32. Bölüm (M)

6.4K 425 355
                                    

Evet orada bir M gördünüz sanki, evet evet! Bir M gördünüz şskdsşkdaş


İdil bölümü sana ithaf ettim ama yaşın tutmuyo senin Jongin Abin, Luhan Ablanı öpmeye başlayınca gözlerini kapat olur mu annecim?


Smut okumayan tatlışlar ise böyle sayfaları atlasınlar ama sona doğru gelince böyle uzuun çizikler var (aha bunlardan: ---) ordan sonrasını okusun ordan sonra böyleeeeee güzel bir sürpriz var *-*-*-*



--



"Tanrım hayır!" Luhan yattığı yerde huzursuzca hareket geceden beri belki de onuncu itirazını sundu.

"Bu tepkiyi 15 dakika önce de vermiştin. Başka bir şey söyle." Tabi bu süre içinde Jongin onu önemsememeye devam ediyordu.

"Ne kadar düşünürsem düşüneyim bunu mantıklı bulamıyorum! B-ben... Ben başkan olamam! Ben daha Chanyeol'e bile sözümü dinletemiyorum. Hatta Chanyeol'ün beni duyup duymadığından bile şüpheliyim."

"Kendini şimdiden kaptırmışsın bakıyorum da. Yetkini bize emir vererek kullanmayacaksın değil mi Sayın Başkan?"

"Tanrım kes şunu! Bu iğrenç!" Luhan'ın saçlarını karıştırarak yattığı yerden doğrulmaya çalışması Jongin'in sabrını tüketmeye yetmişti.

"Luhan! Biz yanında olacağız yapman gereken tek şey orada durmak olacak. Geri kalan her şey bizim kontrolümüzde olacak sana bu defalarca açıkladım. Ayrıca küçücük yerde hareket etmeyi keser misin artık? Sıkıştım!" Onu omuzlarından bastırıp yerine yatırtmaktan geri durmamıştı.

"Başkanına emir veremezsin!"

"Henüz sadece adaysın Luhan abartma."

"Ama başkanlığın en güçlü adayıyım?"

"Seçim gününe kadar sana bunu açıklamamam gerektiğini biliyordum. Daha şimdiden böyleysen..."

"Bu arada... Başkanın olarak ilk emrim! Bir daha benden bir şey gizlemek veya olan biteni geç söylemek yok! Tanrım beni klonlamak için bile kaçırdığınızı düşünmeye başlayacaktım artık!"

"Bak bu fena bir fikir değilmiş aslında." Jongin edindiği düşünceler eşliğinde gülerek Luhan'a sarıldı. "Lanet olsun..." Jongin'in dudaklarından istemsiz bir inleme dökülüvermişti. "Senden bir tane daha... Bu harika olurdu!"

"Ne harika olurdu? Aklından neler geçiyor senin?"

"İnan bana duymak istemezsin Luhan." Fısıltısı kulaklarını doldururken Luhan'ın ensesinden aşağı süzülen ürpertinin nedeni soğuk hava değildi. "Sadece sen bile aklımı kaybetmeme neden oluyorsun. Eğer iki tane olsaydın..."

"Ne yani? Başka bir Luhan daha mı istiyorsun? Benden memnun değil misin?"

"Kendini kendinden mi kıskanıyorsun Luhan?"

Jongin onun bu durumundan oldukça keyif almış gibiydi. Dünyanın son insanı değil onun için belki de dünyanın en tatlı varlığıydı.

"Hayır söz konusu bu değil! Ayrıca seni kıskandığım falan yok. Sadece..." Kızaran yanakları avuçlarının arasına alarak okşamıştı.

"Sadece ne?"

"Sadece seni başkasıyla paylaşma düşüncesinden hoşlanmıyorum. Seni kaybetmekten korkuyorum."

The Last HumanWhere stories live. Discover now