1

454 24 2
                                    

Taehyung eve oldukça yavaş girmişti. Sabahın ilk ışıklarıyla uyanmak hatta güneşi selamlamak zorundaydı. Çünkü o Kore' nin en büyük moda tasarım şirketinin ceosunun asistanıydı. Her sabah düzenli olarak 6' da patronunun evine gelip ona kahvaltı hazırlamak zorundaydı. Yine bütün gün dibinden ayrılmaz her denileni not alır ve onun gününü planlardı. Çok zor olsa da bu işe tutunmak zorundaydı. Azalan erkek omegaların nüfusu ve son zamanlarda kendini satmak zorunda kalan erkek omegalardan dolayı kimse onlara iş vermiyordu. Bu yüzden işe sarılmalıydı. Bu işin tek güzel avantajı Tae kızgınlığa girdiğinde ceo ona izin verirdi. Bastırıcı kullanmak zorunda değildi ve bu işin dn avantajlı yanı buydu.

Mutfağa gittiğinde hemen haftalık kahvaltı programını kontrol ederek başladı işine. Yumurtaları haşlamaya koyarken birden mutfakta bir omeganın kokusunu almıştı. Tae kafasını kaldırdığında sarışın kadınla yüzyüze geldi. Patronuna birlikte olduğu çok belliydi. Yer yer boynunda, dekoltesinden görünen göğüslerinde ve kollarında morluklar vardı. İlişkiden çıkmanın acısıyla zor ayakta duruyordu. Kadın Tae' ye doğru yürüdü.
"Çift yumurta olsun." dedi. Tae kadının yüzsüzlüğü şaşırmıştı o tek gecelikti ama tartışmak istemeden dolaba uzanıp bir yumurta daha bıraktı ocağa.
"Çok sertti." diye kahkaha attı kadın. Tae anlamayınca;
"Gece diyorum, patronun.."
"Jane" diye ses yükseldi salondan...

Tae sese doğru dönünce patronunu çatık kaşlarıyla gördü. Park Jimin... O Kore' nin en başarılı, en çalışkan ve en çapkın adamıydı. Hem işleriyle hem de evine yatağına aldığı insanlarla sık sık gündeme gelirdi. Tae bazen ondan çok etkilenirdi sonra sabah eve geldiğinde gördüğü görüntülerle etkilenme yerini iğrenç bir duyguya bırakırdı.
"Sen kahvaltı yapmıyorsun?" dedi sert bir tonla. Kadın bozulup çıktı evden. Jimin masaya yerleşip tabletini açtı.
"Biraz hızlı ol ve günün programını söyle." dedi Jimin asistanına bakmadan.
Tae bir taraftan çayı koyarken bir taraftan notlarını açtı. Boğazını temizledi. " Bugün sabah manken seçimi yapılacak sonra muhasebe de toplantınız var. Akşam işe arkadaşlarınızla buluşacaksınız." Sonra biraz yutkundu. "Yarın ise " bakışlarını patronuna çıkardı.
"Yarın hatta belki bu akşam şey izinliyiz efendim." dedi Tae. Jimin gözlerini kaçırdı ondan.

Bu şu demekti "Kızgınlığa giriyorum." Bu günlerde Jimin' de Tae' de çalışmazdı. Jimin kahvaltı yapmaya başladı. "Arabadayım efendim." dedi Tae sessizce mutfağı terk etti. Dışarı çıkınca kesik kesik soludu. "Her defasında böyle oluyor" diyerek söylenip arabaya geçti. Biraz sonra Jimin' de gelmişti. Ofise varınca model seçmek için ayrılan bölüme geldiler. Jimin önde Tae arkada ilerliyordu. Jimin hemen kendisine ayrılan koltuğa oturdu. Modelleri inceledikten sonra "Başlayalım " dedi. Tek tek modeller yürürken Tae' nin içini bir sıkıntı kapladı. Modelleri izlemeyi bırakıp Jimin' le göz göze gelince onun modellerden birine olan bakışını yakaladı. Sonra telefonuna mesaj geldi. Mesaj Jimin' dendi ve  "Şu kıvırcık saçlı minyon Kadın akşam bana gelsin." mesajını görmüştü. Telefonu eliyle sıkarak başıyla onayladı mesajı.
Park Jimin tam bir şerefsizdi..

Bir Aşk HikayesiWhere stories live. Discover now