Kurtardı

495 72 38
                                    

Bekir Amca'nın evine geldiğimizde herkes hazır bir biçimde dışarıda bekliyordu.

Arabadan indiğimizde Fatih hızlıca yanımıza geldi ve özellikle Bahar'ı Adin'den uzaklaştırdı.

Adin gülümseyerek babama baktı ve "Bu hazırlık benim için mi ihtiyar?" diye sordu.

Babam bıkmış bir ses tonunda "Halledin şu adamı." dediğinde silahlar Adin'e doğruldu.

"Hepiniz silahlarınızı indirin. Kimse Adin'e zarar vermeyecek." dedin.

Bekir Amca, uyarıcı bir ses tonunda "Esila ne diyorsun sen? O it babanla seni öldürmeye çalıştı." dedi.

"Ve birkaç saat önce de arkadaşlarım ile beni ölmekten kurtardı."

"Ne diyorsun Esila?" diye soran babam ile Adin, "Kızın doğruyu söylüyor ihtiyar. Ben olmasam kızını bir daha sağ göremezdin." dedi.

"Maalesef söyledikleri doğru." dedim.

Maalesef dediğim için Adin'in kaşları çatılmıştı.

"Ne olduğunu düzgünce anlatın." dedi, babam.

Yüzündeki sert ifadeyi her şeye rağmen koruyordu.

"İçeri geçelim, öyle anlatırım." dedim.

Adin, "Bu adamı evime alıp evim hakkında bilgi almasına müsaade etmeyeceğim." diyen Bekir Amca'ya doğru yürüdü ve "Evinin içini zaten biliyorum. Hadi içeri girelim." dedi.

"Ne?"

"Evinin birçok yerinde kamera var. Adamlarını seçeceğinde dikkatli ol. Düşmanına çalışıyor olabilirler."

Blöf yapıyor gibi görünmüyordu.

Yine de Bekir Amca'nın güvenlik konusundaki tedbirleri aklıma gelince söylediklerinin yalan olabileceğini düşünüyordum.

"Seni geberteceğim." diyen Bekir Amca silahına sarılınca Adin, "Merak etme, yatak odana ve banyolarına koymadım. Mahremiyet önemli." dedi.

"Hala konuşuyor." diye sinirlenen Bekir Amca'ya "Bekir Amca yapma. Önce neler olduğunu dinleyin." dedim.

"İyi, içeri geçin." diyen Bekir Amca ile Adin, onca adamımız arasından eve gitmenin keyfini sürerek yürüdü.

Onun arkasından eve girdiğimizde Adin blöf yapmadığını belli ederek salona önden girdi.

Bekir Amca ise arkasından küfürler savurarak.

İkili koltuğa oturduğumda Adin benim oturmamı beklediğini fark ettirerek yanıma oturdu.

"Eve aldık diye gevşeme ve kızımın yanından kalk."

Babamın sözlerinden çok bakışları korkutuyordu.

"Arabanın içinde o kadar yan yana oturduk. Şimdi de oturalım, yemem ya?"

"Sınırlarını zorluyorsun." diye sinirlenen babam ile Adin koltukta benden en uzak noktaya kaydı.

"Şimdi oldu mu ihtiyar?"

Babam söylenerek karşımıza oturduğunda "Ben de bu durumdan memnun değilim ama olanlar yüzünden bunu sorun etmemeliyiz." dedim.

"Neler olduğunu anlatın da buna büyükler karar versin." dedi, Bekir Amca.

"İhtiyar heyeti doğru söylüyor, neler olduğunu anlatmalısın Esila."

Adin'in dediğine ne kadar gülmek istesem de babamların bakışı hoş değildi.

Bu yüzden direkt anlatmaya başladım.

"Kızlar ile kafede otururken lavaboya gitmiştim. O sıra Bora Yükselen içeri girdi. Birisinin bizi takip ettiğini kafeye giderken anlamıştım ama kim olduğunu çözememiştim."

"Ne istiyormuş o it?" diye sordu, Fatih.

Fatih'in sorusuna cevap vermeme fırsat vermeyen Adin, "Hem sizi hem de bizi kendisine düşman olarak görüyor. Bu yüzden kaşınıyor." dedi.

"Onun derdi babamla ama hala ne istiyor, anlayamadım. Babana güvenme gibisinden laflar etti."

Bekir Amca, "Eski bir dost olamayacak kadar genç. Birisinin oğlu olabilir mi?" diye sordu.

"Bilmiyorum. Araştırmak lazım. Sen anlatmaya devam et Esila." dedi, babam.

"Bora tuvalette bize düşman olduğunu ilan ettikten sonra içeri dönüp kızları aldım ve dönmek için arabaya bindik."

"Ben de bu yeni ortaya çıkan düşmanımı tanımak için onu takip ediyordum. Tesadüf olamayacak bir biçimde Esila'yı görünce bir şeyler döndüğünü anlayarak adamlarımı oraya çağırdım. Tahmin ettiğim gibi de oldu. Bora'nın adamları Esila'nın aracını bozdu."

Mükemmel bir şekilde yalan söylüyordu.

Şaşırtmıştı.

"Ve sen de kızıma durduk yere yardım etmeyi mi seçtin?" diye soran babamla Adin'e döndüm.

Bu soruyu bekliyorduk.

Marifetlerini tekrardan sergileyip bu soruya da inandırıcı bir cevap vermeliydi.

Fotoğraftaki YansımaWhere stories live. Discover now