ARKADAŞIM (GAY)

-Kucak-

Serhat geldiği evin kapısında kararsızca beklerken kapıyı çalıp çalmamak arasında gidip geliyordu.Utku ona o mesajı attığından beri evde oturamaz olmuştu.Her saniye Utku'nun o kıyafetlerle aşağıya indiğini ve onların sürekli Utku'ya baktığını düşünüyordu.

Genç adam düşüncelerinin kafasından sıyırmaya çalışarak elini cebinden çıkardı ve karşısındaki kapıya iki kez tıklattı.Tekrar elini cebine koyarak yerinde kıpırdanırken saniyeler sonra açılan kapıyla kafasını kaldırdı.

"Aa hoşgeldin Serhat." dedi Selin karşısında gördüğü adama itfaen.Serhat tamamen yabancı ve samimiyetsiz bir şekilde gülümseyip dudaklarını araladı.

"Hoşbuldum,girebilir miyim?" dedi Serhat gözlerini içeride gezdirirken.
Selin hızla kafasını sallayıp bir iki adım geri çekildi ve kapıyı tutmaya devam etti.

"Tabi tabi gel."

Serhat içeri girmesi için kendine yol veren kıza kısa bir bakış atıp ayakkabılarını çıkardı ve içeri girdi.İçeri girer girmez burnuna dolan alkol kokusuyla yüzünü buruşturup elini montuna attı.

"Ooo Serhat abimiz sen buralara gelir mıydın ya?"

Serhat üzerindeki montu çıkarıp askılığa asarken kendisine seslenen Ali'yi direkt sesinden tanıdı.Lise arkadaşıydı ve şuan burada olan kişilerden sadece Ali ve Selini tanıyordu.

Hoş buraya gelme sebebi ne Ali ne de Selindi.

"Hoşbuldum." dedi Serhat yine o yüzündeki sahte gülümseme ile.Eliyle yukarı doğru kalkan siyah tişörtünü düzeltip koltuklara doğru ilerledi.

Evde iki koltuk vardı.İlk koltukta Ali ve esmer bir adam oturuyordu.Diğer koltukta ise Selin, sarışın bir kız ve yine sarışın bir erkek oturuyordu.Serhat kısaca koltuklara bir bakış atıp direkt Ali'nin yanına doğru adımladı.Ali Serhat'ın yanına doğru geldiğini görünce gülümseyip yana doğru kaydı ve onun için koltukta yer açtı.

"Eee hayırdır Serhat? Hangi rüzgar attı seni buraya?"

Serhat kafasını kaldırıp kendisine seslenen Selin'e baktı.Selinle üniversite de bir kampüste tanışmıştı.Daha doğrusu Serhat orada bir arkadaşıyla kahve içerken Selin yanlarına gelip tanışmak istediğini söylemişti.Serhat da gevşek arkadaşının zorlamasıyla konuşmaya dahil olmuştu.

"Öyle dışarıda geziyordum,dizede uğrayayım dedim." diyerek elindeki bilekliği bir tur çevirdi Serhat.

Lösemiden dolayı ölen kardeşinin bilekliğiydi bu.

Utku'ya çok benzeyen kardeşi.

Diğerleri Serhat'ın soğuk tavırlarını farketmiş olacak ki daha fazla zorlamadan kendi aralarında konuşmaya başlamışlardı.

Dakikalar sonra Serhat elinde çevirdiği bileklikten bakışlarını çekip Selin'e baktı.
Bu kıza baktıkça Utku'nun anlattıkları aklına geldiği için sinir olsada bazı şeyler için buna katlanıyordu.

"Selin lavabo müsaitse kullanabilir miyim?" dedi Serhat yerinde doğrulurken.

Selin bir kaç saniye genç adamın yüzüne baktı.Ardından kafasını sallayarak tebessüm etti.

"Yerini biliyorsun zaten."

Serhat kızın söylediği şeyle yine sahte bir tebessüm edip ayaklandı ve direkt merdivenlere doğru ilerledi.Selin'in onun arkasından baktığının bilinciyle merdivenleri ikili ikili çıktı.Son basamağa geldiğinde elindeki bilekliği avuçlarının arasına alıp sıktı.Derin bir nefes alıp son basamağı çıktığında adımlarını direkt Utku'nun odasına doğru çevirmişti.