BÖLÜM 6

4 0 0
                                    

"Kaç yaşına gelmişiz hala bir sürü yapılmamış şey var" diyorum.

Her seferinde dönüp dolaşıp bu konuya gelmeme hiç şaşırmıyor artık. Ben artık içimde tutamayacak kadar doldum o da bunu görüyor. Bir şeyler yapmak istiyorum, dünyayı görmek istiyorum, maceralar yaşamak istiyorum ama bunun yerine her akşam sakin bir müzik dinlerken yıldızlara dalıp hüzünle içiyorum kahvemi. Dünyayı kurtarmak istemediğimi ve bunun için istediğim şeyleri bu kadar abartmamam gerektiğini düşünüyorsunuz, biliyorum çünkü herkes böyle söylüyor. Savaş dışında herkes. Ama öyle değil. Ben dünyayı da kurtarmak istiyorum. Etrafınıza bir bakın en büyük problemler istemedikleri yerde olan insanlar yüzünden çıkar. Yaratılışımız böyle çünkü. Başaramadıkça teslim oluyoruz karanlık tarafımıza. Işığı hiç bulamayacağımızı düşündüğümüz için sanırım. Oysa güneş her sabah doğuyor ama biz bunu görmüyoruz. Bende dünyayı kurtarmak istiyorum kendi içimdeki ışığı yakarak. Gölgelerde olacak ama asla bana hakim olamayacak gölgeler. Herkesin dünyayı kurtarmak için içindeki bir ışığı yaktığını düşünsenize.

Bir şeyi yapmak istiyorsak sadece ayağa kalkıp yapmaya başlamamız gerektiğini biliyorum, biliyorum ama bir türlü yapamıyorum. Korkuyorum. Bu konuyu sürekli dile getirdikçe anlıyorum ki sadece insanları üzmekten veya üzülmekten korkmuyorum aynı zamanda dünyanın beklediğim gibi olmamasından da korkuyorum. Bir şeyi hayal ederken kötü olma ihtimali yoktur ama ya bütün istediklerimi yaptığımda yaptıklarım beklentilerimi karşılamazsa? İşte en çok bundan korkuyorum. Hayal ederken çok güzel ve ben bu güzelliği bozmaktan çok korkuyorum. Ya benim içimdeki ışıkların rengi güzel değilse, o zaman ne olacak?

"Dur bakalım daha yaşlanmamıza çok var" diyor.

Buna inanmadığını biliyorum. O da aslında aynı benim gibi. O da çok fazla şeyi hayallerinde yaşıyor sırf gerçekleştiğinde kötü olma ihtimalinden dolayı hem de. Benden çok daha fazla şey bildiğini biliyorum ve bence bu onu daha kötü duruma sokuyor. Ben daha geç öğreniyorum evet ama o şu an hepsini biliyor ve yapmıyor. İkimizde acınası durumdayız. Ama biz birbirine dokunamayan ama birlikte uyuyan iki insanız bizden ne bekliyorsunuz ki?

"Sahi kaç yaşındasın sen?" diyorum.

"27 sen?" diyor.

"Hah senden daha gencim, 25" diyorum gülerek.

Yine enfes bir kahkaha atıyor bende büyülenmiş bir şekilde onu izliyorum. Hayatımın sonuna kadar onu izlemek istediğime karar veriyorum. Çok güzel gülen bir insanın kötü bir insan olma ihtimalinin olmadığını şimdi anlıyorum. Savaş'ı tanıdıkça büyüyorum sanki. Ve güzelleşiyorum da demek isterdim ama o bu kadar yasakken güzelleşemiyorum, sadece büyüyorum. Kendime bir şeyler katıyorum ama yinede çirkin olmayı başarıyorum. Bunu başarmakta zor aslında. Dünya gibiyim, iyi yönde gelişiyorum ama her geçen gün bir öncekinden daha çirkinim.

Tuhaf bir insan değilim, çok fazla düşünmenin tuhaf olduğunu da düşünmüyorum. Bende o insanlardanım işte, hani çok düşünen ama hiçbir şey başaramayanlardan. Başaramamak da değil aslında adım atamamak gibi. Cesur olmak istiyorum bende ama çok zor.

"Ne oldu?" diyor merakla.

"Çok güzelsin" diyiveriyorum.

Gözlerini kocaman açıyor. Söylediğim anda pişman oluyorum. Bu böyle söylenir mi burada? O bu kadar güzel gülmeseydi söylemezdim bende. Israrla kendimle çelişiyorum, bence çok komik. Adamın beni düşürdüğü şu hale bak.

Yavaş yavaş tükeniyorum. İçinde bulunduğum bu hayat beni tüketmeden önce değiştirmeliyim bir şeyleri, belki de her şeyi. Çünkü aslında tam tersi olması gerekirdi, günü gelince benim bu hayatı tüketmiş olmam gerekirdi.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Dec 21, 2022 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

KAHRAMANWhere stories live. Discover now