4

273 22 1
                                    

Tae sirketten aldığı telefonla bayağı şaşırmış ama mecburen hazırlanmıştı. Paris' i görmeyi hep çok istemişti.
Sabah evden çıkarken Jin' in bir tişörtünü bavuluna atmış ve onun kokusuyla işaretlenmişti. Havaalanına gelmesi bir saatini almıştı. Bazı alfalar işaretlenmesine rağmen ona bakıyordu ve onun yakınında duruyordu. Tae biraz korkmuştu. Hsvaalanına girince pasaport kontrol noktasına girdi. Biraz ileride Jimin' i görmüştü. Tae buna nasıl dayanacaktı. Jimin sarı saçlarını geriye doğru inince çatık kaşları ortaya çıkmıştı. Üzerine giydiği gömlek onun kaslarını ortaya çıkarmıştı. Tae ona yaklaştıkça hayal kurmayı kesmesi için başını sallamıştı.
"Günaydın bay Park."
"Günaydın" dedi.
Başka konuşma olmamıştı. Tae bu duruma şasırsa da tepki vermedi. Uçağa bindiklerinde Tae çaktırmadan bir uyku ilacı içmişti. Tae' nin yolculuğu uykuyla geçmişti Jimin ise intikam planları kuruyordu. Yolculuk bittikten sonra Jimin hafifçe sarstı Tae'yi. Tae birkaç saniyeye uyanmış etrafına bakmıştı. Jimin' le yakınlığını görünce yutkunmuştu.
"Efendim.."
"Uyan artık gidelim" dedi Jimin. Bir insan uyandığında bu kadar güzel olabilir miydi. Jimin zorlukla uzaklaştı oradan.
"İlk gün defileye katılacağız." dedi Jimin. O önde hızla yürürken Jimin ona yetişmeye çalışıyordu. "Ama önce akşam arkadaşım moda stilisti Hoseok ile görüşeceğiz." Birden önünü dönüp durunca Tae onun omzuna çarptı.
"Özür dile..."
"Ne zaman biter kızgınlığın ya da erken nitmesi için ne yapmalısın?" Tae kafasını kaldırmış ve onunla göz göze gelmişti. Yutkunarak indirdi gözlerini gözleri dolmuştu.
"Sana dedim." diye çıkıştı Jimin.
"Bilmiyorum" dedi Tae. Jimin Tae'ye baktı "İyi oyuncusun." dedi.
Tae yaşananlardan bir şey anlamıyordu. Ne oyunu ne diyordu bu adam. Tae onu takip edip araca binmisti. Resepsiyona varmış odanın anahtarlarını almış ve otele çıkmışlardı. Tae önce banyoya gitmiş Jin' in tişörtüyle kendini tatmin etmeye çalışmıştı. Tekrar duş almış ve kıyafetlerini giyinmişti. Derin nefesler alarak Jimin' in odasının önüne gelip kapıyı çaldı. Jimin kapıyı açınca Tae' nin kurdu içinde ulumaya başlamıştı. Tae zorlukla önünden çekilmişti. Hoseok Jimin' in yanındaki güzel omegayı görünce şerefsiz demişti içinden.
Iki dost hızla sarılmış hemen masaya oturmuşlardı.
"Hiç bu kadar güzel erkek omega görmemiştim." dedi Hoseok. Tae sessizce  ve utanarak onun teşekkürünü kabul etmişti. Jimin göz devirmişti.
"Bu defaki yatak arkadaşını onaylıyorum" dedi Hobi. Tae duyduğu şeyle şoka uğramıştı.
"Onunla yatmıyorum." dedi Jimin.
"Ne" dedi Hoseok.
Tae hiçbir şey anlamamıştı. Jimin için konuşulan dedikodular aklına geldi. Gerçi dedikoduya gerek yoktu çoğu kadını görmüştü. Onlar bazen omega olduğu için Tae' ye yatak maceralarından bazı sırlar verirlerdi. Bu sırlar genellikle nispet amaclıydı. "Çok iyiydi, çok sertti, hala yürüyemiyorum." falan. Tae aklına gelenlerle yutkundu. Gözleri Jimin' in kaslarına odaklandı. Şimdi odada göğsüne yapabilirdi ya da başka şeyler. Derince yutkundu. Jimin'le gözgöze geldi bir an.
Yemekten sonra bara gitmişlerdi Tae ne kadar izin istese de Jimin ona gitmesi için izin vermemişti. Jimin içmeye odaklanmış sahneye doğru yürütmüştü. Hoseok dayanamayarak:

"Onunla birlikte olmuyorsun yani?"

"Evet" Sıkıntıyla nefesini bıraktı Taehyung bu soruyu belki günde yüz defa duyuyordu.
"Hiç mi?"
"Hiç" dedi.
"Kızgınlığında da mı?"
"Evet"

"Ama Jimin eğer seni kızgınlığı için kullanmıyorsa neden işe aldı ki?"

"Belki çalışkan olduğum disiplinli olduğum içindir." Karşısındaki genç çatık kaşlarıyla onu dinlemediğini belli etti.  " Bence erkek omega sevmiyor."
Jimin Hoseokla oturan ve kikir kikir gülen Tae'yle sinirlendi. Barmen yakinlasip üç tane kırmızı şarap istedi. Bardaklardan birine biraz azdırı ilaç bırakmıştı.
Masaya gelip onlara ikram etmişti. İlaçların etkisini hissettikçe Tae' nin içi dağa çok kaşınmaya başlamıştı.
"Ben ben kalkmalıyım" dedi Tae.
Jimin histerik bir gülümseme sundu onlara.
"Ben de kalkayım" dedi.
Odaya girdiklerinde Tae kendini yatağa attı. Jimin onun çok hassas olduğunu düşünüp düğmelerini açarak yatağa ilerledi.
"Efendimmm."
Jimin kahkaha attı.
"Söyle bakalım." dedi Jimin rahat takılıyordu ama aslında Tae' nin kavranması onu da bu girdaba itiyordu.
"Yardımm" diyebildi sadece.
Jimin onun üzerinde yerini aldı. Yavaşça açtı düğmelerini. Tae' nin üzerindeki kazağı bir çırpıda çıkardı. Tae' nin pantolon ve iç çamaşırını da çıkarınca Tae çırılçıplak kalmıştı. "Ahhh Deliğimmm" diye inledi Tae.
Jimin köpek pozisyonuna getirdi onu. Sakinlikle dudaklarını bastırdı Tae' nin deliğine. "Ahh" diye çığlık attı Tae. Jimin parmaklarını Tae' nin göğüs ucuna çıkardı ve onları ezdi. Tae' nin beli kalçası havalanmıştı. Jimin sonunda hedefine ulaşmıştı. Elini görüşlerden çekip Tae' nin kalçasini ayırmıştı. Dilini içine gönderip git gel yaptı. "Siktir" dedi Tae.
"Jimin dilini çıkarıp pantolonu ve baksırını çıkardı "sikiyorum" dedi. Jimin büyülenmisti. Şu an intikamı unutmuş zevk almaya odaklanmışti. Aletini çekip Tae' ye konumlandırdı. Birden içine girdi. Tae yırtılacagini hissetmisti. Acı beynine ulaşmıştı. Artık tamamen yetilerinin kaybolduğunu düşünürken Jimin bir noktaya dokundu. Artık acıyı hissetmiyordu Tae.
"Nasıl o alfa gibi miyim?" diyerek Tae' nin kalçasina tokat attı.
"Bence daha iyiyim baksana nasıl darsın genişletememiş" dedi. Dudakları onun kulağına ulaştı.
"Kaç kişi öpmüştur o dudakları? Ha diye daha da kökledi."
Tae cevap veremiyordu. Gözlerinden yaşlar hızlıca akmıştı. Vücudu zevk alsa da kalbi paramparçaydı.
Jimin için o sadece bir fahişeymiş. Bunu bilmek onu çok üzmüştü.
Jimin içine akıttı menilerini...
İçinden çıkmadan bütün vücudunu tekrar öpmüstü. Mühür bölgesini de öpüp Tae' nin içindeki üyesinin şistiğini hissetti. Sonra hızlıca çıkıp tekrar kökledi. "Ohh" dedi.

"Sana benimsin" bile diyememek. "Sürtük" dedi. Tae yorulup harap olmuştu ama Jimin' in hırsı bilmiyordu.

Bir Aşk HikayesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin