kanada

64 6 0
                                    

"Hepinize teşekkür ederiz, bizi uğurladığınız için."

Metawin ve Bright arkadaşlarına tek tek sarıldığında son 2 dakikaları kalmıştı. Son bir sarılmayla daha veda etmişler ve uçaklarına binmek için bulundukları yerden ayrılmışlardı.

Bright ilk defa ülke değiştiriyordu. Bunun ilkini sevgilisiyle yaşadığı için mutluydu Metawin ise ilk defa uçağa binerken heyecanlanmıştı.

Metawin Bright'ı tanıdığı andan itibaren kendisi gibi olmuştu. Babasıylayken istediği gibi değildi hiç bir şey. Küçükken çikolata yerken bile babasının gözüne batardı.

İkisi de koltuklarına oturduğunda gülümsemişti birbirlerine. Birlikte yaptıkları ilk uzun yolculuk olacaktı. İkisi de bunun için çok mutluydu. Hem de gerçekten çok. İlk tatillerinin mükemmel olacağına inanıyorlardı.

Bright sevgilisiyle ellerini birleştirdiğinde Metawin de gülümsemiş ve sevgilisini öpmüştü. Onun heyecanını anlıyordu. Sonuçta ilk tatilleriydi ve sanırım babası her şeyi sineye çekecekti onun gibi.

——-

"Geldik mi?"

"Geldik."

Bright uçuş boyunca genelde uyumuştu. Metawin ise sadece onu özlemiş, arada öpmüştü. Bright'da öpücükleri hissedip karşılık vermeyi asla unutmamıştı.

"Hadi çıkalım, daha valizlerimizi alacağız zaten."

"Valizleri şöför alacak, biz arabaya geçelim."

Metawin önden kalkıp sevgilisinin kendisini takip etmesini sağladığında Bright kıkırdamıştı. Metawin varlıklı bir aile de büyümüştü bunu biliyordu. Ama pek şımarık değildi. Ya da kendisine ayak uydurmuştu.

"Hoşgeldiniz efendim, bir ihtiyacınız var mıydı?"

"Hayır yok. Sadece biraz hızlı olun."

İkisi de arabaya bindiğinde, Bright sevgilisinin değişen mimiklerine iyice şaşırmıştı. Demin sevgilisi değil gibiydi.

"Kanada'da bambaşka birisin."

Demişti ister istemez. Gerçekten ülke farkı vardı.

"Burada bir Ceo oğluyum. Sanırım ondan."

Metawin yaşadığı ülkeyi her ne kadar özlesede korumak zorunda olduğu statü farkından dolayı gerilmişti. Küçük bir çocukken bile kendisininden yaşça büyük birinin efendisi olmak onu geriyordu.

"İyi misin? Dalıp gittin."

Bright sevgilisiyle ellerini birleştirdiğinde Metawin kendine gelmiş ve sevgilisinden öpücük almayı unutmamıştı.

Gereksiz gerilmişti. Sürekli sevgilisinin öpücüklerine ve dokunuşlarına ihtiyacı var gibiydi.

30 dakika kadar arada sohbet etmişlerdi, bazen Metawin Bright'ın yolda gördüğü şeylerin ne olduğunu söylemişti. Öyle, böyle derken yolculuk bitmiş ikisi de el ele eve girmişti.

Bright'ın gördüğü kadarıyla hizmetliler şaşkındı. Ama en çok Metawin'in erkek arkadaşı olmasından değil de, sevgilisi olmasından.

İçeriye girdiklerinde Bright sevgilisinin elini sıkıca tuttuğunu hissetmişti. Ne oldu diye bakacakken de Metawin'in babası içeriye girmişti.

"Hoşgeldiniz çocuklar."

Adam bir kaç adımla çiftin yanına gelmiş, ikisini de kucaklamayı ihmal etmemişti.

"Aç mısınız? Hemen masayı hazırlatayım mı yoksa biraz dinlenmek mi istersiniz?"

Demişti. Bright Metawin'e bakmıştı. Onun için şu an daha önemliydi sevgilisinin isteği.

"Biraz dinlensek iyi olur baba. Akşam yemeğinde buluşuruz."

Metawin sevgilisinin elini bırakmayıp merdivenlerden yavaş yavaş çıkmış onu kendi odasına götürmüştü. Odası muhtelemen hazırdı. Hem sevgilisine odasını da göstermek istiyordu.

Metawin merdivenleri yavaş çıkmaya özen gösterse de içindeki heyecana yenik düşmüş aceleyle sokmuştu ikisini de odanın içine. Bright'ta pek anlam verebilmiş değildi ama sevgilisine ayak uydurmuştu.

"Benim odam."

Demişti Metawin heyecanla. Kapıyı kapattıktan sonra devam etmişti.

"İstersen bizim odamız, ama rahat edemezsen eğer değiştirebiliriz. Bu evde bir sürü oda var. Ama nedense her zaman sana odamı gezdirmeyi hayal ettim."

Metawin içindeki masum hisleri durduramıyordu. Yalan değildi, nedense ikisi bu odadayken hep hayal etmişti onunla uyuduğunu, oyun oynadığını.

"Ee ne diyorsun? Burada benimle kalmak istermisin yoksa birlikte başka bir odaya mı geçelim?"

Metawin yine heyecanına yenik düştüğünde Bright sevgilisinin yüzünü avuçladıktan sonra hiç beklemeden öpmüştü sevgilisini. Birbirlerine bir kaç günden uzun bir süre öpücük sunmadıkları için özlemişlerdi birbirlerini. Tabii ikisi de yorgun olduğundan çok uzun tutmamaya çalışmışlardı.

"Çok tatlısın ve seni seviyorum. Nerede olursan orada olacağım Metawin. Sen nereyi istiyorsan."

Bright Metawin'in heyecanına anlam veremese de ayak uydurmuştu ona. Küçük bir sarılmadan sonra ikisi de odada ki eşyalara odaklanmışlardı. Biraz madalyalara bakmış, biraz fotoğraflara bakmış ve dinlenmek için yatağa uzanmışlardı.

———
kanada'ya geldiğimize göre kemerleri sımsıkı bağlayın derim.

what's wrong, brightwin.Where stories live. Discover now