yıldızlardan bizi diledim ✨

38 3 2
                                    

"Dilek tuttun mu? Yıldız kaydı sanırım!"

Bright'ın beni dürtüklemesiyle tekrardan baktım tavana. Yatak odasında tavan full camdı. Dizilerde özenmiştim ve o zaman oteldeki odamda olsun istemiştim. Her neyse ikimizde yıldızları seyrediyorduk.

"Yıldız kayınca söylenen dileklere inanıyor musun sen?"

Demiştim. Açıkcası batıl inançlara inandığını bilmiyordum Bright'ın. İkimizinde öyle bir inancı yoktu.

"Önceden inanmazdım. Ama bir keresinde dileğim gerçek oldu diye inanıyorum şimdi."

Söyledikleriyle yatakta doğrulup başımı elime yasladım ve ona döndüm.

"Ne dilemiştin ki? Hiç bahsetmedin bana."

Oda tüm vücudunu bana çevirip başını eline yaslamıştı beni görmek için. Diğer elide kolumun üzerindeydı. Parmaklarını tenimin üzerinde gezdiriyordu konuşurken.

"Yıldızlardan bizi diledim Metawin. Benimle ol, beni sev istedim. Kapıya dayanmadan önce, yıldızlardan sonsuza kadar benimle olmanı diledim."

Gözlerinin dolduğunu görünce, ister istemez benimde gözlerim doldu. Bende yıldızlardan bizi diliyordum şu an. ne olursa olsun, beni sevmesini istiyordum.

Söylecek bir şey bulamayınca sımsıkı sarıldım sevgilime. Genelde bu tarz konuşmaları ikimizde yapmazdık, ama bazen olur ya hislerimizi anlattığımızda bazen güzel cümleler kurardık? Oda bugündü işte. Bir şey diyemediğim için, sarılmayı tercih etmiştim. O beni anlardı.

"Kapı çalıyor sanırım, ben bir bakayım."

Bir kaç dakika sonra duyduğum sesle Bright'tan ayrılmış üzerime bulduğum tişört ve eşorfmanı giydiğim gibi kapıya ilerlemiştim. Gelen yiyecekleri içeriye alırken Bright'ta aşağıya inmişti.

O günü biraz sohbet ederek geçirmiştik. Tabii ki her gün birlikte olduğumuzdan hayatımızda geçirdiğimiz dönemi birbirimize anlatmıyorduk ama yine de sohbet edeceğimiz bir çok şey bulmuştuk.

Sonra da biraz bir şeyler izlemiş, koltukta uyuyakalmıştık ikimizde. Aslında tüm felaket o an başlamıştı.

Rüyamdan uyanıp gözlerimi dehşetle açmıştım. Annem, o şerefsizin ellerinde öldürülmüş bir şekilde yatıyordu kabusumda. Uzun zamandır böyle kabus görmüyordum ama Kanada'ya geri dönünce görmem beni derinden etkilemişti.

İlk gece, Bright'ın yanımda olması acımı biraz dindirse de, daha sonra gördüğüm kabusların artışı, canımı yakışı daha da artınca Bright'a bile katlanamayacak duruma gelmiştim.

Bright'ı görünce babası aklıma geliyordu. Babasına bu kadar çok benzeyen birine aşık olmam benim için hiç iyi değildi. Ona beslediğim küçük sevgi birikintisi, tüm öfkemi dindirmeye yarasa da gördüğüm rüyalar, içinde bulunduğum durum canımı yaktıkça gerçekten Bright'tan intikamımı alıp onu öldürmek istiyordum.

Tabii ki babamın istediği gibi ilk dört ay içerisinde öldürseydim daha çabuk kurtulabilirdim ama yine öldürsem tek bir ceza bile almadan da kurtulabilirdim cesedinden. Bunu istiyor muydum, annem için? Sevdiğim kişiyi öldürmek istiyor muydum ki?

"Metawin, yarından sonra dönsek bizim için daha iyi olur sanırım."

Gözlerimi aralayıp yanı başımdan ayakta dikilen Bright'a baktım. Bir kaç gün öncesinde bana ilaç gibi gelen kişi şimdi, bambaşka biriydi benim için.

Evet, babasını tanımıyordu. Babasıyla doğru düzgün bir anısı bile yoktu ama umrumda değildi. En azından onun canını yaklamalıyım diye düşünüyordum. Zaten en başta amacım buydu.

Senelerce annemin özlemiyle büyümüştüm. Nedeni de takıntılı bir şerefsizin annemi beni almasından dolayıydı. Ceza çekmiyordu çünkü kendini de annemin peşine öldürmüştü.

"Metawin, iyi misin?"

Kapının tıklanmasıyla düşüncelerimden ayrılmış, kendime geldiğim gibi ayaklanıp kapıyı açmıştım. Bright, 2-3 gündür garip olduğumu düşünüyordu. Aslında ona garipti. En başında böyle olmalıydım.

"İyiyim Bright. Beni rahat bırakamaz mısın? Bazen senden uzak kalmak isteyebilirim değil mi?"

"Metawin, bir şey olduysa söyle ve bunu konuşalım olur mu?"

"Yok bir şey, babam çağırıyor beni. Bu gece orada kalırım. Yarın görüşürüz."

———
bu bölümü geçiş bölümü olarak düşünebilirsiniz. Asıl bölüm diğer bölüm </3

what's wrong, brightwin.Where stories live. Discover now