yılın başında da şansımı denemek için tekrar Rodolphus'a 'Evlenmek zorunda mısın?' dediğimde de 'Saf kanımızı korumak her şeyden önemli.' dedi.

Neyse neyse bu kadar kötü düşünce yeterli bugün güzel bir gün belki de yeni hayatımın başlangıcı bu saçmalıkları düşünerek keyfimi kaçırmak istemiyorum sonunda o çok merak ettiğim Hogwarts'a gidiyorum bundan daha güzel bir şey olamaz.

Evden kurtulacağım, annemi her gün görmeme gerek kalmayacak ya da her hareketim için kendimi sıkmama gerek kalmayacak daha rahat davranabileceğim. Arkadaşlar edineceğim benimde Rabastan'ın olduğu gibi hep görüşeceğim ve devamlı söz edeceğim arkadaşlarım olacak. En önemlisi bir sürü büyü öğrenip dönemimin en başarılı cadısı olmak için elimden geleni yapacağım.

"Efendi Audrey, Efendi Audrey gitme vaktiniz gelmiş sizin için tüm eşyalarınızı hazır ettim ve tatlınızı da gizli bölmeye koymayı da ihmal etmedim. Efendi Rodolphus'la olan çalışma kağıtlarınızı da koymayı koydum."

Benim düşünceli ev cinim nasıl olurda şuna arkadaşım demem şu tatlılığa bak.

Rodolphus'la önceden bazı büyüleri çalışmıştık bize hazırlık için önceden bir sürü şey öğretti. Okulda herhangi bir tehlikeye karşı lazım olur diye yanıma aldım. Kimden lanet yiyeceğini bilemezsin sonuçta. Kağıtlarda gerekli bilgiler var bende nasıl kullanacağımı ve neler yapmam gerektiğini biliyorum orada birkaç gerekli büyü üzerine kendimi geliştirebilirim.

𝑨𝒏𝒈𝒆𝒍𝒖𝒔 𝑪𝒖𝒔𝒕𝒐𝒔「ˢⁱʳⁱᵘˢ ᵇˡᵃᶜᵏ」Where stories live. Discover now