2.5

412 29 49
                                    

Bu bölüm artık sonunda
Jieun'ın bakış açısından
Hoş geldin be Jieun,
özlettin kendini ndjckdjdkjs

Ve bu bölüm
Birazzzcık uzun olmuş
Ve bir spoiler,
Sonraki bölüm de uzun baya...
Affedin :((

Belki bölerim gerçi?

Neyse

Olmadı bölersiniz kendinizce
iki günde okursunuz ndhnfhdjd

İyi okumalar!

∆∆∆∆∆∆∆

Yaklaşık üç gün kadar hastanede yattıktan sonra sonunda evime geçebiliyordum.

Ulan...ben yaşıyordum?

Senelerdir kendisini ölüme hazırlamış kız, şu an o riski atlatmış ve eskisinden çok daha iyi olacağını bilerek evine dinlenmeye gidiyordu.

Nasıl ya?

Arabanın arkasında otururken birden bu düşüncelerle aydınlanmış olmam sesli bir biçimde "Oğlum çok acayip lan!" diye tepki vermeme sebep olmuştu.

Jungwon arkasını dönerek "Ne oldu? İyi misin? Ne acayip? Sorun ne?" diye sorularını sıralarken "Bir şey yok. Sakin." diyerek durdurdum onu. Yoksa uzunca bir süre daha bir şeyler sormaya devam edecek gibiydi.

"Evin yolu bu kadar uzun muydu?" dedim camdan dışarı bakarken. "Gelirken 15 dakikada gelip, giderken nasıl 40 dakika sürmüş olabilir yol?"

"Belin zarar görmesin diye yavaş gidiyorum çünkü Jieun. Ayrıca trafik de var." diye açıklama yaptı abim direksiyonun başından.

Derin bir iç çekerek dışarıyı izlemeye devam ettim ben de. Ben cidden yaşıyordum, hem de bundan sonra artık eskisi gibi ağrılarım olmayacaktı.

•°•°•°•°•°•°•°•

Dün, abimin "Trafik var trafik." bahanesiyle 45 dakikada zar zor eve vardıktan sonra yorgunluğumu atmak adına hemen yatağıma gidip uzanmıştım. Daha pijamalarımı giyemeden uykuya dalmış olmam da ne kadar yorulduğumun kanıtıydı.

Nerdeyse akşam olmuştu ve ben daha yeni uyanmıştım. Kalkıp yavaşça salona giderek biraz da oradaki koltukta yatayım düşüncesiyle kanepeye uzandım. Diğer odadan tıkırtılar da geldiğine göre abim ile kardeşim çoktan uyanmışlardı.

Hiç rahatımı bozmadan seslendim, "JAEYUN VEYA JUNGWON, BİRİNİZ BANA YASTIK VE BATTANİYE GETİREBİLİR Mİ? SALONDAYIM!"

Çok geçmeden salona 'üfff'leyerek giren bir kedi surat geldi. "Al Jieun, al. İyi köle ettin bizi de."

"Ablaya üf denmez! Kalkıp kendim mi alsaydım?"

"Yok hayır hayır sakın kendini yorma ama... Ama işte... Of aman!"

Ben Jungwon'un cümleyi toparlayamamasına gülerken Jaeyun da girmişti salona. "Biz Jungwon ile Daegu'ya gidiyoruz."

"Ne?" dedim şaşkınlıkla. "Şehir değiştirmek ne alaka şimdi?"

"Bu ay için market alışverişi yapmamız lazım. İndirim pazarı var şu an orada ve fiyatlar inanılmaz iyi. Burada bana 500e patlayan şey orada 80e geliyor sen düşün." dedi abim.

"Ha siz baya baya sırf market alışverişi için şehir değiştireceksiniz yani?" dedim sorarcasına.

"Napalım kızım? Aynı kalitede daha uygunu varken niye katbekat fazlasını verelim? Enayi salatası olmaya gerek yok. Biraz vaktimizi alacak ama..."

like there's no tomorrow || choi yeonjun {✓}Where stories live. Discover now