9 - en büyük kabusum

380 62 219
                                    


3 Temmuz 1972

Audrey ve Rabastan eve döneli birkaç gün geçmişti. Eve döndüğü günden beri Audrey hayatının en kötü günlerini yaşıyordu. Ailesine kötü bir şey yapmadığını anlatmaya çalışıyordu ama kimse onu kâle anlamıyordu. Aksine bu bizim kızımız olamaz diye düşünüyorlardı.

Rabastan kardeşini koruyacak hiçbir şey yapamadığının pişmanlığını yaşıyordu ama elinden de bir şey gelmiyordu. Korkuyordu karşı çıkmaya, tüm sene boyunca Audrey'nin inadını bırakıp o bulanıkla arkadaşlığını bitereceği zamanı beklemişti. Ama o gün asla gelmemişti. Rabastan Audrey'nin başka arkadaşı olmasa bile durumu biraz anlayabilirdi ama şimdi yaptığına anlam veremiyordu. Onunla arkadaşlığı bıraksa tek kalmayacaktı başka konuşacağı bir sürü insan vardı ve Audrey hiçte arkadaş bulmakta sıkıntı çeken biri değildi.

"Demek o bulanığa hâlâ arkadaşım demeye devam ediyorsun ha?!" diye gürledi Rosalinda Lestrange. Aynı anda Audrey'nin saçlarından tutmuş onu bodruma sürüklüyordu, bunu yaparken kızının çığlıklarını görmezden geldi. Rabastan, çığlıkları duyduğu gibi peşlerinden bodruma doğru koşturmaya başladı sanki annesine karşı çıkabilecekmiş gibi. Annesi fark edince "Çık buradan Rabastan!" diye bağırdı o da diretmeden çıktı ama hâlâ kapının arkasında duruyordu.

Kapının arkasından annesinin seslerini duymaya devam ediyordu. Tüm ev gürültüsüyle ve çığlık sesiyle deprem olur gibi sarsılıyordu. Ev cinleri Ranby korkudan tir tir titriyordu.

"O BULANIĞI BİR DAHA GÖRMENİ YASAKLIYORUM!" dedi Audrey'nin çenesinden tutup kavrarken.

"Hayır." diye güçsüzse mırıldandı Audrey.

Bunu duyan Rosalinda Lestrange, Audrey'e attığı tokatla onun dengesini kaybedip yere düşmesini sağladı. Rabastan bunu duyunca olduğu yerde irkildi.

"BİZ KUTSAL 28'İN BİR PARÇASIYIZ, YÜZYILLARDIR SAFKANIZ. ÖZELİZ. ONU BİZİMLE BİR TUTAMAZSIN!" dedi tiksintiyle kızına bakarken gözlerinden alevler çıkıyordu.

Audrey tutmuyorum zaten demek istese bile kelimeler ağzından çıkmıyordu zaten fark etmişti ki artık bir şey söylemesi için çok geçti. Annesinin gözleri adeta ölüm diye bağırıyordu.

"SENİ BUNUN İÇİN YETİŞTİRMEDİK REGİNA! BUNCA ZAMAN RODOLPHUS SANA GÜVENDİ SENİ OLDUĞUNDAN FARKLI GÖRDÜ. SIRF SENİ EVLENİP EVİMİZDEN GİDECEK BİR KIZ OLARAK GÖRMEDİĞİ İÇİN ÜSTÜNE TİTREDİ. SANA ÖZEL EĞİTİM VERDİ. KARANLIK LORD'UN YOLUNDA OLABİL DİYE!" Kıza doğru adeta kükrüyordu Audrey ise gözyaşları akmasın diye kendini sıkıyordu.

"AMA SEN BUNDAN FAZLASI DEĞİLSİN OLAMAZSIN. SANA OLAN TÜM ÜMİDİM BİTTİ BU SAATTEN SONRA SENİ ANCA İYİ BİR EVLİLİK YAPMAK KURTARABİLİR!"

"YETENEKSİZSİN!"

"AİLEMİZE LAYIK DEĞİLSİN!"

"KANIBOZUK GİBİ DAVRANIYORSUN!"

"MİDEMİ BULANDIRIYORSUN!"

"ŞİMDİ BENİ TEKRAR ET!" dedi Audrey'nin çenesine yoğun bir baskı uygularken. "BİR DAHA BİR BULANIKLA ARKADAŞ OLMAYACAĞIM!" Audrey bir şey diyemedi ve gözünden yaşlar düşmeye başladı annesi onu sinirle yere savurdu ve asasını eline aldı.

𝑨𝒏𝒈𝒆𝒍𝒖𝒔 𝑪𝒖𝒔𝒕𝒐𝒔「ˢⁱʳⁱᵘˢ ᵇˡᵃᶜᵏ」Donde viven las historias. Descúbrelo ahora