IX.~Efendi Ve Kurbanlar ~

17.7K 914 959
                                    


Şarkımız:[ The Weekend ; Call Out My Name]
                                  🍃

Kabusların arasından sıyrılan bir beden düşünün,

Yıllanmış bir kadeh şarap misali kırmızı gözleri olan yılanının, kadının çıplak olan ayaklarının dibinde öylece uzanmış sessiz bir bebek gibi uyuyordu.

Karanlık bir odadaki duvarda asılı olan saat sonunda durmuş yelkovan akrebi kovalamayı bırakmıştı.

Her şey sessizliğe bürünmüştü. Camdan sızan incecik ışık hüzmesi kadının açıkta olan göğüs uçları ile sevişiyor vaziyetteydi.

Masasının üzerindeki duran sigara tümüyle sönmüş külleri masanın altına dökülmüştü

Kadın çıplak ve yorgun olan vücudunu yattığı yerden zorda olsa kaldırdı .Kaburgalarındaki ağrı artık yerine düzgün kalp atışlarına bırakmıştı. Yavaş ve sarsak adımlar ile karşıda duran aynanın karşına geçti.

Sırtındaki lanet tamamiyle yok olmuş bedenine tekrar bir dirilik gelmişti. Dudakları solgun halini geride bırakarak koyu kırmızı bir hal almıştı.

Artık titreyen vücudu tamamen düzelmişti.

Sol göğsünün üzerindeki küçük dövme bedeninde sanki daha önceden varmış gibiydi.

Küçük siyah bir kelebek....

"Lina!"

"Lina!"

Her şey bulanıklaşmaya  kadının vücudu tekrar soğumaya ve titremeye başlamıştı.

"Uyanmalısın lütfen..."
Bu sesi bir yerden tanıyor gibiydi.

Yumuşak kadifemsi tondaki ses birkaç kez daha kulağına iliştikten sonra tamamıyla  kesildi.

Kadının boğazındaki keskin acı az kalsın onu öldürecekti.

"Öhm!Öhm!"

Bakış açıma ilk olarak Ares'in zümrüt yeşili gözleri girerken boğazıma kaçan sudan dolayı az kalsın boğulacaktım.

"Uyandı." Ares'i ilk kez sıcak bir şekilde gülümserken görmek beni sersem etmişti.

Uyanmıştım. Sonunda Tanrı'm bedenim lanetten arınmıştı.

Yorgun bedenim suyun içinde uzanırken soğuk olmasını ilk kez dert etmedim.

"Yılan zihninde ne durumda?" Diyen Ares'in gözlerindeki merak onu delirtiyor gibiydi.

"Uyuyordu..." Cidden ayaklarımın dibinde  öylece cansız bir şekilde uykuya dalmıştı.

"Şükürler olsun büyü işe yaradı. "

Çok yorgun hissediyordum. Sanki yıllardır hiç uyuyamamışım gibi yorgundum.

İçimdeki hüzün artık dışa vurmaya başlamıştı. Başımdaki yedi cadıyı umursamadan suyun içerisinde doğruldum ve Ares'in boynuna çıplak kollarımı doladım.

Oldukça sessiz tonda kulağına birkaç sözcük fısıldadım.

"Teşekkür ederim Ares."
Sessiz kalmayı tercih etmişti.  Pekte önemli değildi.

Gözlerimden akan her damla yaş onun omuzuna düşerken bunu beklemiyor olacaktı ki on saniye sonra buz gibi elleri çıplak sırtımla buluştu. Şu an ise bunu beklemeyen kişi bendim.

Birkaç  dakika öylece kaldıktan sonra ceketini bedenime sarıp beni kucakladı.

İkimiz bir cadıları geride bırakıp ata bindik. Son sürat ormanın içerisinde ilerlerken ona olan güvencim sağlamlaşıyor gibiydi.

MAHPERİ IV +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin