19

298 48 44
                                    

Ev sahibi/ Müge

Siz/ Efendim

Ev sahibi/ Uyumamıssin daha

Ev sahibi/ Seninle anlaştığımizi sanıyordum

Siz/ Uykum yok elimden bir şey gelmiyor

Siz/ Canım acıyor

Siz/ Bilmiyorum

Siz/ Neden mutlu değilim ben ;(

Ev sahibi/ Olacaksın

Ev sahibi/ Mutlu olacağız

Siz/ İnşallah ;(

Ev sahibi/ Asma yüzünü

Siz/ Bugün eve gelince bir şey fark ettim

Ev sahibi/ Ne fark ettin

Siz/ Beyaz önlük sana çok yakışıyor

Ev sahibi/ ksjshshhejskkwk

Ev sahibi/ Teşekkür ederim

Siz/ Ne demek her zaman;(

Ev sahibi/ Asma suratını

Siz/ Sen çok güzel adamsın

Siz/ Bence kendine yazık ediyorsun

Siz/ Mesela evlensene

Siz/ Bir sürü çocuğun olsun

Siz/ Hem saygınlığın da var

Siz/ Ben senin annen olsam seni hemen evlendirme planları yapardım

Siz/ Böyle çok güzel kız bulurdum

Siz/ Mis gibi olursun

Siz/ ;(

Ev sahibi arıyor...

Ağlıyorum. Aramayı reddettim.

Siz/ Konuşamam

Ev sahibi/ Sen değil ben konuscam

Siz/ Boşver uğraşma

Siz/ Hem uyusana sen işin yok mu snein

Ev sahibi/ Senden daha değerli işim yok

Siz/ Yalan söyluyorsun arama beni

Siz/ Ben hiçbir şey istemiyorum

Siz/ Sen de git hayatına bak

Siz/ Benimle uğraşıyorsun birde

Siz/ Önünde güzel günlerin var git

Ev sahibi/ Lan cildiricam yanında olamıyorum da kafayı yiyecem

Ev sahibi/ Elini yüzünü yıka çık yataktan görüntülü aricam seni

Siz/ İstemiyorum uyusana sen

Ev sahibi/ İtiraz istemiyorum biraz hatrim varsa dediğimi yap

Telefonu kenara fırlatıp yataktan kalktım. Ağır aksak banyoya geçtim. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra yatağıma oturup sırtımı duvara verdim. Hırkamın şapkasını başıma geçirip saçlarımı içine sıkıştırdım. Fermuarını çeneme kadar çektim. Nasıl göründüğüm umrumda değil.

Siz/ Ara

Ev sahibi görüntülü arama

"Gözlerin şişmiş ağlamaktan."

Elimi yanağıma getirip destek aldım. Saçları dağılmış, gözlerinin altı mordu. Uykusuz.

"Uykusuzsun uyusana. Şu hâline bak. Hasta bakacaksın sen, neyine güveniyorsun?"

"Yakışıklı suratıma." dedi normal bir şeyden bahseder gibi. Kaşlarımı çattım.

"Boş yapma."

"Yapacak bir şey yok." deyip güldü. Gözlerimi devirdim. Salak ya.

"Evde yalnızsın, arkadaş lazım sana."

Gözlerimi yüzüne çevirdim. İyi araştırmış.

"İstemem arkadaş. İyiyim böyle."

"Değilsin."

Yumruk yaptığı elini yanağına yasladı. Mutfakta olmalı. Yemek mi yiyor?

"Yemek mi yiyorsun? Mutfaktasın galiba."

Telefonu kendinden çevirdiğinde mutfakta olduğuna emin oldum. Önündeki yemekleri gösteriyor şimdi. Yarısını yemiş.

"Afiyet olsun."

Telefonu kendisine çevirdi.

"Sağ ol. İştahla yiyordum, mesajlarından sonra iştahım kaçtı."

Sustum. Uzun uzun izledim yüzünü.

"Ye işte. O kadar yaptım."

Gülümsedi hemen.

"Yiyim mi?"

Gülümsedim. "Ye hadi. İzliyorum seni."

Telefonu bir yere sabitledi. Yemekler ve kendisi gözüküyordu. Üzerinde yazılı bir tişört vardı. Okuyamadım ne yazdığını.

"Tişörtün üstünde ne yazıyor?"

Başını tişörtüne çevirip tişörtünün iki tarafından tutarak dikkatle bakmaya başladı.

"Hope."

Umut.

"Güzelmiş. Güle güle kullan."

"Ben de sevdim." dedi başını kaldırırken. Başımı salladım.

"Hadi yesene yemeklerden. Hepsini bitir."

Güldü. Kaşığı çorbaya daldırıp bir kaşık aldı. Ve yemek, salata, tatlı. Arada bir bana bakarak yiyordu. Sonra yerinden kalktı. Ne olduğuna anlam veremezken elinde peçeteyle geri geldi. Ağzını silip peçeteyi tabağın altına sıkıştırdığında güldüm.

"Afiyet olsun."

Güldü. "Eline sağlık, çok güzeldi hepsi."

Başımı sallayıp gülümsedim.

"Şimdi uyu sen. Hastalarının sana ihtiyacı var."

"Sen de uyu."

Esnediğimde elimin tersiyle ağzımı kapattım.

"Uykum geldi zaten. İyi uykular."

Güldü. "Önce söz ver bana. Yarın 12 gibi hastaneye gel. Öğle yemeğini birlikte yiyelim."

"Tamam, söz." deyip tekrar esnedim.

"Telefonu uzak yere bırak. Görüşürüz yarın. İyi uykular. Seni seviyorum."

Gözlerimi kırpıştırdım. Esnemekten gözlerim yaşardı. Gülümsüyordu.

"Ben de seni seviyorum."

boşluk (texting)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin