XXIV. ~Bazı Yaralar Kanamaz~

5.9K 490 227
                                    

     Oy ve yorum yapmayı unutmayın.           Böylelikle benim de yazma
isteğim  artsın iyi okumalar ♡

      
                                         ❄

Gitmişti...

Terk edip gitmişti beni...

Yağmurun  tüm taneleri bedenimde delici izler bırakırken bedenim tir tir titriyordu.  Soğuğa alışmış olan bedenimi bu akşam yağmurun altına bırakıp arkasına bile bakmadan gitmişti.

Hâlâ yattığım yerden hafif aralık olan demir bahçe kapısına bakıyordum.  Rüzgarın etkisi ile gıcırdayarak çarpıyordu.  Yaydığı ses kulaklarımı tırmalasa da bunu umursamayacak kadar şaşkındı bedenim.

İnsan yaşarken ölür müydü?
Cevabı zaten kendi bedenimden dolayı gayet iyi biliyordum.

Ölürmüş. 

Ölürmüş Ares...

Ruhumu elimde bir çiçek ile uğurlamana gerek kalmadı.  Beklemene gerek kalmadı. Bugün  sen bilmesen de o demir bahçe kapısından çıkıp giden sadece sen değildin.  Ruhum da bu akşam senin ardından çıkıp gitti engel olamadım.

Yüreğimdeki acı o kadar büyük ve keskindi ki her nefes alışımda kalbim daha da acıyordu.  Bedenimin dışından görünmese de içim  kan ağlıyordu.

Bazı yaralar ise asla kanamazdı...

Kanasa sanki acısı biraz daha hafifleyecek olsada kanamıyordu.  Ares'in sözleri ile kalbimde acılan bıçak yaraları asla kanamadı . Kanamadığı  için  veba gibi yayıldı tüm vücuduma acıları.

Dayanmak istiyordum. Güçlü bir kadın olup bunun da üstesinden gelmek için ayağa kalkmak istesem de cesaret edemeyecek kadar yorgundum sanki.

Gözlerimi sımsıkı kapattım.  Gözyaşlarım yerde biriken yağmura karışırken aklıma gelen görüntü ile gözlerimi tekrar araladım.

Zehir sarmaşığı gözler...

Ve ben onun zehrinde can çekişiyordum.

Uzun bir sürenin ardından bedenimin buz gibi olması ile zorlukla ayaklarımın üzerine doğruldum. Bedenim hâlâ yaşadığım olayın etkisinden çıkamadığı için  zangır zangır titriyordu.  Birkaç adım attım.  Bedenim hiç olmadığı kadar yorgundu. Sanki ölmüş  gibi bir boşluğa düşmüş, ne kadar çıkmak için uğraşsamda  elimden hiç bir şey gelmiyor gibiydi. Neden ben olmak zorundaydım ki?

Neden benimle oynamıştı ki?

Neden onu böyle sevmişken kalbimde bu denli büyük yaralar açmak zorundaydı ki?

Neden ,neden ,neden...

Hâlâ hıçkırıklarım ağzımdan eksik olmuyordu.  O kadar güzel duygular hissettirmişken bir anda ortadan kaybolması ile büyük bir bozguna uğramıştım.  Gerçekler tokat gibi çarpmıştı yüzüme. Bazen fazla bağlanmak iyi değildir derdi annem...

Ne kadar da haklı konuşmuştu zamanında.

Peki Ares'in benim için yaptığı onlarca şeyin yalan olması...

Hiçbir yük bu kadar ağır gelemezdi ruhuma. O kadar ağırdı ki...

Altında her saniye , her dakika, her saat eziliyordu bedenim.

Kalbim göğüskafesimin içinde iyice büzüşmüş, sanki her an yok olacak gibiydi.

Ares'in dediği onlarca cümleyi tek bir celsede yok edecek tek bir şey varken o da gerçekleşmemişti.

MAHPERİ IV +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin