Bir Aşk Hikayesi

3

Günün sonunda Jimin yine yatakta güzel bir omegayla uyandı. Yattığı kadınların hepsi çok güzeldi. Ama bu durum Jimin' i mutlu etmiyordu. En azından artık mutlu etmiyordu. Önceden Jimin daha doğrusu Tae' yi tanımadan önce sürekli başka biriyle yatardı. Onu tanıdıktan sonra da yatmaya devam etti ama sevişmek artık ona zevk vermiyordu. Huzursuzlukla uyandı. Duşa girdi uyandığında genç omega yatağımda yoktu.

"Ben geldim." diye içeri girdi Jungkook.
"Evimin anahtarını sana vermemeliydim." dedi jimin sinirle.
"Hey saçmalama, neyse Jiminshi sevgili asistanında mankenlerle ilgili dosya var onu almalıyız."
Swet ararken durdu Jimin. " Ne yapayım git al." dedi. Kıkırdamaya başlamıştı Jungkook.
"Dün tuvaletin önündeki alfaları zorla güvenlikle çıkarmışsın diye duydum." Kahkahalar atmaya devam etti. "Beni de belki istemezsin diye izin istedim."
Jimin gözlerini kapadı. Sakinleştirmeye çalıştı kendini.
"Jimin kızgınlıktayken onunla hiç konuştun mu?"
"Jungkook saçmalamaz mısın? " dedi Jimin.
"Üfff hyung o erkek bir omega kızgınlığını nasıl ve nerede geçiriyor merak etmiyor musun?"
Jimin durdu düşünmeye başladı erkek omegalar için kızgınlık çok zor olur Tae bu durumu nasıl atlatıyordu acaba.
"Bir alfa mi yoksa.." devamını getirmek zor oldu Jungkook için Jimin' in gözleri kızardı.
"Tamam belki onu tanırsan.. masum olmadığını anlarsan ona karşı anlamlandıramadığın hislerin biter." dedi.
Jimin düşündü Tae' yi birkaç alfa ile düşündü bunlar şehir efsanesi miydi? Yoksa Tae de böyle miydi? Yeter artık diye düşündü eli telefona gitti.
"Hoparlörde konuş." dedi oflayarak hoparlörü açtı Jimin.
"Efendim." diye telefon açıldı. Uykudan uyandığı belliydi.
"Şey Tae" biraz boğazını temizledi Jimin.
"Sen de mankenlerin dosyaları vardı müsaitsen almak istiyoruz."
"Hemen mi?" dedi Tae. Jimin Jungkook'la göz göze geldi.
"Evet." dedi.
Iki genç merakla arabaya bindiler. Asistanının evini hep uzaktan görmüştü Jimin. Araba evin önünde durduğunda kapıya doğru ilerledi Jimin. Göreceği manzara onu korkutuyordu. Sonra zile uzandı. Kapı birkaç çalışta açıldı.
Kapıyı uzun boylu, yakışıklı alfa olduğu belli olan bir adam açtı.
"Aah hoşgeldiniz." dedi Alfa. Ev sakura kokuyordu. Jimin gözlerinin dolduğunu hissetti.
"Park Jimin değil mi?"
Jimin başıyla onayladı. Sesi kaybolmuş gibiydi, kelimeleri anlamını yitirmişti sanki. Jimin o an farketti. Jimin Tae' den etkilenmiyordu ona aşıktı. Onu sevdiğini böyle anlamamalıydı.
"Tae malum biliyorsunuz kızgınlıkta bu şekilde karşınıza çıkmak istemedi." diyerek dosyayı uzattı yakışıklı alfa. Jimin adamı iyice süzdü uzun boyluydu. Kendinden daha yakışıklı geniş omuzluydu. Bembeyaz teni alfanın...
Dosyaya Jungkook uzandı.
"Evde başka kimse var mı?" diye sordu Jungkook. Çünkü cidden merak ediyordu. Erkek omegalar gerçekten fahişe miydi? Sexse doymuyorlar mıydı?
"Nasıl?" diye şaşkınlıkla cevap verdi alfa.
"Yani şey ben Jungkook?" diye elini uzattı.
Anlamsızca gülümsedi alfa.
"Jin" diyerek uzattı elini.
"Gidelim" dedi Jimin.

İkisi de hiç konuşmadan eve ulaştı.
"Alfa çok yakışıklıydı." dedi Jungkook.
Jimin kafasını kaldırdı. "Evet" dedi.
"Şimdi ne yapacaksın?" dedi Jungkook.
"İntikam alacağım." Jimin Hem sinirlenmiş hem de üzülmüştü.
"Hyung manyak mısın? Omega sana bir şey yapmadı. Sen onu bu haliyle kabul ettin ne intikamı?" Jungkook Jimin' in delirdiğini düşünüyordu.
"Onu pişman edeceğim." dedi Jimin.
Ayağa kalkıp telefona uzandı.
"Kim Taehyung ' u arayın. Yarın Paris' e girmek zorunda olduğumuzu belirtin."
"Ama efendim. O izinli."
"Biliyorum ama bunun önemli olduğunu gelmek zorunda olduğunu belirtin. Ayrıca iki tane bilet alın Fransa' ya."

"Ne yapıyorsun Allah aşkına" dedi Jungkook.
"İlk başta yapmam gerekeni. Onunla sevişeceğim. Zaten herkese veren bana da verir." dedi Jimin. Elleri sinirden titriyordu. Sonrasında ona uygun planları vardı. Park Jimin' in duygularıyla oynamak neymiş ona gösterecekti.