-Kabus-

26.9K 1.4K 273
                                    

"Hayır.."

Uykumun en derin olduğu anlardan birinde duyduğum mırıltılar ile kaşlarımı çatarak ağırlaşan göz kapaklarımı yavaşça açtım.Sokak lambalarının sarı ışıkları tam olarak odanın içine vurmuştu.Sararmaya başlayan gökyüzü de sabah olmaya başladığının habercisiydi.

"Nolur yapma.."

Duyduğum küçük mırıltıyla anında bakışları pencereden çekip yanımdaki bedene yani Utku'ya baktım.Alnından boncuk boncuk terler akıyordu.Parlak sarı saçlarının bir kaç tutamı alnına yapışmıştı.Kapalı gözlerinden akan yaşlarda boynuna düşüyordu.

Direkt üzerimdeki ince çarşafı ayaklarımla üzerimden çekip yatakta doğruldum ve Utku'ya doğru yaklaştım.
Hala mırıltılar çıkararak ağlıyordu.

"Bebeğim." diye seslendim elimi onun yüzüne koyup gözyaşlarını silerken.Bir yandan da uyku sersemi halimden çıkmaya çalışıyordum.

Beni duymadığı her halinden belliydi.
Yatakta daha da hareketlenmişti ve elleriyle kendini korumaya çalışıyordu.
Yatakta dizlerimin üzerine gelip bir elimi yanağına koydum ve bir kaç kez vurdum.
Bir yandan da ellerini tutuyordum.

"Bebeğim uyan kabus görüyorsun." dediğimde kafasını iki yana sallayarak bir çığlık attı.

"Hayır!"

Attığı çığlık bütün odanın içinde yankılanırken daha da panik olmuştum.
Yutkunarak onu yavaşça sarstım.

"Utku uyan!" diye bağırdığımda birden yaşlı gözlerini şokla açtı.Elim hala onun yanağında duruyordu.Gözlerinden akan yaşlar elime damlıyordu.

Bir kaç saniye hızlı hızlı nefesler alıp etrafına baktı.Hala elleri göğüs kafesinin üstünde duruyordu.Bir süre gözlerinden akmaya devam eden yaşlarla etrafına baktı.Nefes alması için ondan biraz daha uzaklaşmıştım.Ona baktıkça gözlerim doluyordu.

"İyi misin güzelim.." dedim elimi yavaşça elinin üstüne koyup.Mavi gözlerini karşısındaki pencereden çekip bana çevirdi.Gözleri gözlerime değdiğinde anda ağzından bir hıçkırık çıktığında daha fazla dayanamayıp ona doğru yaklaştım ve belinden tutarak onu kendime çektim.Anında kollarını boynuma dolayıp yüksek sesle ağlamaya başlamıştı.

Bir kolumu ince beline diğer elimide ensesine götürüp sardım onu.Boynumda derin derin nefesler alıp sakinleşmeye çalışıyordu.Ne gördüğünü az çok kestirsem de tam olarak anlayamamıştım.

"Ne gördün canımın içi?" diye fısıldayıp ağır ağır belini okşamaya başladım.Her geçen saniye kasılmış vücudu gevşiyordu.

Bir süre kollarını hafifletmeden boynumda derin nefesler almaya devam etti.Onun konuşmayacağını anladığımda yavaşça ondan geri çekilip gözlerinin içine baktım.Belinde duran elimi çekmemiştim.Diğer elimi ıslak yanağına yerleştirip göz altlarını okşadım.

"Hadi bebeğim anlat..Ne oldu?" diyerek dudağının kenarından öptüğümde küçük burnunu çekip biraz daha bana sığındı.
Titreyen dudaklarını hafifçe araladığında yanağından minikçe öptüm.

"A-ablam bana vuruyordu..Çok.. çok vuruyordu.Sopayla..Yumruklarıyla.." diyerek gözlerimin içine baktığımda gözlerinde gördüğüm acı ciğerlerimi yakmıştı.Sakin kalmaya çalışarak yanağını okşamaya devam ettim.

"Geçti birtanem..Ben buradayım.Benim yanımdayken sana kimse dokunamaz." dediğimde yutkunarak kafasını iki yana salladı.

"G-geçmiyor ki Serhat..Özür dilerim.." diyerek tekrar ağlamaya başladığında derin bir nefes alıp onu göğsüme yatırdım.Anında kollarını belime sarıp kafasını göğsüme yatırdı.

"Geçecek kurban olduğum, söz veriyorum sana." dediğimde titrek bir nefes alıp boynuma küçük bir öpücük kondurdu.

"S-sen beni hep korur musun Serhat? Ben sana hep sığınabilir miyim?" diye sorduğunda elimle saçlarını okşayıp yumuşak saçlarına sertçe öptüm.

"Hep koruyacağım seni..Kimse dokunamayacak.." dediğimde tekrar boynumdan öptü.

"G-gürkandan da korur musun Serhat?" diye mırıldandığında kaşlarım çatıldı.
Belini okşadığım elim durmuştu.

"Nasıl yani bebeğim?" dedim sesimin normal çıkmasına özen göstererek.Ama sesim asla istediğim gibi normal çıkmamıştı.

"Yani.." diye mırıldandı başta.Daha sonra derin bir nefes alarak konuşmaya başladı. "Bana dokunursa ben istemeden..Korur musun?"

Hiçbir şey söylemedim.İçimde git gide artan sinir beni sakin kalmam konusunda beni zorluyordu.Burun kemerimi sertçe çekip derin bir nefes aldım.

"Ne yapıyordu bu pezeve- Gürkan sana bebeğim?" diye sordum saçlarını okşamaya devam ederek.Tekrar titrek bir nefes aldı.

"Ablam duş almaya gittiğinde odama giriyordu..Oyun oynayalım mı diyip benimle beraber oyuncaklarımla oynuyordu.Sonra..Biraz zaman geçince bacaklarıma ve boynuma dokunmaya başlıyordu.Geri çekilince bileğimden tutup bunu engelliyordu.Kapıyı kilitlemediğimiz zaman ablam içeri girince de oyun oynuyoruz diyordu.."

Konuşurken bir kaç kere nefesi kesilmişti.Ağladığı için sesi buruk ve halsiz çıkıyordu.Fakat şuan bunların hiç biri umrumda değildi.Şuan umrumda olan tek şey onun anlattığı şeylerdi.

Karşımdaki duvara bakarak uzun uzun düşünmeye başladım.Bebeğimin söylediği şeyler kafamda yankılanıyordu.

O gün onu öldürmeliydim.

İçimden geçirdiğim şeyler şuan göğsümde yatan çocuk için fazla psikopatçaydı.

Utku'nun benim yanıma geldiği yani beni bıçaklandığım gece o kayalıklara Gürkan'ı çağırmıştım.Amacım hepsinin tek tek hesabını sormaktı.Zaten çok süre geçmeden birbirimize dalmıştık.Ama o beklemediğim bir şey yapıp belinde taşıdığı bıçağı karnıma saplamıştı.

"Serhat.."

Duyduğum küçük mırıltı ile bakışlarımı duvardan çekip aşağı doğru indirdim.
Küçük bebeğim ürkek ürkek bana bakıyordu.Kafasını hala göğsümden kaldırmamıştı.

"Ne düşünüyorsun ki Serhat?" diye mırıldandı tekrar.Gülümseyerek alnına küçük bir öpücük bıraktım.Dudaklarımı bir süre alnında tutmuştum yavaşça geri çekildiğimde mavi gözleri saniyelik olarak kapanmıştı.

"Hani buraya gelen bir çocuk vardı ya bebeğim,Ali." dediğinde yavaşça kafasını sallayıp dudaklarını yaladı.

"Evet biliyorum." dediğinde gülümseyerek bir kez daha öptüm.

"Sen bugün bir kaç saat onunla kalsan olur mu? Benim bazı işlerim var onları halledeyim." diyerek saçlarını okşadığımda memnuniyetsizce yüzüme baktı.Kaşlarını çatıp dudaklarını büzmüştü.

"Kaç saat ayrı kalacağız?" dediğinde dudak büzüp omuz silktim.

"Çok az saat bebeğim hemen geleceğim tamam mı?" diyerek alnından öptüm.

Bir kaç dakika huysuzlansada sonrasında kabul etmişti.Yatakta bir saat kadar daha oyalanıp kalkmıştık.Utku duş almak istediğini söyleyip banyoya girdiğinde bende kahvaltı hazırlamak için mutfağa inmiştim.Kahvaltı güle oynaya geçsede sadece dışım o şekildeydi.İçimde sindiremediğim bir sinir vardı ve o siniri çok iyi atacaktım.

Kahvaltıdan sonra Utku telefonuma yüklediğim bir çocuk oyununu oynamaya başladığında bende kullandığım ikinci telefonumdan Ali'ye buraya gelmesi için mesaj atmıştım.

-

-


-

İyi geceler canımın içleri 🤍

ARKADAŞIM (GAY)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin