41. bölüm

3K 145 13
                                    

Onlar gülmelerini zoraki durdururken bende saraya baktım, kocamandı ayrıca ürkütücü!

Onlar gülmelerini zoraki durdururken bende saraya baktım, kocamandı ayrıca ürkütücü!

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yutkundum ve tırsak gözkerle ablama baktım, bu hâlime güldü.

"Korkmana gerek yok, Hayri baba çok iyi birisi, tabi kızmadığı sürece." Son cümleye vurgu yaptığında yutkundum, birlikte içeriye girdiğimizde herkes başlarını eğerek bizi selamlıyordu, kocaman bir kapının önünde durduğumuzda muhafızlar bizim için araladı kapıyı, içeride bir tahtta oturan yaşlı ve oldukça ponçik bir adam vardı, Kağan düşüncelerimi duymuş olacak ki bana iri gözlerle bakıyordu.

"Ponçik denmesini tercih etmezdim," dedi Hayri baba, korkuyla sıçradım ve Kağan'a sindim.

"Korkmana gerek yok güzel kızım, kıyafetin çok hoşuma gitti." Gerçekten kıyafetlere ilgili olmalıydı, Emre abi atıldı.

"Baba, Gümüş'te artık bir vampir." Dediğinde Hayri baba bana gülümsedi.

"Çokta güzelsin kızım, aramıza hoşgeldin. Sana her şeyi öğreteceğiz, fakat burada güçsüz olmak kesinlikle yasak! Kaybetmek yok! Eğer olurda pes ettiğini görürsem seni insan yaparım ve öldürürüm!" Dedi bir anda çirkefleşerek , korkuyla bakakaldım.

Bir anda tekrar gülmeye başladı, "anlamana sevindim, buyurun bize yemekte katılın." Dedi ve sofrayı gösterdi, adama sanki 'hamileyim' demiş gibi baktığıma emindim, birlikte sofraya oturduğumuzda elime kaşık aldım, fakat ablam elime sertçe vurunca elimden düştü.

"Ah!" Dedim ve sinirle baktım ablama.

"Hayri baba başlamadan başlama!" Diye fısıldayınca oflamamak için zor durdum, saray kuralları!

Hayri baba yemeğine başladığı an herkes leziz yemeklere saldırmıştı, karnımı tıka basa doyurduktan sonra içimden bir 'oh' çekerek arkama yaslandım, herkes yemeğini bitirince Hayri baba son lokmasını yuttu.

"Hava karardı çocuklar, bu gece burda kalın, hadi iyi dinlenmeler." Diyerek çıktı taht odasından, telefonumu bıraktığım için kendime kızarken Kağan elini sırtıma koydu, herkes gitmişti birtek o ve ben kalmıştık.

"Hadi güzelim odamıza geçelim," dediğinde ona tebessüm ettim ve yukarı kattaki odamıza girdik, heryer çoğunlukla mor renginden oluşmuştu, yatak bile mor idi.

"Kıyafetlerim?" Dedim sorar gibi.

"Maalesef bu gece idare et güzelim, yarın evimizde değiştirirsin." Dediğinde kafamla onayladım ve ikimizde yattık.

{}{}{}{}{}{}{}{}{}{}

Gözlerimi açtığımda kendimi hiç uyumuş gibi hissetmiyordum, Kağan yanımda fosur fosur uyurken açlıkla yutkundum, ablam bu kadar sık acıkıyor muydu? Acıkıyorsa bana nasıl belli etmemişti?

Kağan'ı uyandırsam mı diye düşünürken gözlerim daha da yanmaya başladı, hemen Kağan'ı dürttüm.

"Kağan! Çok acıktım!" Kağan hemen ayağa kalktı ve dolabın içinden bir kan torbası çıkartıp bana verdi, hemen içtim ve rahatlıkla ohladım.

𝓥𝓪𝓶𝓹𝓲𝓻𝓵𝓮𝓻'𝓲𝓷  𝓚𝓪𝓻𝓪𝓷𝓵ı𝓴 𝓓ü𝓷𝔂𝓪𝓼ı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin