Cenaze

651 77 207
                                    

Annemin mezarının başında ağlamamak için kendimi tutarken babam yanıma geldi ve fısıldayarak "Güzelim birkaç dakika Fatih seni budadan uzaklaştıracak, endişelenme. Tamam mı?" dedi.

Merakla ona baktım.

"Neden?"

"İstenmeyen birkaç misafir geliyor. Burada olup seni görmelerini istemiyorum. Kaç yıldır kızımı onlardan sakladım, gitmeye yakın görmesinler."

Onu başımla onayladım ve Fatih'in yanına geçtim.

Belimden tutup beni yönlendirerek yürüten Fatih'e baktım ve "Kim geliyor, biliyor musun?" diye sordum.

"Fethi adam göndermiş sanırım." derken görünmeyecek bir yere gelmiştik.

İkimiz de merakla gelen üç siyah araca baktık.

İkinci araçtan inen bir adam arabanın arka kapısını açarken onu tanımıştık.

Adin Emir Saral'ın adamıydı.

"Bu beni döven lan." diyen Fatih'e "İyi ki babam bizi uzaklaştırmış." dedim.

"İyi ki."

Açılan kapıdan Adin Emir inince nefesimi tuttum.

Giydiği siyah takım elbisenin verdiği ciddiyet kişiliğine de yansımıştı.

Sert duruşuyla kalabalığa yürürken bir anlığına durdu ve bizim olduğumuz yöne başını çevirdi.

İkimiz de ağaçların arkasına gizlenirken bizi görmesi imkansızdı, bu yüzden rahattım ama hislerinin bu derece kuvvetli olması korkutmuştu.

Adin Emir, babamın yanına yaklaştığında babam, "Buraya itlik yapmaya geldiyseniz tek kurşunuma bakarsınız. Rahatsız etmeden çekip gidin." dedi.

"Bir başınız sağ olsun, demek istedik. Hemen sinirlenme ihtiyar."

"Söylediğine göre adamlarını toplayıp gidebilirsin. Yoksa bu ihtiyar hepinizi geldiğinize pişman edecek."

Adin Emir'in dudağı yana doğru genişledi, alaylı bakışları aramızdaki mesafeye rağmen belli oluyordu.

"Hastalıktan ölmüş, dediler. Eğer ailene iyi bakamıyorsan yardım edelim."

Babamın eli yumruk halini alırken Adin Emir, "Kızın hangisi ihtiyar? Adı duyduğuma göre Esila'ymış." dedi.

Kalabalığa bakıyordu.

Beni arıyordu.

Babam bizi uzaklaştırarak en doğru kararı vermişti.

"Biraz daha ince olsaydın kızı sana kim olduğunu gösterecekti." dedim, sinirle.

Fatih, "Senin görevi baban tamamlayacak gibi duruyor. Çok sinirlendi." dediğinde "Annemin cenazesinde yapmaz." dedim.

Bekir Amca belinden silahını çıkardıktan sonra kalabalığa göstermeden Adin Emir'e silahını gösterdi.

"Şansını zorlama Adin ve defolup patronuna eğer bizimle uğraşmak istiyorsa kendisinin gelmesi gerektiğini söyle."

"Kendiniz iletin, ben buraya sadece iyi niyet göstermeye geldim."

"Ben sana başka bir şey göstereceğim şimdi." diyen babam ile gülümsemesi arttı.

"Şirketini satmışsın, cenaze için paran mı yetmedi?"

"Şirketime öyle özenerek bakıyordunuz ki, nazar değmesin diye birkaç kişiye hediye ettim. Sonuçta ben sizin gibi şirketten gelecek paraya muhtaç değilim."

"Ağzın iyi laf yapıyor ihtiyar."

"İyi olduğum başka konular da var. Görmek istemezsin."

"Çok isterim."

Babam kendine hakim olamayıp Adin Emir'e saldıracaktı ki Bekir Amca onu tuttu.

"Defol git Adin!"

"Öyleyse sonra görüşürüz."

Bu kadar kolay pes ettiğine göre niyetleri sadece gelip huzursuzluk çıkarmaktı.

Sinirle giden Adin Emir'in arkasından "Şerefsiz it." diye söylendim.

Adin Emir arabasına binip uzaklaşırken Fatih, "Baban bugün polislere gidip bunları ifşa ettiğinde haberlerde acizliklerini izleriz." dedi.

"Doğru. Rahatlayacağız."

"Geri dönelim mi nişanlım?" dediğinde güldüm.

"Dönelim nişanlım."

Fatih ile cenaze alanına dönerken "Yüzüğün de çok güzelmiş." dedi.

Babamın bugün parmağıma taktığı yüzüğe baktım ve "Nişanlım hayırsız diye babam taktı." dedim.

Fatih cebindeki kabarıklığı işaret etti ve "Pek de hayırsız değilim aslında." dedi.

Bunu düşünmüş olması şaşırtmıştı.

"Buna gerek yoktu. Zaten iş için birlikteyiz."

"Sonra arkamdan hayırsız dersin."

Gülümseyerek "Tabii derim." dedim.

"Eh ben de önlem alıyorum."

"Babamın gözüne bu gidişle kolay girersin."

"Bak bu pek mümkün değil."

"Bir ihtimal."

"Sanmam."

"Öyleyse çekeceksin Fatih Bey."

"Para ve senin için." dediğinde güldüm.

"Direkt para için de, sen ona."

Fotoğraftaki YansımaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin