20.BÖLÜM

2K 117 181
                                    

Keyifli okumalar bebişlerrrr 🥰

PETE

Sabah, içimdeki sıkıntı her neyse bir kenara atmaya çalışarak bakmam gereken son dosyalara gömüldüm.Her bir sayfayı incelerken ensemde hissettiğim endişenin soğukluğu buram buram hala benimleydi.Soğuk bir esinti tüm bedenimde dolaşırken arada titremeler tutuyordu beni.

Nereden gelmişti bu duygu, bir anda?

Bilmiyordum...

Bu, her neyse beni korkutuyordu.

Aklımdaki kötü senaryoları ve içimdeki kötü duyguları bir kenara atmaya çalıştım.Yine kuruntu yapıyordum işte.Yine Pete'liğimi yapıp kendi kendime kafamda kuruyor ve kendimi üzüyordum.Ah..

Bu huyumdan asla vazgeçemiyordum.Her şey iyiyken her zaman kötüye kayan aklımdan asla vazgeçemiyordum.

Ama bu sefer, hayır!

Kafamı kötü düşüncelerden arındırmak ister gibi salladım ve önümde artık incelemeyi bitirmem gereken mavi dosyayı aldım elime.Derin nefesler alıp önümdeki her bir evrağa dikkatimi vermeye ve bir delil bulmaya çalışıyordum.Kötüyü düşünmek yok!
Her bir dosyanın her bir sayfasını özenle tarıyordum.Burada dikkat ettiğim ve asıl aradığım bir fotokopi iziydi.Ana aile ve 2. aile, bu tarz ihalelerde asla fotokopi kullanmazdı. Gözden kaçmış ve yanlışlıkla dosyalanmış bir evrak, bunu yapan her kim ise bulmamız için kocaman bir anahtar niteliğindeydi.
En merak ettiğim konu ise bunu kim, neden yapmıştı? Bunu yapan her kimse, iyi bir çıkarı ve sağlam bir nedeni olmalıydı.
Asıl suçlunun bir an önce ortaya çıkmasını istiyordum. Bir an önce bulunmalıydı çünkü şu durumda en büyük şüpheli Vegas'tı ve onun yapmadığını biliyordum.O yapmamıştı.
Lanet olsun, bunu hiç konuşmamıştık  ama o, gece gündüz babası için çalışıyordu.Sırf babasını memnun edebilmek için yemek bile yemeden tüm gün hatta tüm gece yorulmadan  çalışıyordu.Böyle biri, bunu yapmazdı.
Özellikle de o kişi, benim Vegas'ımsa...

Benim Vegas'ım...Yüzümde güller açtıran iki kelime ile içimdeki sıkıntıdan ona sığındım. Adı bile huzurla kaplayabiliyordu tüm bedenimi. Yüzümde kocaman bir gülümseyle beraber dosyadaki ellerim yavaş yavaş karnıma indi.Gözlerimi kapattım ve bebeğimle beraber Vegas'ı düşledim.İçimdeki sıkıntı yerini kocaman bir sıcaklığa bırakırken derin bir nefes alıp fısıldadım sadece kendimin duyabileceği bir tonda."Sorun yok. İyi olacağız...Mutlu olacağız...Bu sadece anlık gelen bir korku"

Derin bir nefes verdim ve karnımı okşadım bir süre daha.Günden güne büyüyen bebeğimi hissettim ve sanki onunla sessiz bir konuşma yapıyormuş gibiydik.Ellerimle 'sorun yok' der gibi bir yukarı bir aşağı okşarken karnımı aynı zamanda nasıl olduğunu hissetmeye çalışıyordum. O, o İyiydi...Kocaman bir gülümseme bıraktım ve gözlerimi açtım.

Önümdeki dosyanın sayfalarını tek tek incelemeye geri döndüm.Saatler sürdü belki de emin değildim ama elimdeki son dosyaya geçtiğimde hala herhangi bir şey bulamamıştım.Bundan da hiçbir şey çıkmamıştı.Ne bir sayfa kıvrılması,ne bir mürekkep farkı (ki bu önemli bir detaydı çünkü asla farklı bir mürekkep kullanılmazdı ve özel olarak yaptırılırdı),ne fotokopi iz-

Bir dakika...

Fotokopi izi önemli demiştim.Tıpkı
elime aldığım son dosyanın 'planlar' bölümünde bulunan son sayfasının köşesindeki siyah ve çok, çok minik fotokopi izi gibi.Siktir!
Yanılıyor olabilir miydim? Çok ufak bir nokta gibiydi.Neredeyse sayfanın dibine girip gözlerim şaşı olacak kadar içine girdim.Bir kalem ucu kadar ufak siyah bir izdi. Fotokopi izi miydi ki?
Bilmiyordum ama emin olmalıydım.Arm'a bir an önce fotoğrafını gönderip ne olduğunu teyit etmeliydim.Elim neredeyse titreyerek telefonuma giderken boş cebim ile "Hadi ama! "dedim odada yankılanacak kadar yüksek sesle bağırarak.Telefonu odamda unutmuştum.

AFTER LOVEWhere stories live. Discover now