senin baban annemi çaldı benden!

48 4 2
                                    

bu bölümün şarkısı mabel matiz'den sarmaşık. bölümle alakası yok, saatlerdir dinliyorum diye💗
artık olayların asıl patladığı yere geldik, umarım beğenirsiniz❤️‍🔥
———

"Metawin, nereye gidiyoruz? Söylemeyecek misin?"

"Biraz daha sabret sevgilim, süpriz diyorum ya. Yıldönümümüz için."

Bright'a sahte bir gülüş sunup direksiyonu kırdım. Dün gece babamla her şeyi planlamıştım. İntikamımı alacaktım. Geriye kalan her şeyle babam ilgilenecekti.

"Metawin, son günlerde bir şey mi oldu? Hiç normal gelmiyor yaptıkların."

Dediklerini duymazdan geldim sürmeye devam ettim. Onu annemin mezarına götürüyordum. Annemin yanında intikamımı alacaktım. Her şey bitecekti. Sonunda bizde bitecektik. Bunun farkındaydım ama aşk hayat kurtarmıyordu. Aynı babamın annemi kurtaramaması gibi.

Aşk her şeye yeterli olmuyordu. Hiç bir şey kurtarmıyordu. Ben içimi döküp her şeyi anlatsam da her gece o adamın yüzünü görüyordum. Derinlere gömdüğüm bu acı her gece gün yüzüne çıkıyordu onunla uyurken.

"İn arabadan."

Şaşkın bakışlarını umursamayıp arabadan indiğimde peşime gelmesi için kenarda bekledim. Ona bugün gerçekten güzel bir hediye verecektim yıldönümümüz adına.

"Metawin, buraya neden geldik?"

Etrafına baktığında mezar taşını gördüğü gibi kaşlarını çattı. Şaşkın bakışları bende durduğunda başladım konuşmaya.

"Bir kadın varmış, oldukça güzel ve kibar. Bir de bu kadının eşi varmış. Yıllar önce eşiyle bir parkta tanışmışlar. Kanada'da ikisininde yabancı olduğu ülkede birbirlerine ilk görüşte aşık olmuşlar. Sonrası tahmin ediyorsundur, mutlu bir evlilik. Sevimli bir erkek çocuk."

Babamın yıllar önce bana anlattığı şekilde anlatıyordum ona.

"Maalesef, çok uzun sürmemiş bu mutluluk. Evlerine aldıkları bir çalışan bu güzel ve oldukça kibar kadının iyi niyetini suistimal etmiş. Tüm davranışlarını yanlış yorumlamış. Sanki evin hanımı, ona aşık olmuş gibi."

"Metawin, ne anlatıyorsun?"

"Hikayede anlattığım çalıştığı yerde haddini bilmeyip anneme aşık olan kişi baban. Tabii bu hikayenin görünen iyi tarafı. Aylarca annemi tehditleriyle, santajlarıyla kullanmaya çalıştı. Annem ben zarar görmeyeyim diye umursamamaya çalışmış, ama babanın takıntısı annemi benden aldı. Senin baban annemi benden çaldı!"

Bright'ın hiç bir şey anlamadığı suratından belliydi. Eğer intikam yerine sadece her şeyi anlatsaydım sonrası ne olurdu?

Pantolonumun kemer kısmına sıkıştırdığım silahı çıkardım. Bunun için her zaman prova yapmıştım. Bright'ın yüzünü hayal ederek onu öldürdüğümü defalarca düşünmüştüm ama şu an bunu yapmak diğerlerinden farklı hissediyordu. İçimde bir korku vardı ama geri de dönemezdim artık.

"Metawin, indir onu. Beni öldürmeyeceksin değil mi?"

"Aksine. Kesinlikle seni öldüreceğim. Diz çök."

Şimdi bile hayatımda o olmazsa nasıl devam edebileceğimi düşünüyordum. Annemin intikamını aldım diye mutlu olabilirdim ama sonunda olan bize olacaktı. Belki de Bright öbür tarafta beni asla affetmeyecekti ve ruhlarımız kavuşmayacaktı bile.

"Öldürmeyeceksin. Öldürsen de peşime gelirsin Metawin."

Silaha doğru adım atmıştı. Sonra da bileğimden tutup kalbine doğrultmuştu silahın ucunu.

"Metawin, bir de üstüne de ki: seni hiç sevmemiştim, intikam için yanındaydım hep."

Sessizce bekledim. Silahı göğsünün ucuna koyduğu için elimi tetiğe basamıyordum korkudan. Ama ben öldürmesem babam gelip öldürecekti. Dün tüm plan kurulmuştu. Yaşamasına izin vermeyip başında bekleyecek, sonra da denize fırlatacaktık bedenini.

"Diyemiyorsun değil mi? Çünkü Metawin, beni seviyorsun. Babamı tanımıyorum bile, bunuda biliyorsun ve bu olayda suçlu değilim, bunu da çok iyi biliyorsun."

Bir kaç dakika daha aynı pozisyonda kaldıktan sonra silahı elimden alıp fırlatmıştı uzağa. Sonra da kollarını sarmıştı bedenime.

"Benden sakladığın, söylemeye çalıştığın konu buydu değil mi?"

Yine her şeyi anlayışla karşılıyordu. Bana inanmadığından mı yoksa, babasını tanımadığı için mi bu kadar rahattı?

"Metawin babamı tanımıyorum. Yaptı veya yapmadı diyemem ama seni tanıyorum. Birbirimizi seviyoruz. İkimizde bu dünyada birbirimiz olmadan yaşayamayız Metawin."

Kollarımı ona sardığımda çok fazla sarılamamıştık çünkü telefonu çalmıştı aramayı reddedip telefonu geri koymuştu cebine.

"Yine de artık istesekte birlikte olamayız. Arabayı al ve git. Sonra da kaç buradan."

Dedim hemen. Babam yıllarca beklemişti bu anı. Önceden karışmak istememişti ama şimdi beni dinlemezdi artık.

"Metawin, buna gerek yok ki. Sorun baban mı? Babanla da konuşuruz. Tek dönmek istemiyorum."

Babamın çocukluğumdan beri intikam için büyüttüğünü düşünürsem gerek vardı. Onu arabaya doğru ittirmeye çalışırken duyduğum araba sesiyle aslında çok geç kaldığımızı anlamıştım. Şimdi de ne yapabiliriz bilmiyordum. Bi anlık düşünceyle babamın yanına gitmemeliydim belki de.

"Bright, bak lütfen kaç. Aklımda bu yoktu. Bir hata ettim, bana ayak uydurma kaç. Kaçtığını söylerim. Denize düştüğünü söylerim ya da. Ama lütfen kaç."

Dediklerimi duymazdan gelmişti. Sanıyordu ki, ben kendi kafam da kuruyordum. Ama öyle değildi. Babam yıllarca bu anı bekliyordu.

"Bright lütfen kaç."

Bir yandan ikna ederken diğer yandan ittiriyordum onu.

"Benim telefonumu bile açma. Ben daha sonra bulacağım seni. Ama git şimdi."

Onu ittirmeye çalışırken gördüğüm yüzle kaskatı kesilmiştim olduğum yerde. Babam arabadan inmiş bize doğru geliyordu.

"Nereye gidiyorsunuz? Eğlence asıl şimdi başlıyor."

———
devamı artık yarına, vote verip yorum yaparsanız sevinirim💓

what's wrong, brightwin.Where stories live. Discover now