SAM
"Tabi Khun Vegas.Görüşmek üzere" Telefonu kapatıp artık orman ve ağaçlık alanlarla kaplı yola dikkatimi verdim.Yanımda oturan Jack, hala trip atıyor ve beni görmezden gelerek yola bakıyordu.Ama değişik bir şekilde sinirli ya da öfkeli değildi.Sadece sessizdi.
Ve bu hoşuma gitmiyordu.Jack hayatımda gördüğüm en gürültücü insandı ve böyle olması bazı şeyleri gizlediği izlenimi veriyordu bana."Khun Vegas'a 2 gün boyunca burada olacağımızı söyledim"
Yolu izlemeye devam ederken kaşlarını çattı ve ondan beklenmeyecek sessizlikte söyledi.Bu sessizliği hosuma gitmiyordu.
"2 gün boyunca konuşacak bir şeyimiz oldugunu sanmıyorum"Sırıttım.
2 gün boyunca sadece konuşacağımızı kim söylemişti ki?Arabayla son hız ilerlerken oraya elbette sadece konusmak için gitmiyordum."Zaten sadece konuşmayacağız "dediğimde oyun bitmişti.Neredeyse eski Jack'ı gördüğüme yemin edebilirdim. Bana o kadar hızlı dönmüştü ki, boynunu kıracağından korkmuştum.
"Aklından neler geçiyor ?" Kuşkulu sesi arabada yankılanırken gülümsedim ve ona döndüm.Gözlerini bana dikmişti ve bende gözlerimi gözlerine daldırmaktan kendimi alıkoymadım.Ona baktım ve sadece gülümsedim.Ona söyleseydim sürprizin ne anlamı kalırdı ki?
"Evde görürsün...."dedim neredeyse fısıldayarak ona bakarken.
O ise hala benim aklımdan geçenleri çözmeye çalışırken virajlı yola geri döndüm.Gülmemek için zor duruyordum ve Tanrım...
Uyuyan yılanı uyandırmayacaktın Jack!Yol boyu herhangi bir konuşmamız daha olmamıştı ama konusacak çok şeyimiz vardı.Her şeyi eve saklıyordum çünkü arabada olmamız ve virajlı yollar olayı tehlikeli bir hale sokuyordu.Jack'le herhangi bir tartışma direksiyona atlamasını ve direksiyon hakimiyetimi bozmasına yol açabilirdi.Bu durum geçtiğimiz sayısız uçurumların dibinde bitmesine sebebiyet verirdi.
Tanrım...Aklımdakileri üzerinde denemeden ölemezdim.Hayır! Özellikle de içimdeki şeytan yerinde duramıyorken.
Uzun yol geçmek bilmedi benim için.Ne Jack bir şey söyledi ne de benim sabırsızlığım buna yardımcı oldu.Akşam serinliği ve yavaş yavaş kararan hava ile beraber ev görününceye kadar ızdırap gibiydi her şey.Ellerim titriyordu ve anksiyete tüm bedenimi ele geçirmiş gibiydi.Konuşmak benim için çok büyük bir olaydı ve bu, beni çok geriyordu.
Ben, duygusal bir adam değildim ya da duyguları olan bir adam.Kaybetme duygum olmamıştı mesela.Çünkü kaybedecek hiçbir şeyim hiç olmamıştı.
Hayatım hiçlikler üzerine kuruluydu ve bu güvenliydi. Her zaman öyle olmuştu.Ama şimdi...
Hiçlik karmakarışık olmuştu.Jack içimi darmadağın etmişti.Nefesimi kesen bir şeyler vermişti.Bastırmayı denediğim ama asla bastıramadığım bir şeyler...
Bastırdıkça içimde defalarca patlayan...
Benden tamamen gittiğini düşündükçe hüngür hüngür ağlama isteği uyandıran.
Aldığım nefesi tüketen...
Bilmiyordum...
Konusmak ve elimde ne var ne yok ona sunmak ne kadar beni öldürse de yapacaktım.Yapmak zorundaydım çünkü hayatımda ilk defa korkuyordum.Duygularımı söylemek, yaşamak mı yoksa onu kaybetmek mi beni daha çok korkuturdu?
Sanırım cevabı belli oluyordur.Şimdi gittiğimiz yolda nefesimi avuçlarına bırakmaya gidiyordum.Duyguları olmayan bir adam için ne iddialı sözler ama...
Arabayı evin garajına park edip kontağı kapattığımda yanımda oturan varlık, bir saniye bile durmadan arabadan indi ve hızlı adımlarla verandaya giden yola doğru yürümeye başladı.Arkasından baktım bir süre.Taaki karanlıkta kaybolana kadar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AFTER LOVE
Fanfiction"Bay Vegas" Pete titrek sesi ve her zamankinden daha özgüvensiz duruşuyla çıkmıştı Vagas'ın karşısına. Bunu nasıl söyleyeceğini bilmiyordu. Bu nasıl olmuştu? Nasıl Hissetmeliydi? Bundan sonra ne yapacaktı? Vegas umursamaz tavrı ile oturduğu çalışm...