Tüm bunlar bir bilgisayar aracılığıyla simüle edilmiş olsa da, karşımdaki sahne karşısında büyülenmekten kendimi alamadım.
Güneşten gelen ışık ışınlarını düzgün bir şekilde yansıtan kristal berraklığında su ve canlı yeşil bitki örtüsü, sakin gölü çevreledi. Hayvanlar gölden kristal berraklığında suyu yavaş yavaş içerken diğer hayvanlarla çevrelerini barışçıl bir şekilde paylaşırken görülebiliyordu.
"Ah! Buradasın Patrick!"
Sağdan gelen tiz bir erkek sesi beni şaşkınlığımdan ayırdı.
"Oh Lucas, buradasın. Bu iş için mükemmel bir adamım var."
Sesin geldiği yöne doğru el sallayarak 14 yaşlarında görünen bir çocuk belirdi. Kıvırcık saçları kahverengi ve sarı karışımıydı ve yeşil zümrüt benzeri gözlerine eşlik ediyordu, onu bir elfe benzetiyordu.
Oldukça canlı görünüyordu ve Patrick'le oldukça iyi anlaşıyor gibi görünüyordu.
"Ah! Bu o mu?"
Varlığımı fark eden genç çocuk, vücudumu baştan aşağı taradı ve neşeyle gülümsedi.
Elini uzatarak gülümsedi.
"Rütbe 429, Lucas Thyme"
Çok geçmeden önümde bir ekran belirdi.
Elini sıkmak için elimi uzatarak gülümsedim ve kendimi tanıttım.
"Tanıştığımıza memnun oldum, rütbe 1750, Ren Dover"
-Alkış! -Alkış! -Alkış!
"Ohhh, senin kadar düşük rütbeli birini hiç görmedim!"
Elimi sıktıktan sonra Lucas heyecanla ellerini çırptı ve Patrick'e baktı.
"Patrick kesinlikle haklısın! Gerçekten de bu iş için mükemmel bir adam!"
"Hahaha, oldukça şanslıydım"
Başımı eğerek, birbirleriyle mutlu bir şekilde sohbet eden Lucas ve Patrick'e baktım.
"Afedersiniz? Ama siz benim bu iş için mükemmel bir adam olduğumu söyleyip duruyorsunuz... ama tam olarak ne yapmam gerekiyor?"
"Ah? Patrick sana söylemedi mi?"
Kafasını yana yatıran Lucas, görünüşe göre bir şey fark etmiş gibi görünene kadar birkaç saniye bana ve Patrick'e baktı. Çok geçmeden yüzünde geniş bir gülümseme belirdi.
"Ah anladım tamam o zaman sana açıklayayım"
Gölün ortasını işaret eden Lucas bana baktı.
"Şurayı görüyor musun?"
İşaret ettiği yöne baktığımda, neyi işaret ettiğini net bir şekilde görebilmek için gözlerimi kıstım.
Birkaç saniye sonra, üzerinde düzgün bir şekilde iç içe geçmiş kırmızı bir çiçek bulunan küçük bir nilüfer yaprağı gibi görünen bir şeyi seçebildim.
Çok küçük olduğu için, eğer Lucas onu benim için göstermeseydi, muhtemelen asla fark edemezdim.
"Evet onu gördüm"
"Tamam, kısacası ekstra puan almak için o nilüfer yaprağının tepesindeki çiçeğe ihtiyacımız var"
Ben zaten durumun özünü az çok anlıyorum.
Eğer böyle olduğundan şüphelendiysem, gölün ortasında çiçeği koruyan büyük bir canavar vardı. Patrick ve Lucas'ın güçleri de çok farklı olmadığı için, kendilerinden daha zayıf birini bulup onları yem olmaya zorlarken ödüllerini kendileri toplamaya karar verdiler.
