44. bölüm

2.5K 129 15
                                    

Ablamı daha fazla üzmemek adına ona buzdolabından kan torbası çıkarttım, kendimede çıkarttım ve yavaş yavaş içmemiz için de bardağa doldurdum koyu kıvamdaki kanı.

Ablamın yanına gittiğimde koktukta oturmuş burnunu çekiyordu, hemen yanına oturdum ve bardağı uzattım, açlıktan kızarmış gözlerini bana çevirdi ve bardağı aldı elimden.

"Teşekkürler," diyerek dudağına yasladı bardağı, bende onunla aynı vakit birkaç yudum aldım. Kanın enfes tadını alırken zevkle yumdum gözlerimi, tam o sırada kapı açıldı ve içeriye Emre abi girdi. Sakin görünüyordu, ablam hemen bakışlarını kaçırsada Emre abi ınu kolundan tuttuğu gibi odaya soktu, ablam bana çaktırmadan 'iyiyim' işreti yaptığı için yerimde durup izlemekle yetinmiştim.

Boş boş koltukta otururken odadan gelen konuşma seslerini duyuyordum.

"Sadece bir adamı kıskandığın için bana trip atamazsın Emre! Ben senin eğitebileceğin bir hayvan değilim!" Diyerek gürleyen ablamın sesi beni ürküttü, Emre abi'nin sesiyse fısıldar gibi çıktı, vampir kulaklarım hassas olduğundan duyuyordum her boku.

"Sen o adama izin verdin, resmen seninle öpüşmeye çalıştı! Şimdi gelip bana bir adam için trip atamazsın deme!" İkiside çok sinirliydi, ablam sinirle çığlık atınca elimdeki bardağı tek dikişte bitirdim ve masaya bıraktım, hayır onlara karışmayacaktım.

"PİSLİĞİN TEKİSİN EMRE! BEN O ADAMA HİÇBİR ŞEY İÇİN İZİN VERMEDİM ANLASANA! BİRAZCIK YA BİRAZCIK BENİMLE İLGİLEN DİYE YAPTIM HER ŞEYİ! SEN İŞİNLE O KADAR OYLANIYORSUN Kİ BENİ UNUTUYORSUN! SENİNLE EVLİYİZ EMRE EVLİ!" Ablam içindeki her şeyi döktükten sonra öpüşme seslerini duydum ve anında 'ıyy' diyerek dinlemeyi kestim.

Barışmalarına sevinerek ayaklandım ve ablama kısa bir not yazıp Kağan'ı aradım, galiba öpüşmeleri uzun sürecekti.

"Kağan beni almaya gelir misin?" Dediğimde hışırtı sesleri geldi.

"Neden bu kadar kısa kaldın bebeğim? Bir şey mi oldu?" Dedi.

"Hayır sevgilim ablamla Emre abi birazcık meşgul." Dediğimde sırıttığını hissettim.

"Aç kapıyı," diyince telefonu kapayıp kapıyı açtım, bir şey dememe fırsat bırakmadan beni kucakladığı gibi eve getirdi, fakat bir günlüğünede olsa ağaç evde kalmak istiyordum.

"Kağan, ağaç evde kalalım bu gece!" Dedim heyecanla.

"Olmaz." Dediğinde suratımdaki heyecanlı gülümseme bir balon gibi söndü.

"Niye?" Dedim kedi mırlaması gibi, eliyle yanağımdan makas aldı.

"Bu gece arkadaşlarım gelecek," dediğinde öfledim.

"İyi! O zaman siz konuşurken bol bol içip sarhoş olacağım! İçkide var dimi?" Dedim sırıtarak, Kağan anında kaşlarını çattı

"İçki var ama sana yok!" Dediğinde omuz silktim.

"Bilemeyeceğim," dedim ve seslenmelerini umursamadan odamıza gidip kapıyı örttüm.

{}{}{}{}{}{}{}{}{}{}

Akşam saat 23.23;

"Merhaba güzellik, adın ne senin?" Karşımda pişmiş kelle gibi sırıtan çocuğa Kağan sertçe vurdu, çocuk ne olduğunu şaşırmışken Kağan'ın vurduğu dudağı patlamıştı ve kanıyordu, açlıkla gözlerim yandı. Kağan bunu fark etmiş olacak ki beni hemen kucağına aldı ve banyoya girdik, Kağan'ın arkadaşları bir insandı, kanı bir kere gördüğüm için istemsizce Kağan'a saldırıyordum

𝓥𝓪𝓶𝓹𝓲𝓻𝓵𝓮𝓻'𝓲𝓷  𝓚𝓪𝓻𝓪𝓷𝓵ı𝓴 𝓓ü𝓷𝔂𝓪𝓼ı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin