2.7

1K 112 24
                                    

Ertesi gün Minho ilk kalkan olurken ilk önce Seungmin'i kontrol etmiş sonra telefonuna gelen bildirimlere bakmıştı.

Tahmin ettiği gibi Jisung'dan mesaj vardı. Genelde kendisi daha erken uyuduğu için Jisung o görmese bile yazar en son iyi geceler dileyip yatardı.

Bir yirmi dakka önce atılan günaydın mesajı ile gülümsemiş balkona çıkarak sevgilisini aramıştı.
Bir kaç çalışla açılan telefon ile "Günaydın güzelim" demişti.

"Günaydın Minhoo" dedi Jisung enerjik sesiyle. Minho onun dün attığı mesajlardan bahsedip konu açmış uzunca konuşmuşlardı. "Bugün bir kaç işim var erken biterse buluşuruz olur mu bebeğim"

"Olurr o zaman kapatıyorum ben yemek yiyecem"
"Tamamdır öptümm"
Jisung dediğine gülmüş ve sohbeti bitirmişti. Minho da içeri girmiş sofra kuran Seungmin ve Chan'ın yanına geçmişti.

"Hemen yiyelim ve karakola geçelim" dedi Chan yemeğine başlarken. İkili kafa sallamış ve sessiz bir şekilde kahvaltı yapmışlardı.
Yemekten sonra hızlıca masayı toplamış, hazırlanıp evden çıkmışlardı.

Karakola vardıklarında gördükleri Jeongsung ile yanına gittiler. Seungmin koşarak ona sarılmış Jeongyeon da karşılık verip sıkıca şarılmıştı.
"Dün gece neler oldu?" diye sordu Seungmin.

"Nayeon bana gizlice haber verdi bende polisler ile evi bastım tam o sıra çıkabilmişsin evden. Sen nasılsın? Canın acıyor mu?" diye sordu yüzündeki yaraları incelerken.
"Gayet iyim Chan ve Minho yanımdaydı" dedi arkasındaki ikiliyi gösterip.

O sıra gelen Nayeon 'Seungmin!' diye bağırıp üstüne atlayıp sarılmıştı. Seungmin gülerken. "Bugün o adamdan kurtulacağız herşeyi halledicem ben sadece sana sormak gereken tek bir şey var" dedi Jeongyeon.

"Seungmin ben ve Nayeon ile yaşamak ister misin?" diye sordu. Seungmin kaşları havaya kalkmış bir şekilde önündeki çifte bakıyordu. "Bunu çok isterim" dedi.

Gelen polisler ile babasından kurtulmak için bir adım daha atılmıştı.

Öğleden sonra iki civarlarında karakoldan çıkan üçlü sokaklarda dolaşıyordu. "Ben Jisung'un yanına geçiyorum sizde ilk gününüzü azıcık başbaşa geçirin" diyerek onların yanında ayrıldı Minho.

Jisung ile buluşacağı parka geldiğinde onun salıncakta salladığını gördü. Gülüp yanına gitmiş ve yanındaki salıncağa binmişti. "Nasılsın bebeğim?"

"Minho! Çok iyiyim sen?" diye sordu Jisung daha hızlı sallanmaya başlarken. "Bende iyiyim, napmak istersin bugün?"

"Gitmek istediğimiz sinema gelmiş onu gideriz diye düşündüm" dedi Jisung. "O zaman ne duruyoruz hemen gidelim" diyerek heyecanla salıncaktan atladı. Jisung önünde durup elini uzattı. Jisung sevgilisinin elini kavrayıp salıncaktan inmişti.

İkili sınama salonuna gidip istedikleri film için bilet almışlardı. "Daha vaktimiz var ne yapalım?" diye sordu Minho. "Minho! Minho! Su oyunu deneyelim mi?" diye sordu Jisung oyun alanındaki hediye veren oyuncağı göstererek.

"Olur deneyelim hangisi?"
"Umm şu sincap çok tatlı ama beyaz tavsanda güzel bilemedim" dedi Jisung yanaklarını şişirerek.
Minho bu fırsat ile hemen şiş yanaklarına öpücük kondurup oyunun başlaması için para atmıştı.

"Sağa biraz, biraz sol evet! Evet! İyi böyle!" Jisung heyecanla ona yardımcı oluyor Minho da onun bu haline gülüyordu. Kırmızı tuşa basması ile oyuncağın kepçesi sincap oyuncağını kapıp havaya kaldırdı.

Onunla beraber gelen beyaz tavşanı ikiside beklemiyordu. Jisung heyecanla yerinde zıplamaya başlarken Minho nerdeyse makinenin içine girmişti.

Beraber gelen oyuncakların ile Minho onları almış ve Jisung'a uzatmıştı. "Tavşan sana benziyor" diyerek tavşanı Minho'nun yanına tutmuş ve gülmüştü.
Minho da gülmüş "O zaman tavşan sende sincap bende kalsın sen de sincapa benziyorsun" demişti.

Seassons / Minsung ✓Where stories live. Discover now