SİNCAP GÖRÜNÜMLÜ TİLKİ

28 5 2
                                    

Sucuk çekti canım gııııı

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------




- Sen çıldırmışsın! Tanrım cidden!

Diye söylendi Chan. Buraya girdiğimizden beri yaptığı gibi. Arkamızdan gelen kapı zorlama sesleri ve binlerce tehdit bile beni sinirlendiriyordu. Ama insanlar benim gibi duygu hissetmeyen insanları sevmez. Yani vuruyorsun ama o bir şey hissetmiyor. Siniriniz bozulur değil mi?

- Ah beni niye bulaştırdın ki? İlk gün başına öyle büyük bir bela aldın ki! Bu sefer seni ben bile kurtaramam.

- Onlar okulun zorbaları ve onlardan korkmalısın. Onlara böyle davranırsan senin için iyi olmaz.

- Onlarda bende korkmalı.

- Tanrım kapana kısıldık şimdi çıkarsak bizi parçalarlar.

- O halde çıkalım. Görüşürüz ben onları uzaklaştırırım. Bana daldıklarında fark ettirmeden çıkın. Tamam mı?

- Sincap-

- Oh benim minik civcivim benim için endişeleniyor mu?

- Evet endişeleniyorum. Onlar gerçekten tehlikeli ve en önemlisi Hyunjin okulun müdürünün oğlu!

- Oh bu iş beni eğlendiriyor. 

- Ji lütfen...

- Tanrım Lix ben iyiyim. Merak etme ve ben alışığım ortaokuldan beri zorbalık görüyorum hem aile hemde okul içi. Bu benim için hiç birşey. Çantamdaki yazıyı hatırlıyorsun değil mi?

Başını olumlu anlamında salladığında devam ettim:

- İşte o yazı gerçek...

Hepsi bana şok olmuş bir biçimde bakarken ben kapıya doğru konuştum.

- OHH BENİ BU KADAR ÖZLEMENİZ GÖZLERİMİ DOLDURDU! AHH PARDON BEN DUYGU HİSSETMİYORDUM! UNUTMUŞUM.

Kapının ardından gelen "hıh" sesine aldırmadan devam ettim:

- Şimdi çıkıyorum sizi lanet olasılar ama eğer sizi Jeongin, Chan ve Felix'in yanında görürsem bu sefer itmekten, çarpmaktan daha fazlasını yaparım. Anlaştık?

- Korkma minik H sana zarar vermeyiz.

Alaycı bir şekilde çıkan ses ile dişlerimi sıktım. Kapıyı açtım ve dışarı çıktım. Arkamdan gelen kilit sesi ile Felix'i takdir etmiştim ilk defa. Umarım dediğimi unutmaz.

-  Bana daldıklarında fark ettirmeden çıkın. Tamam mı?

Ben çıkar çıkmaz kendimi duvar ile Minho'nun arasında buldum. Yüzümde gayet sakin ve ifadesiz bir surat vardı.

- Sen bizi tehdit mi ettin bebeğim...

Benim kelimemi kullandığında ona baktım. Ona bakar bakmaz arkasındaki Changbin ve Hyunjin 2 lisi dikkatimi çekti. Siyah saçlı çocuk oldukça iriydi. Kırmızı saçlı ise kaslıydı ama pek değil.

- Sana bir soru sordum bebeği-

- Bir insanın sözünü kesmek neden bu kadar eğlenceli acaba?

- Anlamadım?

Sesinden sinirlendiği anlaşılıyordu.

- Bırak.

Onu hafifçe ittirerek konuştuğumda yüzünde bir gülümseme vardı. Bende piç gülümsememi yüzüme yerleştirdiğimde karşılıklı birbirimize gülüyorduk.

CEHENNEM GÖRÜNÜMLÜ CENNET **MİNSUNG**Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang