on birinci çiçek,

25 6 0
                                    


Sevmek seni, doyasıya sevmek.

Kokunu solumak saniyeler boyunca.

Yan yana yürürken parmaklarıma değen tenini hissetmek.

Bunlar, içimde kapısı sıkı sıkıya kapalı olan kaç oda varsa açıyor hepsini. Donmuş her bir köşeyi eritiyor, kalbimin atışını kulaklarıma taşıyor.

Bunun adı her neyse, gerçekten yaşadığımı hissettiriyor bana, güz kuşu.

Sonra gözlerime bakıyorsun, "Ellerin neden bu kadar soğuk?" deyip yine hapsediyorsun avuçlarına. Sadece ellerimi değil, sahip olduğum her şeyi. O yumuşak, güzel ellerinin arasına hapsediyorsun, orada bir ömür kalmak, uyumak, bir daha uyanmamak istiyorum. Her bir parçamı sana iliştirmek, belki bir bedende iki kişi yaşayabilmek gibi delice bir şeyi istiyorum.

Seni alıp kendime katmak, serçe parmağındaki ipi benimkine dolamak istiyorum.

Çünkü biliyorum ancak seninle var olursam yaşamanın anlamlı ve güzel olacağını.

Göğün daha mavi, martıların daha az hüzünlü olacağını.

Baktıkça yüreğimdeki acının dindiğini biliyorum, bu yüzden gözlerinden başka hiçbir şeyi düşünemiyorum.

Başımı kaldırıyorum.

Bir eksiklik var orada. Küçük gizli karanlıklar var, sanki birileri bir şey çalmış.

Sanırım diyorum, gökte eksik olan bütün yıldızlar senin gözlerine saklanmış.

çünkü sen bir kumrusunWhere stories live. Discover now