10. Bölüm

2.2K 163 230
                                    

Felix Golf Kulübü'ne vardığında Hyunjin çoktan gelmişti. Felix şaşırmamıştı. Çünkü Hyunjin asla geç kalmazdı. 'Geç' kelimesi onun sözlüğünde yoktu. Diğer insanlara ne kadar mükemmel olduğunu göstermeyi severdi. Mümkün olan her şekilde.

Şimdi bile, bir bardak meyve suyuyla masalardan birinde oturuyordu, beyaz bir polo tişört ve beyaz bir şort giymiş, bir bacağını diğerinin üzerine atmış ve sandalyesinin arkalığına yaslanmış, altın rengi saçlarının yarısını yukardan toplamış ve açıkta kalan saçları hafifçe sallanıyordu. Esinti, o kadar mükemmel görünüyordu ki. Sanki göklerden yeni yaratılmış gibi.

Başkan tarafından konulan çekinceler nedeniyle o gün kapalı olan mekan boştu. Mükemmel güneşli bir gündü ve akşamın üçü olduğu için dışarısı çok sıcak değildi. Golf oynamak için mükemmel bir gün ve zamandı.

Felix ve Minho, Hyunjin'ne doğru ilerlerken, Hyunjin'nin ne kadar muhteşem göründüğünü fazla düşünmemeye çalıştı. Gerekirse kekelemeden Hyunjin ile konuşmaya hazırlanıyordu.

Hyunjin'nin yanında siyah bir tişört ve siyah dar bir kot pantolon giyen asistanı Jısung vardı. İkisi de onlara yaklaşırken Minho ve Felix'e bakmak için döndüler.

Hyunjin, Felix'in egosunun pil tasarrufu moduna geçmesine neden olarak yürürken tepeden tırnağa Felix'e baktı.

Felix, Hyunjin'nin sessizce kontrol edip etmediğini mi yoksa varlığıyla dalga mı geçtiğini anlayamıyordu.

"Geç kaldın senden beklenildiği gibi" dedi Hyunjin, Felix'in duyabileceği mesafedeyken.

Felix, Hyunjin'nin önünde durdu. "İşte. Yine burnunu soktun. O benim işimdi" dedi. "Geç kalmadım Hwang, zamanında geldim. Ayrıca Bay Moon daha burada bile değil"

"O çoktan geldi. Geç kaldığını kabul et." Hyunjin'nin sesi sıkılmış gibiydi.

Felix'in gözleri büyüdü. "Gerçekten?"

"Orada güneş ışığını engelleyerek mi duracaksın? Hareket edebilir misin? Yanan plastik kokusunu sevmiyorum"

"Ne oluyor?" Çıkıştı Felix.

Hyunjin kıkırdadı ve ayağa kalktı, Felix'in önünde durmak için yaklaştı "Üstünü değiştirip hazırlanmayacak mısın? Gerçekten zamanımızı harcıyorsun"

Felix gözlerini devirerek "Kıçımı öp" diye mırıldandı. Hyunjin ona çok yakın duruyordu ve yoğun bir şekilde Felix'e bakıyordu.

"Dil kullanmamı ister misin?" diye fısıldadı Hyunjin.

Felix kıpkırmızı kesildi. "N-ne?"

"Ne?" Hyunjin artık Felix'le göz göze gelmiyordu ama bunu hayal mi ediyordu? Hyunjin de mi kızarıyordu?

"Bay Lee!" Neşeli bir ses, iki adamın gitgide artan garipliklerinden sıyrılmalarına neden oldu. Başkan Moon onları kurtarmaya gelmişti.

"Sizi bekliyorduk" dedi Bay Moon coşkuyla elini uzatarak.

Felix eğilerek elini tuttu ve salladı. "Bay Moon, geciktiysem özür dilerim. Beklettiğim için özür dilerim" dedi Felix.

"Oh hayır! Hiç de değil! Tam zamanında geldiniz. Ama görünüşe göre Bay Hwang bir süredir buradaymış"

Felix başını salladı. "Üstümü değiştirmeliyim. Affedersiniz" Eğilip selam verdi ve ayrıldı.

____________________________________________

Akşam 17.30 civarında oyunu bitirmişlerdi. Başkan hızla üzerini değişti ve biter bitmez ayrıldı, Felix ve Hyunjin'ni duş alıp üstlerini değiştirmeleri için bıraktı.

Düşman Aşıklar -HyunlixWhere stories live. Discover now