33 - Final

299 33 15
                                    

Merhabalar :'))

Final bölümü ile geldim. Boş yaptığım çalışmanın son bölümü. Umarım severek okursunuz <3

İyi okumalar!

"Müge..."

"Söyle gülüm?"

Gözlerimi İsmail'e çevirdiğimde aynanın başında saçlarını düzeltiyordu. Yanına yaklaştığımda sesini duydum. Keyfi yerindeydi.

"Bugün nöbet yok. Kızımızı da komşuya bırakırız. Arkadaş yapmış ya. Kalmak istiyordu. Bizim kızımız arkadaş canlısı çıktı."

Havalanan kaşlarımla elimi omzuna getirdiğimde hızla bana dönüp kollarını belime sardı. Sırıtıyor. Yanağıma uzanıp öptü büyükçe.

"Akşama birlikteyiz, karıcığım." dedi sırıtarak. Gözlerimi kıstım.

"İsmail bu akşam misafirlerimiz gelecekti. Hani bir hafta önceden ayarlamıştık ya-"

"Olmaz." dedi birden. Omuz silktim. Boşta kalan yanağımı öpüp çocuk gibi kaşlarını indirdi. Evde iki çocuk var sanki. Allahım.

"Yapacak bir şey yok. Hem hani işlerini ayarlayacaktın. Evlenmeden önce öyle dedin bana. Yine yoğunsun."

"Ayarlayacağım." deyip öpmek için bana yaklaştığında dudaklarımı araladım.

"Bizim beş yaşında kızımız var, İsmail. Altı yıldır ayarlayamadın." diyerek trip attım. Sıkıntılı nefes vererek başını boynuma gömdü. Haklıyım.

"Sana ilk mesaj attığım günü hatırlıyor musun?" deyip boynumdan öptü. Gülümsedim. Başını kaldırdığında ciddi durmaya çabaladım.

"Hatırlıyorum tabii. Şimdiki aklım olsaydı mesajına cevap vermeden engellerdim seni. Sapık mısın, nesin nerden bileyim. İyi cesaret konuşmuşum seninle. Belki seri katil çıkacaktın. Tam boşluktaymışım."

Güldü. "Seri katil ne yapsın seni? Kimseye zararın yoktu senin." dediğinde yanağını tutup sıktım. Yüzünü buruşturdu.

"Belki saplantılı bir sevenim olabilirdi. Olamaz mı?"

Kaşlarını çattı. Parmaklarımı yanağından çekip yanağına hafifçe vurdum. "Anladın mı gülüm?" dediğimde elini yanağıma getirdi.

"Haklısın, güzelim... Bugün nöbete kalmıyorum. Evde yokuz." deyip yanağımı sıkarken boşta kalan yanağımı öptü. Kızımızdan yanak sıkmaya alıştık. Birbirimizin yanağını sıkmadan sevemiyoruz birbirimizi. Canım yanaklarım.

"Tamam sen ararsın başhekimini?" dediğimde duraksasa da hiçbir şey olmamış gibi beni öptü birden. Gözlerimi kocaman açtım.

"Hallederim, Sadem. Zaten hastaneye gidiyorum." dedi gülerek. Buzdolabındaki bir ton yemek ne olacak?

"Yemek yaptım o kadar." dedim düşünceli hâlde. Güzel bakışlarıyla beni etkisi altına almaya çalışıyor.

"Yarın yeriz." dediğinde başımı salladım durgunca. Yanağıma uzanıp öptü uzunca. Uzun süre beni göremediği için evden çıkmadan habire öpüyor beni. Yanaklarımı sıkmasını saymıyorum bile.

"Çıkmam lazım." dedi keyifsizce. Kollarımı boynuna sarıp yanağından öptüm. Gözlerimi gözlerine çevirip gülümsedim.

"Allah yardımcın olsun. Akşam görüşürüz."

Ona bakmayı sürdürdüğümde benimle birlikte yatağa attı kendini. "Ulan!" dedim birden. Ağız alışkanlığı. Hep onun yüzünden. Güldü. Gitgide bana yaklaşırken duyduğum sesle başımı hızla çevirdim. Çiçek elinde tuttuğu oyuncakla odaya girdi. İsmail ile birbirimizden ayrıldık hızla. İsmail yatağa otururken beni de kendine çekip yatağa oturttu. Yüzüme gülümseme yerleştirdim. Çiçek anlamaz gözlerle bize bakıyordu. Ah İsmail.

"Baba annem hasta mı? Niye yatıyordu?"

İsmail yerinden kalkıp kızımızı kucağına aldı. "Ben doktorum ya kızım, anneni muayene ediyordum. Hasta değilmiş annen." dediğinde Çiçek gülümsedi. Gözlerimi İsmail'e çevirdim. Yüzünü bana çevirip sırıttı. Ulan.

...

İSMAİL

Zorlu geçen ameliyattan sonra ellerimi yıkayıp üzerimi değiştirdim. Kafeteryaya doğru ilerlerken ismimi duymamla başımı çevirdim. Sekreter, Birsen Hanım.

"İsmail hocam, eşiniz Müge Hanım geldi. Kafeteryada bekliyor sizi. Söylememi istedi."

Başımı sallayıp gülümsedim. Hızlı adımlarla kafeteryaya geçtiğimde gözlerimi etrafta gezdirdim. Gözlerini telefondan çekip etrafına bakındı. O sırada göz göze geldik. Ayağa kalktı hemen. Birkaç adımda yanına ulaşıp sıkıca sarıldım ona. Kollarını bana sardı.

"Sabah geleceğini söylememiştin." deyip omzundan öptüğümde yerinde kıpırdanıp başını kaldırdı. Işıldayan gözlerine tutundum.

"Akşam misafirlerimiz geleceği için telafi etmek istedim. Her ne kadar misafir kabul etmesen de misafiri geri çevirmeyeceğimizi biliyorsun. Senin için önemli bir yemek olacak. Kariyerin için."

İç çektim. "Özür dilerim." dedim gözlerimi gözlerinden ayırmazken. "İşimden dolayı sana yeterince vakit ayıramadım. Hastanede doktor eksikliği evliliğimize denk geldi. Tamamlanmıyor da-"

"İlk yıllarda nöbette kaldığında seninle hastanede sabahlıyordum." deyip eliyle ağzını kapatıp güldü. Gülümsedim. Ne günlerdi.

"Neyse zaten işini ayarlayacaksın. Geç olsun güç olmasın." dedi rahat tavırda. Ayarlayacağım. Doktor eksikliğini tekrar gündeme getireceğim. Donanımlı doktor arıyoruz diye diye altı yıl bekledik.

"Ayarlayacağım, karıcığım. Daha fazla vakit geçireceğim seninle, kızımızla." dediğimde gülümsedi.

"Sana güveniyorum. Hem seni beklemek de güzel."

Güzel yüzünden gözlerimi ayıramadım. Ben her gün şükrediyorum.

Gözlerini kaçırıp tatlı bakışlarıyla tekrar bana döndü. Sözleri üzerine kocaman gülümsedim.

"Bize tost alır mısın? Eski günlerdeki gibi."

_

Son olarak düşünceleriniz?

Destekleriniz için teşekkür ederim.

Boşlukta olduğum zamanlarıma ithafen, iyi ki yazmışım bu çalışmayı :')

Kendinize iyi bakın. En güzele emanetsiniz <3

Boşlukta olan gözü yaşlı, umutları tatlılara selam olsun!

Bitiş tarihi: 26 Haziran Pazartesi 2023

boşluk (texting)Where stories live. Discover now