4:; don't you think?

65 10 11
                                    

"Ben yokum."

"Ben de öyle dedim, ama Yeji çok üzüldü Jisu." dedi Ryujin.

Kütüphanenin kafeteryasında konu çalışırlarken verdikleri kahve molasında, Ryujin Jisu'ya Minho'nun balo organizasyonu teklifinden bahsetmişti. Bu Jisu'nun hoşuna gitmek şöyle bir dursun, onu sinirlendirmişti. Ama ortada Yeji adında bir gerçek vardı ki onların teklifi reddetmelerine engel oluyordu.

"Ya of!" diye seslice bağırdı Jisu. Diğer günlerin aksine biraz daha doluydu bugün kütüphane ve Jisu'nun bağırmasıyla birkaç bakış kendilerine dönmüştü. Jisu mahçupça oturduğu sandalyede bacaklarını kendine çekti ve büzüldü. Kahvesini avuçları arasına alıp bakışlarını Ryujin'e çevirdi.

"Yeji'yi reddetmeye ikna edemez miyiz?" diye sordu. Arkadaşına bunu yapmayı hiç istemiyordu. Ama Minho, Jisu ve Yeji aynı ortamda bulunursa ortalık epey karışacaktı; Jisu bu sefer herhangi bir yalanla toparlayamazdı. Yeji'nin arkasından iş çevirdiği için yeterince kötü hissediyordu zaten.

"Sadece sen, ben, Yuna olsaydık edebilirdik. Ama Chaeryeong var." dedi Ryujin. Chaeryeong bir numaralı Yeji-Minho shipperdı ve onu vazgeçiremezlerdi her şeyden önce.

"Chaeryeong'a da anlatsak." diye bir teklifte bulundu Ryujin. Jisu anında reddetti, "Delirdin mi! Yuna öğrendiği için bile kötü hissediyorum, bir de Chaeryeong mı öğrensin? Topluca kızın arkasından iş çevirelim(!), olmaz."

"Böyle de bir yere varamıyoruz ki!" dedi Ryujin sitem edercesine. Kimya çalışmak yerine şu an bu duruma kafa patlatıyor olmaktan sıkılmıştı. Kulaklığını evde unuttuğu için sesli konu anlatımı dinlemek adına kafeteryaya inmişti -Jisu da onu yalnız bırakmamıştı tabii ki- ama şu an konu çalışmak dışında her şeyi yapıyorlardı.

Aralarındaki sessizlik bir süre sürerken Ryujin'in aklına bir şey gelmişti. Oturduğu yerde dikleşerek sandalyede dizlerini kendine çekmiş, kahvesini karıştıran Jisu'ya döndü. "Yeji'nin Minho'dan vazgeçmesini sağlarsak.." dedi.

Jisu'nun kaşları çatılmıştı. "Nasıl yapacakmışız onu?"

"Yani," dedi Ryujin. "Minho'nun kötü yanlarını Yeji'nin gözüne sokabiliriz."

Jisu omuzlarını düşürdü. "Geçen sene Minjeong'la soyunma odasında kırıştırdığını öğrendikten ya da arka bahçede sigara içerken yakaladıktan sonra vazgeçmediyse, şu an bir işe yaramaz."

Bu Ryujin'in de omuzlarını düşürmesine sebep olmuştu.

Düşününce, Yeji hayatlarında gördükleri en sadık insan olabilirdi. Minho ve tüm eksilerine rağmen hâlâ onu sevmeye devam ediyordu. Hem de ufacık bir karşılık almamasına rağmen.

Ryujin de Jisu da bazen Yeji'nin bu durumuna çok üzülüyordu. Ona acıdıklarından değil, sadece çok daha iyisini hak ettiğini düşünüyorlardı. Minho'dan çok daha iyisini. Hoş, Yeji'ye bunu söyleseler Minho'dan daha iyisinin olmayacağını söylerdi.

Jisu iç çekti, "Çok mu bencilim Ryujin?"

Ryujin şaşırmıştı. Kaşlarını çattı. "O da nereden çıktı?"

"Yeji'nin deli gibi hoşlandığı çocuk benden hoşlanıyor ve ben Yeji'nin ondan vazgeçmesini istiyorum." dedi yüzünü buruşturarak. Dillendirince bu kadar kötü duyulacağını tahmin etmemişti. "Çünkü ondan bir şeyler saklamaktan nefret ediyorum ve Minho, Yeji'yi de onun sevgisini de hak etmiyor."

Jisu'nun gözleri dolmaya başlamıştı. Ryujin sandalyesini Jisu'ya yaklaştırdı ve elini omzuna koydu. Minik minik okşayarak yanında olduğunu belli etmeye çalışıyordu. "Bencil falan değilsin. Yeji'yi bu kadar düşünürken bencil olamazsın. Ayrıca Minho'nun senden hoşlanması senin suçun değil."

Library | choi jisu, lee minhoحيث تعيش القصص. اكتشف الآن