Hedef

1K 97 68
                                    

Derin bir nefes aldım.

İşlerimi tek başıma halletmeyi severdim. Bir başkasının beni götürecek olması hoşuma gitmemişti.

"Ne ile gideceğiz?" diye sordum.

"Arabamı alt sokağa park ettim. Yolun yarısını benim arabamla gidip sonrasında araba değiştireceğiz."

"İyi, gidelim. Bu işi hızlı bitirmek istiyorum."

Birlikte alt sokağa doğru yürürken "Adım Fatih bu arada." dedi.

"İşime yarayacağını sanmıyorum."

Fatih benim tavrıma söylenirken telefonumu açıp daha önceden çekip sonra kullanırım diye sakladığım fotoğraflara baktım.

Babama bunları atardım.

Şimdi ise bir mesaj atsam iyi olacaktı.

Babamla sohbete girdim ve "Sahile indim. Merak etme." yazdım.

Babam mesajı anında görüp "yazıyor" olunca gülümsedim.

Herhalde benden mesaj bekliyordu.

"Tamam güzel kızım. İyi vakit geçir."

"Geçireceğim." yazarken Fatih, "Hep böyle telefona mı bakarsın?" diye sordu.

Ters bir bakış attım.

"Sana mı baksaydım?"

"Sadece sohbet edelim istedim. Hemen tersleme."

Telefonumu kapatıp cebime koydum ve "Yol uzun mu?" diye sordum.

Bu adamı daha fazla çekmek istemiyordum.

"İstanbul trafiğini göz önünde bulunduracak olursak..."

"Lafı uzatma. Uzun mu, değil mi?"

"Biraz uzun."

Umarım bu sohbet isteği tüm yol boyunca devam etmezdi.

Arabanın yanına geldiğimizde arabanın arka kapısını açtım.

Arabaya binecektim ki Fatih, "Özel şoförün değilim." dedi.

Sorar gözler ile ona baktım.

"Yani?"

"Öne bin yani."

"Emredersiniz." dedim ve arka kapıyı kapatıp öne oturdum.

Tartışmak ile zaman kaybetmek istemiyordum.

Fatih de arabaya binince kemerimi taktım ve dosyamı açtım.

"Adin Emir Saral"

Hedefimin ismi ilgi çekiciydi.

Öldürmekten zevk alacağımı düşünmeye başlamıştım.

Hedefim yirmi yedi yaşında, bir şirkette yüksek bir mevkiye sahipti.

"En büyük rakibimizin en iyi adamı." dedi, Fatih.

"Keşke daha önceden bilgilendirilseydim. Hazırlık yapardım." diye sitem ettim.

"Bu sitemini patrona yap. Ben sadece aracıyım."

"Bu çalıştığı şirket kime ait?" diye sordum.

"Asıl düşmanımıza."

"Adamını şirketinde çalıştırdığına göre ya çok güveniyor, kendisini korumasını istiyor ya da güvenmediği için gözünün önünde tutuyor."

"Güvendiği için olduğuna eminim. En ince ve önemli işlerine o adamı görevlendiriyor."

"Bence de öyle ama işin içinde başka ne var bilmeden kesin bir yargı çıkaramayız."

"Doğru diyorsun."

Dosyanın devamını da inceledikten sonra "Çalıştığı şirketin sahibi, baş düşmanınız kim?" diye sordum.

"Sizin değil, bizim. Bizimle çalıştığın için o senin de baş düşmanın oluyor."

İsteğim sadece bu işte yükselmekti.

Bireysel düşünmem doğaldı.

"Her neyse işte. Adı ne?"

"Fethi Korkusuz."

"Adin Emir Saral'ı indireyim. Sonra patronunun da icabına bakarız." dediğimde güldü.

"O kadar kolay olsa patron onların işini önceden halletmişti."

"Bilmem. Belki kendi beceremedi."

Fatih'in bu konuda daha fazla yorum yapmak istemediği belliydi.

O yüzden konuyu uzatmadım.

Fatih de hedefim hakkında konuşmam bitti diye yeni konu açması gerektiğini düşünmüş olmalı ki gereksiz sorularına başladı.

"Güzel kızsın, baban da zengin. Niye bu işlere bulaştın?" diye sordu.

"Niye merak ediyorsun?"

"Daha gidecek çok yolumuz var. Sohbet etmezsek yol geçmek bilmez."

"Sorun olmaz."

"Hadi, cevap ver soruma." diye ısrar edince pes ettim.

Belki haklıydı.

Yolun geçmesi için sohbet gibi yollara başvurarak kafamızı dağıtmalıydık.

"Babam ben doğduğumdan beri bu işlerde. Onu görerek büyüdüm ve o yeraltında ünlü biri. Okun gibi olmak istiyorum."

"Ama bunu babandan gizli yapıyorsun. Benim, senin gibi bir babam olacak. Onun yanında işe başlardım."

"Torpil ile ilerleseydim başardığımı hissetmezdim. Başkaları da bana saygı duymazdı. Bu en iyi yol."

"Başka biri için çalışıyorsun. Niye babandan gizli?"

"Babamı tanıyorum. Beni korumak için her işime gizlice karışırdı."

Fotoğraftaki YansımaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin