0:; note

130 18 24
                                    

Güneş batmış, kütüphanenin ışıkları açılmış, bazı öğrenciler çantalarını toplamış giderken Choi Jisu da arkadaşı Shin Ryujin'i hem yolcu etmek hem de biraz mola vermek için çalışma odasından çıkıyordu.

Saatlerdir mola vermeden çalışıyordu ve artık beyni sulanmaya başlamıştı. Yazılar birbirine girmeye başına da sancılı bir ağrı saplanmaya başlamıştı ki Ryujin gideceğini söyleyerek ayaklanmıştı. Bu da Jisu'nun mola vermek için bahanesi olmuştu.

Kalemini kitabının arasında bırakıp kapağını kapattı ve ses çıkarmamaya özen göstererek ayaklandı.

Fakat onlar odadan çıkarken gidişlerini gözleyen biri, daha doğrusu birileri vardı. Kendi okullarından olan ama Jisu'nun yüzlerini bile hatırlamadığı, Ryujin'inse Yeji'den aşina olduğu bir grup oğlan kızların çalıştığı saatler boyunca gitmelerini beklemişti. Ama kızlar lavaboya gitmek için bile yerlerinden kalkmamıştı. Şimdi odadan çıkmaları üçlü erkek grubunun hareketlenmesine sebep olmuştu.

Han Jisung; yanındaki, kulaklıklarıyla önündeki test kitabına dalmış, bir yandan da kalemiyle ritim tutan Lee Minho'yu sertçe dürtükleyip kafasını kaldırmasını sağladı. Minho telaşla kendine gelmiş ve kulaklıklarını çıkarmıştı. N'oldu? manasında kafasını iki yana salladı. Jisung odada tek tük bulunan insanları rahatsız etmemek adına Minho'ya eğildi. Bu esnada tam karşılarında oturmuş Hwang Hyunjin de onları izliyordu.

"Seninki gitti!" dedi Jisung fısıltıyla. "Koş git koy kağıdı."

Minho telaşla ayaklandı. Bu esnada sandalyesi yere sürtünmüştü ve birkaç kişinin rahatsız olmuş bakışları kendilerine dönmüştü. Minho mahçupça dudaklarını kemirerek öğle molası verdiklerinde Hyunjin ve Jisung'un gazıyla yazdığı not kağıdını, defterinin arasından çıkardı ve sessiz ama hızlı adımlarla Jisu'nun masasına ilerledi.

İçinde kalem duran fizik kitabının kalemle belirlenmiş sayfasını açtı. Notu yerleştirdi ve kitabı geri kapattı. Ardından aynı tempoyla yerine geçip oturdu.

Senenin başından beri Minho'nun dikkatini deli gibi çeken bir kızdı Choi Jisu. Küçük yuvarlak yüzü, gülünce kısılan gözleri ve uzun saçlarıyla çok hoşuna gidiyordu Minho'nun. Ne yazık ki durum Jisu için aynı değildi. Minho'nun yanlışlıkla bile suratına bakmamıştı koridorda, şu ana kadar bir diyalogları bile yoktu. Yalnızca Jisu'nun yakın arkadaşlarından Hwang Yeji'yle birkaç kez konuşmuştu. O da Hyunjin Yeji'den deli gibi hoşlandığı içindi.

İlk defa, her sene düzenlenen ve liseye yeni başlayan sınıflar için yapılan Okulumuza Hoş Geldiniz kutlamalarında görmüştü Jisu'yu. İlk sınıflar dışında kimsenin katılmadığı bu kutlamada birkaç büyük sınıf öğrenci görev alıp şarkı söylerdi ya da dans gösterisi düzenlerdi.

Choi Jisu da onlardan biri olmuştu bu yıl. Lee Minho gibi.

Lee Minho, Hwang Hyunjin ve Lee Felix okulun dans kulübündeydi ve bu sene birinci sınıfları cezbetmek için bir dans gösterisi organize etmişlerdi. Büyük alkışlar alan gösteri sonrasında Choi Jisu'nun repertuarını kendi hazırladığı solo gösterisi vardı.

Jisu gitarını eline alıp bal sesiyle mikrofona doğru şarkı söylemeye başladığında Minho mest olduğunu iliklerine kadar hissetmişti. Daha önce hiç bu kadar etkilendiğini hatırlamıyordu ve o günden beri de gözlerini Jisu'dan ayıramıyordu.

Evinin yakınlarındaki kütüphaneye düzenli olarak geldiğini fark ettiğinde ise içi içine sığmaz hâle gelmişti.

Maalesef son sınıflardı ve derslerden başlarını kaldıramadıkları bir dönemdelerdi. Bu yüzden Minho ve arkadaşları da paşa paşa kütüphanenin yolunu tutmuşlardı. Bu ilk başta Minho'nun canını sıksa da Jisu'nun da buraya geliyor olması kütüphane günlerini daha çekilir kılıyordu.

Library | choi jisu, lee minhoWhere stories live. Discover now