Jeon Jungkook,feminenlerden nefret ediyordu.
Ama bilmediği bir şey vardı o da aşık olduğu bölüm birincisi Park Jimin'in feminen olduğuydu.
1.Jikook🏵
1.Kookmin🏵
1.Jungkook🏵
1.Kook🏵
1.Mpreg🏵️
1.Öneri🏵️
1.Düzyazı🏵️
2.Taegi🏵
Jungkook,iç çekip kalemini kitabın arasına koyup kapattı ve arkadaşının getirdiği kahveyi eline aldı.
"Denediğimi biliyorsun Yoongi,her seferinde reddediyor ya da geçiştiriyor.Bakışlarından bile belli,istemiyor beni."
Yoongi,arkadaşının sesindeki üzüntüyü hissetmişti.Bu onuda üzmüştü,kardeşi gibi gördüğü adam üzülünce ister istemez onunda enerjisi çekiliyordu.
Jungkook,aşk veya sevgi insanı değildi.Öyle birkaç gün takılır ayrılırdı.
Ama neredeyse altı aydır bölüm birincisi Park Jimin'e olan ilgisi ilk günkü gibiydi hatta gittikçe artıyordu.
Bu onu korkutuyordu,Jungkook'un geri dönülmez çıkmaz bir yola girmesinden o yolda darbeler almasından korkuyordu.
İç çekip duruşunu biraz düzeltti mint yeşili saçlı beden.Arkadaşını teselli edecek en iyi cümleleri bulmaya çalışıyordu ki bu zor değildi gerekli gereksiz herşeyi bilen kişi olarak iyi bir dosttu.
"O bakışlarda nefret görmediğin sürece seni isteyip istemediğini bilemezsin Jungkook ki bunun yanı sıra Jimin'in senden nefret etmesi için bir neden yok,yanlış mıyım?"
Jungkook,birkaç saniye Jimin'in olduğu tarafa bakmış ardından onay bekleyen arkadaşına bakıp başını salladı.
"Öyle.Sadece aynı sınıftayız,birbirimizi tanımak için adım atıyorum ama o hep reddediyor.Kaç defa birşeyler içmeyi teklif ettiği saymadım bile."
Başını sallayıp kahvesini yudumladı Yoongi.Bunları elbette biliyordu ve Jimin hep reddediyordu.
"Kaç defa olduğunu kafana takma sadece o kabul edene kadar dene,tabi eğer ciddiysen-"
"Yoon,ciddiyim.Yemin ederim ilk defa böyle hissediyorum.Böyle..."
Başını tekrar çevirip aşık olduğu bedenin gülmekten gözleri hilal şeklini almış güzel görüntüsüne bakarak tebessüm etti.
"...o gülünce göğsüm sıkışıyor,daha yakından gülüşünü izlemek istiyorum daha çok bakmak istiyorum..."
Jimin,şen kahkahalarından dolayı dağılan saçlarını elini daldırıp geriye tarayınca Jungkook dişlerini gösterecek şekilde gülümsedi.
Hızlıca neşeli sesiyle arkadaşına döndüğünde tebessüm eden Yoongi irkilmişti ani hareketten.
"...biliyor musun elleri küçük,yani benimkilerden çok küçük ve tombul.Tanrım bir kere hoca istedi, yanına oturdum pamuk gibi elleri vardı,bembeyaz ve tombul."
Kendi ellerini göstererek anlatmasıyla Yoongi,bıyık altından gülümsedi.
Jungkook,gerçekten aşık olmuştu.
Jungkook,elini kaldırıp diğer eliyle serçe parmağının ikinci eklem çizgisini gösterdi.
"Serçe parmağı net şu kadar minicik,böyle tutup kıtır kıtır ısırmamak için çok zor dayandım."
Kendi dediğine kıkırdadığında Yoongi kısa bir gülüş vermişti.Ayaklanan Jimin ve Hoseok ile Jungkook'un yüzü durgunlaşırken iç çekmişti.
Ki bu soluğu Yoongi duymuştu,elini masaya vurup ayaklandı mint saçlı.
"Hadi kalk sınıfa geçelim,orada dikizlemeye devam edersin sevdiğini."
Şımarık bir edayla hızlıca kalkan Jungkook,kitaplarını toplayıp boş kahvesini alıp önden gitti,arkasında başını sağa sola sallayan Yoongi'yi bırakarak.
Jungkook,geri dönülmez çıkmaz yola çoktan girmişti,o yoldan çok darbe alacaktı masum bir sevgiyle dolu kalbi...