2.6

1.1K 111 25
                                    

Bu bölüm Chanmin var gençler

Chanlarda kaldıkları keyifli günden sonra neredeyse iki ay geçmiş ve hazırladıkları listedeki herşeyi bitirmişlerdi.

Bu süreçte Minho ve Jisung ilişkisi daha güçlenmiş ve sorunsuz gidiyordu. Prova zamanları birbirlerinin çekinirken şimdi sürekli iltifat edip gülüşüyordular.

Bir okul çıkışı dört genç bir kafeye geçip eskisi gibi beraber oturmuşlardı. "Uzun zaman oldu ya böyle oturmayalı" dedi Hyunjin. "Cidden öyle gruba bile çok yazmıyoruz hep ortak gruptayız" diyerek katıldı Felix.

"Güzel oldu ama ya böyle sekiz kişi"
"Öyle cidden aile gibi" dedi Seungmin kahvesini yudumlarken. "Jisung bebeğim senin Minho ile nasıl gidiyor?" diye sordu Felix. Jisung anında gülümsemeye başlarken "Çok güzel Felix çok güzel, Minho çok tatlı ve düşünceli, ufacık bir sorun olmaya başlasın hemen toparlıyor ve bana çok iyi geliyor" diyerek anlatmaya başladı.

Diğer üçlü onu gülerek dinlerken "Ee ilk öpücük nasıldı?" diye sordu Hyunjin. Jisung durmuş kaşlarını çatmıştı "Biz hiç öpüşmedik ya" demişti. "Lan cidden mi?" dedi Hyunjin şaşkınlıkla.

"Herkes sen gibi akşamına öpmüyor Hyunjin" dedi Felix. "Bana diyene bak sizin dayanmanız on dakka sürdü" diyerek çıkıştı.
"İkinizde aceleci insanlarsınız bence sevgili olduktan bir kaç ay sonra öpüşmek mantıklı bir birine güven çoğalınca falan yani" diyerek konuya katıldı Seungmin.

Bunun üzerinde ciddi bir tartışmaya girerken Jisung sadece gülerek onları izliyordu, bu yıl cidden onun için ayrı bir güzeldi.

Dağılıp evlerin yolunu tutarken Jisung telefondan Minho ile konuşuyordu "Sesin yorgun geliyor minhosum biraz dinlensene ya" dedi Jisung yanaklarını şişirerek. "Seni şuan şiş yanakları hayal ediyorum çok tatlıı" diyerek konuyu geçiştirdi Minho.

"Minho! Git yat lütfen!" Minho gülmüş "Tamamdır güzelim dikkat et giderken" demiş ve konuşmayı bitirmişlerdi.

Akşamın ilerleyen saatlerinde evine doğru giden Chan duyduğu hıçkırık sesleri ile etrafına bakınmış ve sokağın diğer ucunda toparlayarak yürüyen birini görmüştü. Yardıma ihtiyacı vardır diye ona doğru ilerlerken o kişinin Seungmin olduğunu anlaması ile endişeyle yanına koştu.

"Seungmin! Noldu böyle! Kim yaptı bunu!?" Chan bir eliyle Seungmin kolundan destek verirken diğer eli yanağına gitmişti. "C-chan" diyerek akmaya hazır gözyaşları düşmüş ve Chan'ın boynuna kafasını yaslamıştı. Chan hemen onu kolları ile salarken saçlarını okşadı.

Bir süre öyle kalmışlardı, Seungmin'in ağlayışı durmuş sadece derin nefesler alıp veriyordu. "Yürüyebilir misin? Taşırım istersen" Seungmin red edip adım atmaya çalışsa da acıyan canı ile gözlerini kapattı. Bununla Chan yere çöküp "Atla sırtıma" demişti. Seungmin dediğini yapıp sırtına çıktı.

Chan'ın evine doğru adımladıkları sıra "Chan Minho ya gelmesini söyler misin?" dedi Seungmin titreyen sesiyle. Chan onu onaylamıştır tek eli ile telefonunu alıp Minho'yu aramıştı.

Açılan telefon ise sinirli bir Minho'du. "Chan senin arayacağın zamanı ben! Azıcık daha geç arasana be adam! Tam uyumuşum rüya görüyorum Jisungum ile öpüşücem çat! Sen arıyorsun!"

Chan telefonu biraz uzaklaşıp söylenmesini dinledi sonra tekrar kulağına dayayıp "Sonra azarlarsın beni, Seungmin iyi değil hemen bize gel"
Minho yattığı yerden doğrulurken "Ne demek iyi değil? Noldu?" diye sordu.
"Bilmiyorum ama hemen gelmeni istiyorum" dedi ve telefonu kapadı.

Eve girip Seungmin'i kendi yatağına yatırdı. "Yaraların için malzeme getiriyim" diyerek banyoya adımladı.
Seungmin sessiz bir şekilde daha önce görmüş olmasına rağmen yeni görmüş gibi odayı inceliyordu. Chan elinde bir kaç malzeme ile yanına gelmiş yüzündeki yaralar ile ilgilenmeye başlamıştı.

Seassons / Minsung ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin