5:; confession and suspicion

74 11 23
                                    

"Evet, söyle bakalım." dedi Minho sırtını kütüphanenin duvarına yaslarken. Hava soğuk olmasına rağmen kimseye gözükmemek adına kütüphanenin arka tarafındaki çimlik alana gelmişlerdi. "Nasıl bir şekilde benim vazgeçmemi sağlayacaksın, merak ettim."

Suratındaki alaycı gülümsemesi Jisu'nun her saniye daha çok sinirini bozarken kaşlarını çattı. "Ne kadarını duydun?" diye sordu.

Aynen kendi cümlesini tekrarladığına göre Minho kendilerini duymuştu. Ama ne kadarını duyduğunu bilmiyordu, öğrenmek zorundaydı.

"Yeji'nin benden vazgeçmesini sağlamaya çalıştığınız kısımsa eğer merak ettiğin, duydum." dedi Minho gayet sakin bir tonda.

Jisu sertçe yutkundu. Bu sefer hiçbir şekilde toparlayamazdı. Aklına binbir türlü yalan gelmişti ama hiçbiri Minho'nun fikrini değiştirecek kadar etkili değildi.

"Ama merak etme." diye devam etti Minho. "Yeji'ye bir şey belli etmem."

Bu Jisu'yu zerre kadar rahatlatmamıştı. Derince bir nefes çekti ciğerlerine ama hâlâ rahatlayamıyordu. Verecek bir cevabı da yoktu Minho'ya.

Minho bir adım atarak Jisu'ya yaklaştı. Suratları aynı hizaya gelecek şekilde biraz eğildi kızın yüzüne doğru. "Ah güzelim," diyerek Jisu'nun yüzünün kenarından dökülen saç tutamlarından birini parmağının ucuyla okşadı. Saç tutamını Jisu'nun kulağının arkasına sıkıştırdı ama parmaklarını çekmedi. Yanağından çenesine doğru bir yol çizdi ve Jisu'nun aşağıya bakan kafasını çenesinin hemen altından kaldırarak bakışlarının kendisine dönmesini sağladı. "Sen o yüzden mi benden kaçıyorsun? Beni tersliyorsun sürekli. Yeji benden hoşlandığı için mi?"

Jisu sertçe yutkundu. Şu an karşısında duran oğlandan deli gibi etkileniyordu ve bu o kadar yanlış hissettiriyordu ki ağlamak üzereydi.

Oğlanın suratının her bir köşesinde gezinen parlayan bakışları altında eziliyor gibi hissediyordu. Minho'nun bakışları dudaklarında asılı kaldığında ise kendine gelerek kafasını sola çevirdi. Bir adım geriye atarak oğlandan uzaklaştı. Minho da kalkıp sırtını dikleştirmişti.

"O da var evet." dedi Jisu Minho'nun sorusuna cevaben. "Yeji'ye hayatta ihanet etmem, o benim arkadaşım. Ama senden de zerre kadar hoşlanmıyorum."

Yalandı. Jisu bunu kendisine kabul ettiremese de Minho'nun aurasına girmişti bir kere. Kendisine verdiği ilginin zihnini ele geçirmesine izin vermişti. Çırpınıp duruyordu, çıkmaya çalışıyordu ama oğlan bir türlü izin vermiyordu gitmesine.

Jisu, Minho'nun birini gerçekten sevebileceğine inanmıyordu. Minho bencil herifin tekiydi. O birini sevemezdi.

Minho güldü Jisu'nun cevabına. "Öyle diyorsan."

Ardından kıza doğru yeniden bir adım atarak aralarındaki mesafeyi azalttı. "O zaman şöyle sorayım," dedi. "Yeji olmasa bana bir şans vermez miydin?"

Jisu itiraf etmek istemese de bunu düşünmüştü. Yeji'nin Minho'dan hoşlanmadığı ya da arkadaş olmadıkları bir paralel evrende olsaydı ne yapardı diye düşünmüştü.

Ve cevabını vermeden o paralel evrenden koşarak uzaklaşmıştı Jisu. Vereceği cevabı korkutuyordu kendisini. Çünkü biliyordu ki Minho'yu reddetmezdi.

"Vermezdim." dedi net bir tonda. "Şu anda da vermiyorum. Benden uzak dur."

Gitmeye yeltendiğinde Minho hızla yaklaşıp kızı bileğinden yakaladı. "Senden uzak durmak istemiyorum."

Jisu sinirle güldü. "İsteyip istemediğini sormadım. Benden uzak dur. Canımı sıkıyorsun."

Jisu'nun sözleri Minho'nun gülüşünün bir anda solmasına sebep oldu. Jisu'nun canını sıkmaktan hoşlanmamıştı. Ve Jisu'nun bu tavrı canını yakmıştı. Ondan uzak durmak istemiyordu.

Library | choi jisu, lee minhoحيث تعيش القصص. اكتشف الآن