Kaybettin

526 77 196
                                    

Uçak indiğinde Adin ayağa kalktı ve Miraç'a "Akşam konuşuruz. Ben kızı eve götüreceğim." dedim.

"Eve mi? Emin misin?" diye sordu, Miraç.

"Fethi Korkusuz'u merak ediyor. Onu Fethi Korkusuz'a götüreceğim."

Güldüm.

"Hadi sabırsızlanıyorum. Götür beni Adin."

"Sen iste yeter."

Adin kelepçeyi çözdüğünde ayağa kalktım.

"Gidelim." dedi, Adin ve uçaktan aşağı indi.

Arkasından aşağı indiğimde bizi bir arabanın beklediğini gördüm.

Adin için arabanın arka kapısı açıldığında ondan önce davranıp arabaya oturdum.

Adin bana tek kaşını kaldırarak bakınca tebessüm ettim.

Adamına kapıyı kapatmasını işaret edip diğer kapıdan arkaya oturunca "Bu çocukçaydı." dedi.

"Ne yapacaksın? Dövecek misin?"

Bana cevap vermeden şoföre "Eve sür." dedi.

"Emredersiniz Adin Bey."

Araba hareket ederken Adin'e baktım.

"Fethi Korkusuz senin evinde mi?"

"Evet." dedi.

"Babam bizi orada bekliyor."

"Baban?"

Güldü.

"Evet, Fethi Korkusuz benim babam."

"Soyadlarınız?"

"Aynı olsaydı babam olduğunu anlaşılırdı sanki."

"Babanın köpeğisin yani. O sana eziyet ettikçe sen onun istediklerini yapıyorsun."

"Gidince görürsün."

"Peki." dedim ve arkama yaslandım.

Uzun bir yolculuktan sonra bir villaya varınca Adin arabadan indi.

Ben ise oturmuş bekliyordum.

Adin inmem için camı tıktıklatınca ona baktım.

İnmemi işaret ettiğinde önüme döndüm.

Adin'i ne kadar sinir edersem o kadar keyifli olurdu.

Adin sinirle kapımı açtığında ona baktım.

"Neyi bekliyorsun?"

"Kapımın açılmasını."

"İn şuradan Esila. Sinir etme beni."

Gülümseyerek arabadan indim ve villaya doğru yürümeye başladım.

Adin arkamdan bana yetişti ve kolumdan tuttuktan sonra "Aptal cesaret ile yürüyorsun." diye fısıldadı.

"Bana bir şey olacak diye mi korkuyorsun?"

"Aptal." dediğinde güldüm.

Adin adamlarına kapıyı açmalarını işaret ettiğinde adamları kapıyı bizim için açtı.

"Hoş geldiniz Adin Bey."

Adin bir şey demeden içeri girdiğinde "Çok ayıp, cevap verseydin ya." dedim.

"Sana ayıbı göstereceğim ben."

"Olur, nerede?"

"Bodrumda." diyerek bodrumun kapısını açtığında "Beni öldürmek için ilginç bir yer." dedim.

Adin bir şey demeden beni merdivenlerden aşağı çekiştirince "Fethi Bey!" diye seslendim.

"Biz geldik!"

Adin yaptığıma gülerken aşağı inmiştik.

"Al sana Fethi Bey." diyerek beni bir masanın önüne ittirince dizlerimin üzerine düştüm.

Sinirle başımı kaldırdığımda masanın arkasında oturan iskelet ile karşı karşıya kaldım.

"Babamla tanış. Fethi Korkusuz."

"Sanki yemek yemeyi sevmiyor. Baksana, kemikleri ortaya çıkmış."

Adin, masanın önündeki deri koltuğa oturdu ve "Dört yıldır yemiyor." dedi.

"Sıkı diyet yapıyor desene."

"Benim teşviğim ile girdi diyete." dediğinde ayağa kalktım ve karşısına oturdum.

"Babanı öldürdüğünü niye kimseye söylemedin?" diye sordum.

"Öyleyse asıl hedef ben olacaktım. Herkes patronu gebertip yerine geçmek istiyor. Niye kendimi açık hedef haline getireyim?"

"Kimse mi sormadı, bu adam nerede?"

"Tedbiri elden bırakmamak için aracı ile isteklerini ve emirlerini bildiriyor."

"Tahmin edeyim, aracı sensin."

"Nasıl bildin?"

"Zor olmadı."

"Şirket işlerini de uzaktan hallediyordu."

"Keşke bunları daha önceden öğrenseydim." dedim.

"Dünyaca ünlü bir markaya sahipsin. Güçlü bir örgütün de başındasın. Senden daha çok para koparabilirdim."

"Derdin paraysa söyleseydin. Onca oyuna girişmezdim."

"Derdim sensin."

"Sanırım kaybettin."

Ayağa kalktı.

Belinden yavaşça tabancasını çıkardı.

"Şimdi ne yapmam gerekiyor?" diye sordum.

Gözlerinin içine bakıyordum.

"Nasıl rahat edeceksen."

"Öyleyse bir saniye." dedim ve ayağa kalktım.

"Ayakta mı ölmek daha trajedik olur? Yoksa otururken mi?"

"İkisi de beni etkilemez ama uzakta durursan üstüme kan sıçramaz."

"Öyleyse oturacağım." dedim.

Dizlerimin üzerine, tam önünde çöktüm.

Kafama silahı dayadığında gözlerine baktım.

"Hazırım."

Fotoğraftaki YansımaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin